1.4

1.3K 79 271
                                    

⚠: 💦💦 👌🏻👈🏻

*

Louis Tomlinson tarafından iki sesli mesajınız var.

Mary Jane... Uhm, nasıl başlasam bilmiyorum. Pekâlâ, içimden geldiği gibi konuşacağım, yani hep yaptığım gibi. Başıma bela olan her olayda olduğu gibi... Iıı şuan noel tatili için kasabanın kuzeyinde dağların çevrili olduğu bir köydeyiz. Bu evi bizim için Harry buldu ona da kâhyasının bilmem-neyi söylemiş. Evet, beraberiz. Bunu söylemek zor, kabullenmek daha da zor. Sırf kendi isteklerin şiddetle tek bir çıkışı işaret ediyorsa insan bazı yenilgilere düşüyormuş. Harry de benim yenilgim oldu, Jane. Ne kadar acınası, berbat bir adamım ben. Onun vücudunu kullanmak, onu kullanmak... Ne rezil, korkak bir adam. Jane, günlerdir öyle şeyler oluyor ki artık ne düşüneceğimi, nereye kaçacağımı bilmiyorum. Annem olsa tüm bunlar yaşanmazdı, sen mesajlarımı yanıtsız bırakmasan, siktiğimin telefonlarını açsan, böyle olmazdı. Oh, kabul. Kendi hatalarımın sonuçlarında bir başka insanı suçlamıyorum. Ama iki adamı aynı anda kullanıp sevmek, biri arkadaşım biri ise dünyadaki en muhteşem insanken. Ah Jane, onu bu denli pis bir amaç uğruna kullandığım için öyle pişmanım ki... Tamam tamam, ağlamayı kes, ağlamayı kes Tommo the Tease.. İyiyim. Ah bir saniye, burnumu sümkürmem lazım-
Evet, geldim, pekâlâ... Şimdi yaptıklarımdan pişmanım. Bana iyi davranmasına katlanamıyorum ama onu üzemeyeceğimi de biliyorum. Bu okulda daha fazla duramam. Ben gidiyorum, kaçıyorum. Yani... gidiyoruz. Harry ile beraber. Her şeyi bir kenara bırakıp uzaklara- ...Jane, kardeşim. Seni çok özledim, umarım en yakın zamanda bu mesajı dinlersin. Sanat tarihi okuduğu için çoktan Burger King'e eleman olan Brezilyalı sevgiline selam söyle. Sanatta kaybettiği başarıyı aşkınızda bulursunuz umarım. Seninle olmak ve saçlarını örmek isterdim. Ama sanırım artık örebileceğim yeni saçlar var.
Seni seviyorumseniseviyorumseniseviyorum. Her zaman.

*

Çığlık atıyordum. Tek bildiğim buydu; ortalığı ayağa kaldıran uzun haykırışlar.

O rock grubunu aptal bir ergen filminde keşfettiğimde Mary Jane ilk sigarasını içmişti. Kestane rengi saçları yeni uzuyordu, göğüsleri büyüyordu, o zaman düzensiz reglini geçirdiği zamanlardan biriydi. Epilasyona başladığım için keyifliydim. Jane ve kendim için kutu dondurma ve tacho almıştım. Los Angeles'ın uçsuz bucaksız göklerinde güneş hiç olmadığı kadar yakıyordu. O zamanlar öyle mutluydum ki uçan kuşlardan daha yükseklerde hissediyordum kendimi. Onlar kadar da özgür.

"Kalmak istemiyorum, gitmek istemiyorum..."

O zamandan beri böyleydim işte. Uyumsuz, asi, ne istediğini bilmeyen. Şarkının sözleri ne de çok hoşuma gitmişti sırf ruhumda bir parçayı yansıtıyor diye.

Babam fark etmesin diye başlarda mentollü sigara içerdim, Mary Jane mentolü dişiyle patlatırdı.

Futbolu o yaşlarda bıraktım. Çünkü kalp hastasıydım, koştukça nefeslerim kesiliyordu.

"Yolumda engel değil."

Kaşımı deldirdiğimde ağlamıştım.

Zayn'i seviyorum ve Harry'i daha çok seviyorum.

Artık bu okulu da seviyorum.

Kalmak ve gitmek istemememi sağlayan o sebep dışında. Hepsini seviyorum. Liam'ın şefkatini üzerimde hissedebiliyorum. Niall'ın esprilerini özlüyorum. Özleyeceğim tüm o şeyler...

Göğsümü yakan bir çığlık koyverip uyandığımda, gözlerimi açar açmaz ilk gördüğüm şey Harry olmuştu. Şarabın sarhoşluğundan gecenin sonlarına dair detayları hatırlayamasam bile Harry'nin bacaklarımın arasında kıvrılıp göbeğimi yastığı olarak kullanmak istemesi hayal meyal gözümde canlanıyordu. Şimdiyse yeşil gözleri mor halkalarına ev sahipliği yaparken hâlâ yakışıklı yüzüyle şaşkınlık içinde irkilmiş suratıma bakıyordu. İkimizin iç çamaşırlarını da gece o giydirmiş olmalıydı. En son hatırladığım... deliler gibi sevişerek uyuyakaldığımızdı.

one step closerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin