bir bölümde üç farklı yerde üç smut yazdım, gelmiş geçmiş en uzun bölüm oldu fçöüpçqöw riding, dirty talk, rimming, bol bol hard candy Jr. Louis çünkü louis 17 yaşında (tamam, artık 18) başkaaa... işin aslı uyarı kısmını sevmiyorum çünkü zaten bunları bekliyorsunuz, o yüzden iyi azmalar dilerim ;d edepsizlikler diğer bölümde de devam edecek...
bonus: yorum atmayı unutmayın, mümkünse her paragrafa dçfkğeşd
Uzun bir aradan sonra ilk kez böyle huzurlu ve kesintisiz bir uyku uyumanın tadını çıkararak açtım gözlerimi. Aydınlık tavan, çerçevedeki resimler, perdeleri sonuna kadar açık pencerede görünen karlı çam ağaçları. Noel arifesinde kurabiye kokuları ve tarçını beklerken sabırsızlandığım çocukluk telaşlarım gibi hepsi bir bir gözümün önünde canlanarak kolları arasına uyuduğum bedeni ve onun kalbini işaret ediyordu bana.
Başımı yana çevirince onun sabun kokusunun somut bir varlık gibi odada dolaşmasına gülümseyerek doğruldum. Harry bir şekilde beni o aptal takımdan kurtarmış ve sıcak giysiler giydirmişti. Tabii giysilerin onun olduğunu belirterek insanları çatlatmanın gereği yok, artık biliyorsunuz...
Yatakta sarkıttığım dizlerimi bir süre salladıktan sonra esneyip ayağa kalktım. Beynim bir fren sesiyle bana sigara içmediğimi hatırlatsa bile şuan yemek yemeye olan açlığım daha ağır basarak midemin guruldamasını sağlıyordu. Ayağa kalkıp geniş odada yürümeye başladım. Tek kişilik geniş bazalı yatak hemen camın önündeydi. Kocaman bir maun çalışma masası ve raflarla, manzarası insanı gerçekten doktorculuk çalışmaya itiyordu. Harry'nin dün benimle bir doktor olarak ilgilenmesi dudaklarımda istemsizce bir gülüş bıraktı.
Sanırım aptal oluyorum...Harry'nin dün pastayı getirdiği kapıdan girdiğimde mini mutfak ve tuvalet olduğunu tahmin ettiğim bir başka yer karşıma çıktı. Her yer Harry gibi kokuyordu ve sanırım dünyada bundan daha huzur veren bir başka koku yok (annemin kokusu şimdi uzaklarda bir yerde bir başka rüzga esiyor).
"Uyuyan Güzel uyanmış?"
Yerimde zıplayıp arkamı döndüğümde Harry'nin kapıyı kapatmış sırtını duvara verdiğini gördüm. Saçları yine topuzdu ve ellerinde şık eldivenleri vardı. Ayrıca o an dikkatimi tamamen ona vermemi sağlayan gövdesine sarılı o beyaz önlük... Tamam, azgın düşüncelere yer açmak için erken bir saat olduğunu kabul ederek gülümsedim ona.
"Sabah yanında olamadığım için üzgünüm Lou." Odanın içinde yürüyüp eldivenlerini deri kanepenin üzerine bıraktı. "Sabah erken saatte tatilden öncesi bir kursa yetişmek zorunda kaldım."
Zıplayıp mutfak tezgâhına oturduğumda başımı iki yana sallayarak gülümsemeye devam ettim. "Ah, sorun değil! Şimdi kalkmıştım zaten, etrafa bakınıyordum."
Yanıma yürüyünce yakışıklı suratına bakıp iç geçirdim. İnsan yakışıklı ya da zeki olur, öyle değil mi? Ama Harry bu tabuları kırıyor, hem bir melek gibi etrafımda geziniyor hem de doktorluk yapıyordu. Ya da şöyle söylemek isterim; zenginliği kötü bir kalbe sahiplik etmesine sebep olabilirdi fakat yüzüne oranla kalbi gerçekten bir meleğinkine aitti. İşte bu yüzden bana doğru gelirken ona sahip olduğum için kiliseye bağış falan yapmak geçti aklımdan. Tabii sonra bir başka düşünce Küçük Denizkızı Ariel'in baş düşmanı Ursula gibi göğsüme oturdu: Ona sahip miydim ki?
"Hey, neler düşünüyorsun?" diye sordu neşeyle elini omzuma koyarak.
"Hiiç," dedim oyuncu bir gülüşle omuz silkerek. "Çok açım ve sigara istiyorum."
Harry başını yana çevirip duvardaki saate baktığında ben de baktım. Saat öğlen 13:00. Yani bütün bir günü yatakta geçirmiştim. "Yolda alırız," dediğinde şaşkınlıkla gözlerine baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
one step closer
Poetrylouis asi bir özgürlükler prensi ve aşk nedir bilmiyor; harry ise ona bunu öğretmekte kararlı (zor yollarla bile olsa...) ya da -; au : louis'in tek isteği zorla geldiği yatılı okuldan kovulmaktır ve bunun için müdirenin oğlu harry edward styles'ı k...