2.

364 41 19
                                    

Merhaba dostlarım, hoşgeldiniz. Umarım keyifle okur ve beğenirsiniz. Yorum ve voteleriniz sizin gibi değerli, iyi okumalar.

...

Bir şeyi saklamanın en iyi yolu onu herkesin görebileceği bir yere koymaktır.

...

Tek odalı ve tek mutfaklı evimde masanın önünde durmuş olay yerinin fotoğraflarını inceliyordum. Her biri masamın üzerinde bana bakar hâldeydi. Olay yerinin fotoğraflarına tek ışık altında bakıyor ama hiçbir şey anlamıyordum. Birbiri ardına gelen soruların yanıtı bir katile bağlıydı. Artık, beynim durmuş gibiydi.

Kolumda ki saatime bakarken "03:50, çok iyi." diye mırıldandım uykulu gözlerimi ovuştururken.

Bu saate kadar tüm araştırmama rağmen bir sonuç bulamamıştım. Sıcak termostan porselen bardağa bir kahve daha doldururken köpeğin olduğu fotoğrafa dikkatlice baktım. Golden Retriever cinsinde köpek ağzının kenarı genişçe yaralanmış halde kan kaybından ölmüştü.

"Dur bir dakika."

Kendi kendime seslice söylediğim cümle ardından fotoğrafı parmaklarımın arasına alıp ışığa tuttum.

"Tabii ya..."

Kurduğum cümle ardından vakayla ilgili dosyaları tekrar kontrol ettim.

'Evin babası Freddy Kenji kafasına isabet eden stoeger tabancanın kurşununa rastlanılmıştır. Aynı kurşun anneleri Olga Kenji'de de bulunurken evin küçük kızı Sindi Kenji'de kurşun bulunamamıştır. Anne ve babanın stoeger tabancayla öldüğü kesin doğrulanırken Sindi Kenji'nin kafasına sert bir cisimle birkaç defa vurularak öldüğü kesinleşmiştir. Evin köpeğine dair bulunan bulgular kan kaybından öldüğünü göstermektedir."

Oturduğum sandalyeden hızla kalkarken kahve dolu bardağı yere düşürdüm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oturduğum sandalyeden hızla kalkarken kahve dolu bardağı yere düşürdüm. Hızla kırılan porselen bardağın parçalarını toparlayıp çöpe attım. Hızlı ve kısa adımlarla kapıya yürüdüm. Askıda duran feminen ceketimi aldım ve kapıyı açıp soğuk havaya karıştım.

Telefondan James'in numarasını çevirirken vosvosuma binmiş ofisimize doğru yola koyulmuştum. James telefonunu açmıyordu. Tek çare çatık kaş patronumu aramayı düşündüm ve numarasını tuşladım ama meşgul çalıyordu.

"Bu saatte kiminle konuşuyorsun?"

Sinirle telefonu yan koltuğa bırakıp yola baktım. Hafiften kendisini belli eden kar, arabanın camına değiyor ardından sileceklerden kayıyordu. Arabamın ısıtmasında ki sorundan dolayı içerisi buz gibiydi ama bulduğum şeyin heyecanı içimi ısıtıyordu. Heyecanımı paylaşmak istemiştim fakat kimseye ulaşamadığım için sinirliydim. Tek başıma bu zaferi tadacaktım. Arabamı FBI binasının otoparkına sürerken biraz acele ediyordum.

Dedektif (Artık Dreame'de) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin