Bölüm.6

11.7K 194 5
                                    

Eve geldiğimde sessizliğimizi korumaya devam ederken buna bir son vermek için boğazımı temizleyerek anlatmaya o eski anıları yeniden yaşamaya başladım.
- Biz Erdem ile çocukluk arkadaşıyız. Babalarımız aynı yerde çalışır annelerimiz ise çok yakın arkadaşlardı. İkimizin de kardeşi olmadığı için birbirimize çok bağlıydık. Aramızda ki kardeşlik bağı değildi tabi. Bunu lise zamanlarında çok daha iyi anlamıştık. Erdem beni erkeklerden kıskanır hep kavga ederdi. Annem Erdem'i sevdiği için küçükken arada bizim büyüyünce evleneceğimizi söylerdi. O zaman pek aldırış etmez bunu oyun haline getirmiştik Erdemle. Lise de çıkmaya başladık. Her şey o kadar güzeldi ki. Herkes özenerek bakardı bize. Lisenin favori çifti. Ne olursa olsun hiç ayrılmadık. Kavga bile edemezdik. Erdeme kızsam hemen gönlümü alırdı aynı şekilde bende tabi. Lise zamanlarımız çok güzeldi. 4 kişilik bi gruptuk biz. Ben Erdem ışıl ve Murat. Sadece Erdem ve ben sevgiliydik. Onlar sadece arkadaşlardı. Ebedi dostluk olduğunu düşünürdük hep.  Tabi üniversiteye geçince bu hiç de öyle olmadı. Biz Erdemle aynı bölümdeydik. Aynı okul tabi. Hayallerimiz hazırdı. Üniversite, evlilik , iş...  Herşey böyle. Ama zaman geçtikçe kavga etmeye başladık. Birbirimizin gönlünü öyle kolay almamaya başladık. Bazen haftalarca konuşmadık. Erdemin istekleri değişti. Hayalleri değişti. O hayallerde bize yer yoktu. Biz Erdemle hiç birlikte olmadık. Öpmeye bile kıyamazdı. Ama üniversite her şey gibi bunu da değiştirmişti. Ben fikrimde sabit olduğum için ısrar etmezdi. Başka kızlara gittiğini bilirdim. Üzülürdüm ama benden istemesindense tek gecelik ilişkileri olsun demiştim kendi kendime. Ama bilemezdim bunu en yakım arkadaşımla yaptığını. İşte o lisede ki 4 kişilik grubumuzda ki kız. Işık... Her girdiği ortama adı gibi ışık saçardı. Bana göre o zamanlar daha açık giyinirdi. Daha dikkat çekerdi. Erdem de buna kapılanlardan olmuştu. Bir gün Erdemin evine gittim. Salonda içki bardakları , yerlerde kıyafetler... Yatak odasına gittiğimde ise ikisi yatakta sarmaş dolaş uyuyorlardı. Sesimi çıkarmadan fotoğraflarını çektim ve evden çıktım. 2.sınıfa yeni başlamıştık o zaman. Ben ne yapabilirdim ki. Yapamadım. Evden çıkıp babamın teklifini kabul ettim. Yurt dışına çıkmamı istiyordu. Erdem burda olduğu için gitmek istememiştim. Ama artık bir önemi kalmadığı için teklifi kabul ettim ve bavulumu topladım. Bütün hediyelerini anılarını o gece yaktım. Yakarken de fotoğraf çektim. O iki fotoğrafı birleştirip ona mesaj attım. "Yüzüne tükürülmeye bile değmiyorsun. Bunca zamandır gözümün içine baka baka yalan söyledin. En yakın arkadaşımla Erdem. Bunu bana yaptın. Bir daha sakın karşıma çıkma. Adımı bir kez daha ağzına alma. Bu günden itibaren her şey bitti. Hayatımda bir yerin yok. Birlikte girdiğimiz o üniversite de artık yalnızsın. Ben yokum..." yazdım ve her yerden engelledim. Numaramı değiştirdim. Uzun süre yurt dışında kaldım zaten. Her gün annemle konuştuğumda Erdemin bana ulaşmak istediğini , nerde olduğumu sorduğunu söylerdi. Ve her seferinde asla anne nerde olduğumu bilmicek derdim. Onunla konuşmak yüzünü dahi görmek istemiyorum derdim.
  Üniversiteyi bitirdim. Çok çalışmış 1 yıl erken bitirmiştim okulu. Bu süreçte de  hep annemler gelmişti ben hiç gitmedim. Her yerde anılarımız vardı çünkü . Bir gün Ezgi geldi. Onunla yemek yemeğe çıktık. Almanya'daydık. Ben yüksek lisansımı yapıyordum. Gittiğimiz restaurantta Erdem ve Işılı gördüm. O kadar mutlulardı ki. O annemin her gün anlattığı Erdem değildi bu. O gün Ezgi'yi zor tuttuğumu hatırlıyorum. Direk ordan çıkmıştık. Sonra öğrendim ki burda benim yüksek lisansımı yaptığım üniversite de çalışmaya başlamış. Ve benim de dersime giriyordu. O 1 buçuk sene benim için ölüm gibiydi. Her yerde karşımda. Benimle konuşmak isterdi ben istemediğim için bana inat neler yaptı gözümün önünde. Ama bir süre sonra fark ettim ki artık canımı yakmıyordu yaptıkları. Taki o güne kadar ....

Kelimeler boğazıma dizilirken bir yudum su aldım. Yine o anları hatırlayınca göz yaşlarıma hakim olamamıştım. Baran sessizliğini bozup devam etmem için o soruyu sormuştu işte. Buna hazır mıydım gerçekten

+ O gün ne oldu peri

-Ba...bana  te..tecavüz etmeye çalıştı.  Eğer apartman görevlisi sesimi duymasaydı belki de şuan burada olamazdım. Çok çok kötüydü. Boynumu öpüşü , göğüslerime bıraktığı öpücükler sadece midemi bulandırırken o bundan zevk alıyordu. İstemediğimi ne kadar söylesem de yalvarsam da o devam etti. En sonunda o görevliyle Ezgi girdi içeri. Ezginin dediğine göre 1 hafta boyunca kimseyle konuşmamış ve bir şeyler yememişim. Tedavi gördüm. Ve her şeyi geri de bıraktım. Bana tekrar dokunamayacağından eminim çünkü. Kendimi bunu söyleyerek cesaretlendirdim. O günden sonra Erdemi hiç görmedim. Bu güne kadar işte.

Hikayem böyleydi işte. Kendimi yeniden kirlenmiş gibi hissetsem de Baranın bana sarılmasıyla ağladığımı fark ettim. Hıçkırıklarımı ve çığlıklarımı serbest bıraktım. Ve baran bana daha sıkı sarılmaya devam etti. Her zaman yaptığı gibi saçlarımı okşayıp beni sakinleştirmek için kuşağıma şarkı söyledi. Başımı dizlerine koyup herşeyi unutmayı denedim tekrar. Artık yanımda güvendiğim insanlar olduğuna inandım. Ve beni çağıran o huzurlu uykuya Baranın dizlerinde karşılık verdim...

PATRONUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin