"Tekrar denemeye ne dersin Orihime?" Batuhan'ın pis bakışları üzerimde dolanıyordu. Onu zaten bu kadar kolay yenemezdim zaten öyle değil mi?
Kahretsin. Cevap veremiyordum. Yanıma geliyordu. Nedense fazlasıyla sakindi. Kulağıma doğru yaklaşıp konuşmaya başladı.
"Senin bana olan zaafın çok işimi yarayacak değil mi Orihime? Hoş zaafın olmasada pek güçlü bir rakip sayılmazsın ya." Resmen benimle dalga geçiyordu. Haklıydı da. İchigo'nun öğrettiği saçma büyüden başka hiçbir şey bilmiyordum.
Batuhanı kendimden uzaklaştırdım. "Bildiğin büyüler olmadan koca bir hiçsin. Gücün yetiyorsa büyü kullanmadan savaşalım." Bunun üzerine kocaman bir kahkaha patlattı.
"Ölümü bu kadar kolay kabullenmen çok hoş. Boyun kaçtı senin sahi? 1.55 falan mı?" Ah lanet olası, 165dim ben!
Çevreme baktığımda kimse yoktu. Bütün o insanlar korkup kaçmış mıydı? Yoksa lanet Batuhan mı hepsini yok etmişti? Neyse şimdi bunları düşünecek vaktim yoktu.
Çeneme yediğim bi yumruk darbesiyle yeri boylamam çok hızlı oldu. Son anda kafamı çarpmaktan kurtulmuştum. Kahretsin, piç çok hızlıydı.
Kemiklerimin ağrısını aldırmadan hızlıca ayağa kalktım. Tekmelerimi isabet ettirmeye çalıştıkça o hızlıca kaçıyordu. Kahretsin ıskalamaktan yorulmuş ve nefes nefese kalmıştım.
"Ahhhh" Boynumdan ses çıkmıştı ve ağzımdan kanlar akıyordu. Sol yanağıma bir dirsek yemiştim. Yerdeki dişim miydi? Öksürerek boğazımda kalan kanı yere tükürdüm.
"Hadi Orihime pes et ve ayaklarıma kapan."
Onunla normal şartlarda bile dövüşemiyordum kahretsin. Tüm gücümle bağırıp Batuhana doğru koşmaya başladım. Tekmem karnını hedefliyordu ancak bacağımdan tutup beni kurulan setlerin üstüne tekrar fırlatması geç olmadı.
Gözlerim.... Kapanıyordu..... Kahretsin.......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Orihime.
FantasíaOrihime'nin dünyadaki hayatı tam da istediği gibi gitmeye başlamıştı ki. Sindria'nın ikinci prensi yeni bir göreve atandı. El-Thamen tarafından görevlendirilen Ichigo, magoisi yüksek olan Orihime'yi eğitmek zorundaydı. Bu görevi ilk başta küçümseyen...