İnsanları kandırmak karşılığında çok para

102 6 0
                                    

Merhaba. Evett arkadaşlar şu okuyanlar vote vermeye neden üşeniyorki...

Bu bölüm Mete'den. Her  ne kadar buaralar Mete ismini duymak istemezsem de bikere işin içine girdik.

Öncelikle ben bu hikayeyi kendim için yazıyorum başkalarının beğenip beğenmemesini umursamıyorum.Ben hikayeyi yazarken aklımı bununla yoruyorum ve sıkıcı yaşantımı düşünmüyorum.Gelen kötü mesajlara da cevap vermiyeceğim. O güzel mesaj atanları da buradan öpüyorum.

Okuyanlara şimdiden teşekkürler.

Mete'den

İnsanları kandırmak kötü bişey, biliyorum.Ama ben mecburum.

Şu deli adam beni buna zorluyor.Hayırr!Onu sevmediğimden 'Deli' demiyorum.O hastalıklı. Doğuştan zihinsel engelli.Ailesi onu zihinsel engelli  diye caminin avlusuna bırakıp gitmişler.Yaşlı bi dede onu almış,büyütmüş.Sonra o dede ölünce bütün varlığını ona vermiş.O da bu varlığı şuan kötü yola harcıyor. İnsanları kandırarak mutlu oluyor.İnsanları öldürtterek mutlu oluyor.Bizim yardımımızla...

Biz, Doğuşla yetiştirme yurdunda büyüdük.17 yaşında yurttan kaçmayı planladık. Ama yakalanınca bizi kendi elleriyle kovdular.Biz çaresizce sokakta kalınca bir adam bizi Serdar Bey'e yani Deli'ye yönlendirdi.Bizde o gün bugündür o deli adama insanları kandırmasında yardım ediyoruz ve ne saçma ki o bundan mutlu oluyor.Daha doğrusu, ben insanları kandırıyorum,ama Doğuş öldürüyor,bıçaklıyor,işkence çektiriyor.....Bu yüzden Doğuş benim 2 katım para alıyor.

Bana en son, masum savunmasız bir kızı elde edip onu kandırıp terk etme görevini verdi. Ve bunun için bana 2.500 Tl verecek.Bazen o masum insanları kandırarak aldığım para onların canınından daha mı kıymetli diye düşünsemde,bunların hepsi okuyup mesleğimi elde edene kadar sürecekti.Sonra devam edeceğim hayatıma.

Şuan ki görevimin kurbanıda,şu Şımarık Bücür.Aslında çok şeker bir kız.

3 gün önce ben  "İyi ki bu görevi Doğuş'a değilde bana verdi yoksa o güzel canı fena yanacaktı"diye düşünürken . Doğuş'la bunu sarmaş dolaş görünce sinirlendim.Önce Doğuş'un yakasına yapışıp "O kıza yakın gitme.Bu benim görevim"diye hırpaladım. Ama beyfendi bana "Onunla arkadaşız. Ve ona zarar vermeyeceğimi biliyorsun" dedi. Başka bi zaman olsa buna kahkahayla gülerdim.Ne yani bizim Doğuş ve arkadaşlık.... Doğuş'un bu dünya da tek değer verdiği kişi bendim.O benim kardeşimdi.Ama o bunu bir türlü itiraf etmiyordu.Onunla atıştıktan sonra.......Adı neydi şu şımarık kızın!!... Hah Güneş. Güneş'i aradım. Ona biraz bağırdım ama haklıydım.

Neyse...Kim bilir kaç saattir şu şımarığı gözetliyorum, bilmiyorum ama bu kız sahiden de aptal.Bir insan elindeki telefonu,3 saat 22 dakikadır ararmı? O pes etmeyince ,ben pes edip yanına gittim.

Gülümseyerek "Napıyosun?" diye sordum.

