6.Bölüm

71 33 2
                                    

"Günaydın millet!"

Polat'ın sınıfa girmesiyle bütün gözler ona dönmüştü. Olayın üstünden 2 gün geçti, araya hafta sonu girdi. Ve ben evden hiç çıkmamıştım. Zaten Buket bizde kalmıştı çıkmaya değer bişey yoktu. Sürekli Samet'i anlattığı için bırakın beni annem bile bıkmıştı. 'Ne çok konuşuyor bu', 'Allahım bir çene vermiş gerisini koyvermiş' 'Kızım ben yatıyorum Allah sana sabır versin' gibi cümleler kurdu. Bende gülmeden edemedim tabii. Samet'e gelince, Samet Buketin konuştuğu çocuktu ama sanırım artık değil. 'Benimle oynuyor bence bu' diyen Bukete 'günaydın' demek istesem de üzülür diye dememiştim. Çok duygusal bir insan hemen ağlayabilir amaan.

"Günaydııınn!"

Bunu koro halinde söyleyen Keremle Mete'ye gülümsedim. Bunlar hep böyleydi birbirlerine çok benziyorlar 'karakter olarak'. Tip olarak kesinlikle çok zıtlar. Mete esmer, Kerem sarışındı. Boyları hemen hemen aynıydı. Ve en önemlisi Polat'ın tek ve en yakın arkadaşlarıydı.

Polat'ın gözleri beni bulduğunda bakışlarını her zamanki gibi sertleştirdi. Acaba yine derdi ne?
"Yerimden kalk." bu sefer bütün gözler de bilin bakalım kimdeydi?
"Pardon! Sen yanıma otur demedin mi?" ikizler burcu galiba. "Yanıma otur dedim yerime otur demedim. Cam kenarı benim." Otobüste miyiz amına koyayım! Takıntılı psikopat.
Bu çocuk yemin ederim çatmaya yer arıyor. Buna mı takılmıştı cidden?

"Madem orada ben oturamam, o zaman kendi yerime geçerim."
Hızla kalktığımda kolumdan tuttuğu gibi beni camın kenarına geçiren Polat'a 'işte böyle yola gelirsin' bakışı attım. "Bakma öyle dön önüne!" kıkırdadım. "Nasıl bakıyorum ki?" O gıcıksa bende gıcık olabilirdim değil mi ama?

"Ebru! İstediğin oldu işte dön önüne."
Kapının çalmasıyla otomatik olarak önüme döndüm. Duyuru yapmak için sınıfa giren çocuk hocadan izin alarak konuşmaya başladı.
"Hocam Beden Hocası Voleybol oynayan arkadaşları spor salonuna çağırdı."

Yemin ediyorum şuan havalara uçabilirdim ders kaynıyordu sonuçta. "Bir de Burak diye birini çağırdı sanırım hakemlik yapıcak antranmanlarda da hocaya yardım edecekmiş."
"Hay ağzını öpem güzel kardeşim benim." tabi ya sınıfın en önemli kişisini tanıtmayı unuttum. Burak, namıdeğer şakamatik..

Bütün sınıf Burak'a gülerken Polat 'tam olarak nerde gülcektik' der gibi bakıyordu. Ah kendini beğenmiş gıcık insan.. "Baskettekileri çağırmıyor mu?"
"Hayır." Yazııık(!)
"Vay anasını, sorarım ben bunu." Yüzü düşen Polata gülerek sıradan kalktım. Gülüşüme sinir olacak ki eliyle boğazını keser gibi yapıp beni gösterdi. Ağzımı oynatarak "Çok korktuum" deyip ellerimi yanaklarıma koydum. Gözlerini kısıp baktı bu sefer ama dakikalarımı onunla harcayamazdım diğer kızlarla birlikte sınıftan çıktım.

Spor salonuna geldiğimizde şaşırmadığımız bi tepkiyle Burak hocaya doğru atıldı. "Hoccaların hoccassıı, siz bizi salsanız da biz de kendi halimiz de takılsak diğer ders tekrar çağırsanız ders matematik de o zaman konuşsak falan olmaz mı bence çok güzel olur ha olmaz mı hocam?" matematik mi? Of lütfen olsun ama bu hoca çok katı ayol.

"Kes şamatayı sizi konuşmak için çağırmadım, antrenman yapıcaz."
"Ama hocam kıyafetler?" Yani bunu sormam gerekiyordu yeni aldığım üstüne para baydığım pantolonumu mahvedemezdim.

"Size yerde yuvarlanın demedim.. Şey.." 3 senedir adımı aklında tutamıyor bayan katı. "Ebru."
"Ha.. Ebru. Sadece alıştırma yapıcaz. Pas, manşet gibi o yüzden kıyafetleriniz iyi. Bir dahakine söylerim o zaman yanınızda getirirsiniz."
"Tamam hocaaam."

Ses tellerine tükürdüğüm kızın bizim sınıfta olduğunu farketmem zaman almıştı. Bu Polatla Mert kavga ederken ağzını yayarak konuşan kızdı. Polatta gözü olduğuna eminim. Herneyse.

KALPTEKİ UÇURUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin