osc okuyucularım; merhaba. başlıktaki final yazısından gördüğünüz üzere, sona geldik. bu benim yayınladığım ilk larry hikâyemdi. taslaklarda onlarca bekleyen kurgu arasında en samimi gelen buydu gözüme. büyük bir heyecanla, henüz 15'imde kendimde yatılı okula giderken yayınlamıştım. bu çocukların (özellikle harry ve lou'nun) hayatımda hâlâ çok büyük bir yeri var. mesela 22 mart'ta çıkacak all of those voices filmine ağlayarak gideceğimden emin oluşum gibi... lafı uzatmadan söylemek istiyorum ki aradan geçen 3 yılın ardından eskilerden neredeyse kimsenin olmamasına rağmen bu ortamı çok özlüyorum ve geriye dönüp bu kitabı nihayet bitiriyorum. okuyan, yorum yapan, zamanında arkadaşım olup instagramdan gece gündüz benimle dedikodu yapan herkese sonsuz teşekkür ederim. son kez, iyi okumalar... 💗🥺
*
Çok gençtik.
Bu okula 17 yaşında punk rockçı bir bela makinesi olarak geldiğimde buradan nefret ettiğimi biliyordum şey, aslında bunu sizde biliyorsunuz. Eylülde sonbahar yaprakları toprağı yeni yeni süslerken başladığım bu okulda takvimler şimdi haziran ayını gösteriyordu. İngiltere'nin kaprislerine göre bile gökyüzünün bulutsuz ve açık mavi olduğu bir zaman dilimindeydik. Çok şey yaşadım ve çok şey hissettim. 28. Welton Mülkü 9 ay içinde benim her şeyim olmuştu. Çok gençtim.
Babam beni buraya zorla sürüklediğinde bu okulda dost edinmeyi ve âşık olmayı bırakın birkaç hafta bile durabileceğimi söyleseler onlara orta parmağımı çıkarıp cehenneme gitmelerini söylerdim (şiddetle). Şimdiyse lila ve pembe renkli çiçeklerle dolu vadi manzarasına bakan 105 numaralı odamda oturmuş tatlı yaz sıcağında 2 hafta içinde bavullarımı hazırlayıp buradan 3 aylığına gideceğimi düşündüğüm için içimi sevimli bir hüzün kaplamıştı.
Sizin merak ettiğinizi bildiğimden konuyu uzatmadan söyleyeceğim ki Harry ve ben o telefon konuşmasından sonra (onun sarhoş olup benim ağladığım o geceyarısı konuşmasından söz ediyorum tabii) görüşmedik. Eh ona ulaşmayı denediğimi saklamayacağım. Ama çabalarımı önceki mesajlar gibi karşılıksız bırakmıştı. Onu suçlamıyordum, o siktiğimin hayatında tanıdığım en mükemmel insandı. Benim gibi huysuz ve kaprisli, aklından kötü düşünceler geçiren ergen bir bok çuvalıyla beraber olmak istememesini anlayabiliyordum. Kalbim kırılmış mıydı? Fazlasıyla. Hak etmiş miydim? Fazlasıyla. Anlatabiliyor muyum? Bence beni anlayabiliyorsunuz. Ayrıca onun İngiltere'nin en genç doktoru olma ve hükümetten onur ödülü alma meselesi de vardı ki şuan bile gerçekleşiyor olabilir (şaka yapıyorum, canlı yayınlanacak bir törendi bu ve elbette ki izleyeceğim). Yine de hâlâ ondan bir haber yok. Onu bu okuldan ayrılmadan son kez görebilmek istiyorum. Affedilmeyi bekliyor değilim, artık değilim, en azından o sımsıcak zümrüt yeşillerine son kez bakabilmek ve ısıyı hissetmek istiyorum.
Son sınavlarımı vermiştim, geriye sadece telafi sınavları kalmıştı. Sınıf birincisiydim ve sene sonu düzenlenecek törene Bayan Styles ve çocukların ricasıyla katılıp konuşma yapacağım için Welton'daki son 2 haftamı burada dolu dolu son anıları kümeleyerek harcayacaktım. Harry'nin beni somutça saran yokluğu hariç... Her şey yoluna girmişti, sanırım.
Liam odaya küt diye girdiğinde arkasındaki Niall ve Zayn'in sesini de duyabiliyordum. Bir şeyler hakkında Niall onun sinirini bozuyor ve Zayn'de onu tersliyor olmalıydı. Bu hâllerini özleyecektim. Onları seviyordum.
Sizlerin nasıl meraklı olduğunu bildiğim için tekrardan araya girmeliyim. Zayn ve ben işleri yoluna koymuştuk. Delacour bu okuldan; Harry ve Zayn'den yeniden uzaklaşmıştı. Zayn ve ben normal 2 arkadaş gibiydik arada ibneliğine bana yürüse de aramızda o anlamda bir şey kalmamıştı. Harry'i nasıl sevdiğimi biliyordu, beni yalnız bırakmamıştı. Acımı yaşamamı sağlamıştı ve gerektiği yerde diğerleriyle beraber araya girip beni durdurmuştu da. Sorun yoktu, sorun yoktu ve bu iyiydi. Zayn'i seviyordum. O hep yalnız bir çocuk olarak kalmayacağı için mutluydum. Ela gözleri parlamayı ve sevilmeyi hak ediyordu (tüm sansasyonel olaylarına rağmen...)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one step closer
Poesíalouis asi bir özgürlükler prensi ve aşk nedir bilmiyor; harry ise ona bunu öğretmekte kararlı (zor yollarla bile olsa...) ya da -; au : louis'in tek isteği zorla geldiği yatılı okuldan kovulmaktır ve bunun için müdirenin oğlu harry edward styles'ı k...