O da sinirli olduğunu belli eden kaşlarını çatık bi biçimde "Bahçede otururken telefonumu kaybettim.Hem sanane Pislik herif sen benim arkadaşıma küfür ettin Def ol burdan" diye çıkışınca ellerimi kotumun cebini sokup"Sakin ol şampiyon"deyip gülümsedim.Ardından "Elinde ki alet ne ? Yeni bir ürün herhalde hiç görmedim "dedim alayla. Eline şaşkınca bakıp boynuma atladı.Çokk...güzel kokuyordu.Nasıl bir koku bilmiyorum ama insanı rahatlatan bir koku.Benden atrıldığından kendimi eksik hisettim ama kendimi toparladım.Sevinçle kahkaha attı " Kaç saattir bunu arıyorum bilmiyorum ama elimdeymiş resmen yaa. Anladım gerçekten aptalım."dedi.Sabırsızca "3 saat 22 dakikadır"dedim.Anlamsız gözlerle "Ne?" dedi. Off ne diyceğim şimdi BİNGO! "Yaklaşık 3 saat 22 dakikadır seni arıyorum onuda mı fark etmedin ?" dediğimde telefonuna bakıp "Ahh! Sarjı bitmiş "dedi.Bunu biliyordum çünkü telefonu ,evi herşeyi gözetim altında."Her neyse ben buradan geçiyordum seni görünce merhaba demek istedim ben gideyim" dediğimde "Ama demedin" dedi. Tek  kaşım havada  "Nasıl ?"diye sordum.Devam etti ve "Napıyosun ?dedin Merhaba demedin"dedin.Offf ben bununla nasıl uğraşıcam. 

Bahçenin girişine doğru gittim ve sanki bu konuşma olmamış gibi Güneş'e "Merhaba nasılsın?"dedim O da "İyi sen?"dedi "Bende iyiyim ben buradan geçiyodum sana bi merhaba diyeyim dedim sonra görüşürüz "dedim ve hoşçakal dercesine el salladım.O da elini dudağına götürüp elini öptü sonra bana doğru üfledi ve el salladı bu aptalca hareket ondan başka kimseye yakışmazdı.

Ebru'dan

Evde mal mal  dans ederken telefonumda One Direction Kiss You çalıyordu.Evet o şarkı eskidi ama One Direction şarkıları ve One Direction benim gözümde eskimez arkadaşş. Dansımı Güneş'in ayı gibi kapıyı vurması böldü.Kapıyı açıp ona hesap soracakken hemen kendini içeri attı ve ardından kapıyı 3 kere kilitledi.

"Noldu Güneş?"

"Kanka köpekler peşimde"dedi.Ahh şunun böcek,köpek ve karanlık takıntısı yok mu ....Aslında karanlık takıntı değil o karanlıkta asla duramaz kalbi sıkışır ölür Mazallah!

"Off Güneş kapıyı niye kilitledin içeri girmezler"dedim ve kilitleri açtım.

Derin nefes alıp içeride ki üçlü koltuğa  geçip uzandı.Üstündekini annesi almıştı ve çok seviyordu.Annesi çok umursamaz bi kadın.Yani kızını hiç umursamıyor.Ama Güneş onun istemeden öyle davrandığını düşünüyor .Üstündeki sarı ,askılı, kısa şortlu bir tulumdu.Ayaklarında ise sarı kısa konversleri vardı. Ben bunla okulda çok güzel giyinirdik.Kızlar bize hep hangi mağazadan giyindiğimizi sorardı. Ama biz söylemezdik. Bizim sitelerin arkasında ki binalardan birinde bir kadın var o hep bize ucuzdan çok güzel şeyler verir.

Güneş odasına gittiğinde yapcak birşey bulamadım, bende odama gittim.Yatağıma uzandım. Şöyle bi düşündüm de Doğuş çok hoş bir çocuk.Aslında çok kaba ama ben sarhoş olmuşken arabada bana adını söylemeseydi ona Güneş'in tabiriyle 'BAY UKALA' derdim.

Onu dün ,alışverişten gelirken gördüm. Bankta oturmuş ,sigara içiyordu. Sigara içtiğini görünce biraz iğrensemde  onu görünce ellerim terledi ve ona bakmaktan önümde ki taşı görmedim ve yerle romantik anlarımız gerçekleşti.Ona kaba demiştim ya aslında o "KABKİB" yani açılımı"KABa-KİBar".Çünkü yanıma gelip beni kaldırdı. Elimde ki poşeti aldı. Ben kalktıktan sonra bilerekten ayağımın acıdığını söylediğinde"Napıyım!Sırtıma bin istersen"dedi şaka yaptığını biliyordum ama hiç alaya vermeden durdum. O da bana neden durduğumu sordu bende sırtına bineceğim dediğimde "Yürü baş belası."dedi ve sırtına aldı. Kapının önüne gelince benimle dalga geçerek"Anladık yakışıklıyız da birdahakine bana değilde önüne bakmayı dene" dedi.Ona dil çıkarttım ve utançla teşekkür ettim. 

        HIZLI YAZDIĞIM İÇİN YANLIŞLARIMIN OLDUĞUNU BİLİYORUM AFFEDN :)

ŞımarıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin