0.8

39 3 0
                                    


* * *

Sonunda 7 ders bitmişti ve bizde bahçede M.r Aduya yı bekliyorduk.

Bir konuşma yapıp onun ardından da hayvanlarımızı salacak ve onlarda bizlerden birilerini seçecek. Aslında çok heyecanlıyım. Acaba benim hayvanım nasıl bir şey?

Ben böyle konuşurken sabahki yaptığım gibi yine etrafa bir göz gezdirdim. Herkes pelerinin kapşonunu kafasından çıkartmış öylece  M.r Aduya yı bekliyorlar.

Tam karşımda ise sırtı bize dönük benim yaşlarımda bir kız duruyordu.

Hafif ona doğru bir adım attığımda Batu kolumdan tutup geriye çekti.

Öküz ya tam öküz. Ben bunun kadar kaba birini görmedim.

'Asya aklını okuyabiliyorum bunu unutma lütfen.'

Sanki biraz sinirlenmiş gibi bir hali vardı. Ama onu takmadan bende konuşmaya başladım.

"Tamam Batu göreceğiz."

Bunu dedikten sonra M.r Aduya daha gelmemişti bende gözlerimi sıkıca kapatıp beynimin içine kocaman asla yıkılmayan bir duvar ördüm ve gözlerimi açıp beklemeye devam ettim. Acaba biz bir insanın aklını nasıl okuyabikiyoruz?

Bunuda kaydet beynine ki sonra öğrenesin.

Ya hep bu kadar zeki olmak zorunda mısın? Kıskanıyorum seni iç ses.

Kafamı sağa çevirip Batu ya baktığımda herzamanki gibi yine kafasına kapşonunu geçirmiş öyle bekliyordu. Nevar yani birkere de takmasan şunu. Yok ama illa ki takacaksın değil mi?

Mal gibi kendi kendime konuşuyordum ama birden sessizlik çökünce M.r Aduya nın geldiğini anlayıp kafamı ona çevirdim.

Adam üzerine bembeyaz bir elbise gibi birşey giymiş birde göğüsüne kadar gelen o beyazlı, siyahlı sakkaları ile çok değişik bir havası var.

Merhaba çocuklar yine ben geldim. Sadece küçük bir konuşma yapıp gideceğim ve ardından hayvanlar gelip sizin elementlerinizi felan belirleyecek. Dinlediğiniz için teşekkürler ve bol şanslar.

M.r Aduya konuşmasını bitirince bir köşeye geçip oturmaya başladı.

Oturduktan bir süre sonra masanın üzerinde duran hafuf büyükçe sopayı havada sallayıp kesprio deyince birden hava kararmaya başladı.

Etrafıma baktığımda herkes kotlu içinde pelerinini kafasına geçirirken bende hemen kafama geçirdim.

Yaklaşık 5dk boyunca etraf karanlık kalırken birden bire karanlığın içinde bildiğimiz kurtlar çıktı ama garip olan şey ise bembeyaz renkli olup üzerlerinde kanatlı olmalarıydı. Kanatlarında aynı şekilde beyaz olup sadece uçları siyahtı.

Havadan yavaş yavaş bir sürü uçan kurtlar gelirken çoğu kişinin önüne durmuşlardı. Sanırım yavaş yavaş kendi sahiplerini seçiyorlardı.

Yaklaşık 250 kişinin felan hayvanları gelince geriye bende dahil geriye 50 kişi kalmıştı.

Yavaş yavaş onlarınkide gelince ortada sap gibi tek ben kalmıştım. Yabi o kadar mı kötüyüm bende, beni seçmediler ki?

Hiçte bile bende en az onlar kadar iyiyim. Ben böyle konuşurken Batu nun hayvanı bile gelmişti ama tek benimki gelmemişti. O kadar sinirlenmiştim ki resmen ağlayacak duruma geldim.

Bir anda karanlık havada çok hızlı bir şimşek çakınca herkes gözünü havaya dikip gelecek hayvanı bekledi. Bence kesin bu işte bir iş var neden şimşek çakıyor ki?

Son BüyücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin