4.Bölüm

118 39 0
                                    

Multi:Polat

Hastaneden çıkmıştık. Polat bizi eve götürmesi için ısrar etmişti. Annem de kıramayıp kabul etmiş miş. Yolda ikisi sohbet muhabbet gırla. Ben de arkada evlatlık gibi oturmuş, dışarıyı seyretmiştim. İstanbul'u seviyordum, çok seviyordum. Üniversiteyi de burada okumak istiyorum. Burdan ayrılmak istemiyorum.

Arabadan indiğimde Polat da inmişti. Nereye koşuyordu o öyle? "Ay sağol oğlum hiç gerek yoktu."
"Ne demek efendim bişey olunca ilk bana söyleyin lütfen."

Yok artık ama ya kapı mı açmıştı o öküz? Ben aç dediğimde açmamıştı, yalaka işte. Bendeki bu kıskançlık nedendi anlamıyorum. Tabi anlamadığım bir şey daha var. Bunlar ne ara böyle yakın oldular?

Evin anahtarını çıkaran anneme pis pis bakıyordum. Beni gören annem yine o güzel gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. "Yolda da nasıl muhabbet ettiniz ama."
"Evet evet."
"Bende arkada çok sıkıldım." Anlamasını bekliyordum ama annem anlamıyordu. Hayır 2 dk kıskançlık yapıcam yaptırmıyor kadın. "Anne diyorum ben arkada sıkıldım diyorum!" göz devirip bana döndü. "E konuşsaydın sende kızım, ağzını mı kapadım?" ofladım "Tamam anne neyse."

Trip atarak odama çıktım. Atacaktım tabi. Kızların 1.vazifesi trip atmak. Tabi anneye atılır mı orasını karıştırmayalım.

Üstümü değiştirip saçımı da topuz yaptıktan sonra koltuğa uzandım. Serumdan sonra bişey yememiştim annemin bunu çakması fazla sürmezdi. Bugün olanları düşünüyorum da her başıma gelen olayda Polat'ın ortaya çıkması tesadüften başka bişey olamazdı, olamazdı değil mi?

****

Buketle barışmıştım. Gece çok yalvarmıştı dayanamadım. Zaten küs kalamadığımı söylemiştim. Okulda boş boş gezerken Polat'ı görmemle durdum. Dün için ona teşekkür etmemiştim. Onun aksine bu sefer ben öküz gibi davranmıştım. Aslında bakarsak vakit de olmamıştı. Şimdi teşekkür etsem iyi olurdu.
"Kızım neden durdun?"
"Sen git ben geliyorum Buket." kolundan çıkıp yürümeye başladım. "Nereye?" "İşim var."

Koşmaya başladım. Bir anda nereye kaybolmuştu böyle? Banklarda olabilir diye düşünerek bahçeye çıktım. Tek başına oturuyordu. Ona doğru yürümeye başladım. Yanına geldiğimde sigara dumanını yüzüme yedim. "Hayırdır?" bilin bakalım ne yaptım.. Aynen gözümü devirdim.
"Dün için teşekkür edecektim. Vakit olmadı. Teşekkür ederim her şey için." en tatlı gülümsememi yüzüme yerleştirdim. "Bi daha olmasın." Ne? Öküz. "Ha?" biten sigarasını yere atıp bana doğru döndü. "Bir daha diyorum, olmasın. İşlerim vardı yapamadım senin yüzünden."

Şu anda dönüp afilli bir tokat atmak vardı ama kaslı kollara karşı dövülmeme şansım %0 dı. "Bugün yap işlerini o zaman kaçmıyor ya. Zaten bir daha olmaması için elimden geleni yaparım. Seni hergün görmeye meraklı değilim."
"Genelde herkes meraklı ama yinede sen bilirsin." O iğrenç sırıtışı yine yüzündeydi. Bu çocuk neden bu kadar gıcıktı? "Bana ne herkesten, ben diğerleri gibi değilim." Allah kahretmesin bu ne Ebru?
"Çok klişe."

Oflayarak ayağımı yere vurdum ve arkamı dönüp yürümeye başladım. Bu çocuk neden böyle gıcıktı? Beni çıldırtmak için yapıyordu, başarıyordu da. Sinirle sınıfa girdiğimde bütün gözler bana dönmüştü. Nedenini anlamaya çalışırken hocanın sınıfta olduğunu farkettim. Arkamdan da Polat girmişti. "Evet sizi dinliyorum çocuklar." bir kaç dakika ıı'ladıktan sonra konuşmaya başladım.
"Hocam şey ben bah.."
"Biz bahçedeydik ve şimdi de yerimize geçiyoruz." hoca gözlerini devirdi. Gözlerinizden öpüyorum hocam çünkü siz yapmasaydınız o şeref bana aitti.
"Tamam geçin."

Hocalara olan bu tavrı hoşuma gitmemişti. Zaten genel olarak takındığı tavırlar hoşuma gitmiyordu. Kendini bişey sanmasından nefret ediyordum. Evet şu 2 3 günde nefret edecek bir şeyler buldum çünkü bulmak zor değildi. Tamam zengin, yakışıklı bi o kadar da kaslı biri olabilirdi ama bunları yapacağı anlamına gelmiyordu.

KALPTEKİ UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin