0.3

92 9 5
                                    


Hala elerim ve dirseklerim acırken bunu o çocuğa hissettirmemeye çalışıyordum. Yavaş yavaş o karanlık kolidorda kim olduğunu bilmediğim çocukla yürüyorduk.

En sonunda okulun kapısına geldiğimizde arkamı dönüp tekrar bir inceledim buraları. Ne yani şimdi benim kazandığım okul burası mı? İmkanı yok ben asla burda okumam. Bu yüzden kendi Loctor kasabamızda bir Üniversiteye gideceğim.

Yani sadece üniversitesinin eğitimi iyi olsa yeter bana. Başka bişi istemem.

Önümü dönüp tekrar yolda ilerlemeye başladım. Artık okulun kapısından dışarıya çıktığımızda buraların ne kadar iğrenç olduğunu görebiliyorum.

Heryerde pis pis ezilmiş çimenler, eski püskü bir okul. Ve daha nicesi aon olarak ise benim oturduğum çardak aslında oda benim ilk oturduğum gibi güzel değil. Sadece aynı kalan o lüks ve güzel ağacın gövdesindeki delik.

Çocuğun bana yardım etmesi sonuncu bir tane kayanın üzerine oturmuştuk beraber. Aslında doğru söylemek gerekirse acayip tırsıyorum ama belli etmiyorum.

Çocuk oturduğu yerden bana dönerek konuşmaya başladı.

'Sen benden korkuyor musun?'

Aslında bu soruyu duyunca şok olmuştum çünkü asla bu soruyu beklemiyordum. Doğru söylemek gerekirse çok korkuyorum.

'Hayır bunda nerden çıkarttın? Ben kimseden kotkmam.'

Sonra yüzünde bir sırıtış ile devam etti sözlerine.

'Ben pek öyle olduğunu sanmıyorum. Belliki basbayağı korkuyorsun.'

Yani aslında çocuk haklı sanırım fazla belli ettim. Ben birkere merden biliyim itin, kopuğun tekinin olmadığını?

'Evet yani biraz-cık, azı-cık korkuyorum diyelim. Sonuçta seni tanımıyorum bir. Seni daha önce görmedim iki. Daha varda neyse boşver.'

Ben oturduğum taşın üzerinden biraz geriye giderek kafamı ellerimin içine alarak düşünmeye başladım.

Ln varya ben kesin o büyü denemesi sonucu bu hale geldim. Aslında bu bir rüya ya bakın şimdi ben birazdan uyanıcam iyi izleyin.

'Şey senin adın ne?'

Ben bu soruyu yönelttikten sonra o kapalı olan pelerinin şapkasını birazcık geriye çekerek gözlerimin içine baktı.

'Batu'

O kadar güzeldi ki o yeşilimsi gözleri. İnsan içinde direkt koybolabilir bence.
Nerneyse nerden geldik bu konuya ya ben çocuğa birşey diyecektim.

'Şey bana bir çimçik atsana'

Hala benim gözlerimin içine bakarken bir yandanda konuşuyordu.

'Neden ki?'

Bende aynı şekilde değilde ondan gözlerimi kaçırarak onun sorduğu şeylere cevap veriyordum.

'Boşver sen çimçik at bana bir'

Bunu dedikten sonra adeta gözlerinin içi güldü ve benim kolumun kenarını sıkarak çevirdi. Tabi mikrobun sıktığı yer çok acıdığı için ben o refleksle ani bir çığlık attım.

'Aaaaahhğ'

Hayvan ya bati biraz yavaş sık koptu, morardı resmen.

'Kn oğlum insan biraz yavaş sıkar hayvan güçlü dinazor.'

Bana bakarak komik bir sıfatla dudaklarını büzdü.

'Aaa kırıldım ama.'

Ay çokta umrumda.

Son BüyücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin