Merhaba dostlarım, hoşgeldiniz. Umarım keyifle okur ve beğenirsiniz. Yorum ve voteleriniz sizin gibi değerli, iyi okumalar.
...
Kanunun diğer tarafında olsaydım, en başarılı suçlu ben olurdum!
...
"Çaylak!"
Kulağıma dolan tiz ses ve omzuma değen sert dokunuşlarla gözlerimi açtım. Burnumun dibinde kaşlarını çatmış bana bakmakta olan kadını görmemle hızla yerimde doğruldum. Boynum ağrı içerisinde sızlarken beni uyandıran kadına korkuyla bakıyordum. Bu kadın balık etli kollarını birbirine bağlarken baştan aşağı beni süzdü.
"Texeria nerede?"
Sorduğu soruyla ofise göz gezdirdim. Burada masa başında çalışan polisler, ben ve bu kadın vardı. Tanıdığım simalar olmaksızın tekrar kadına baktım. Benden bir cevap bekliyordu.
Sandalyemi geriye itip "Bilmiyorum amirim." dedim ayağa kalkarken.
Memnunsuz bir şekilde yüzünü buruşturup "Texeria yerinde dursa şaşırırdım, tanrım yine ne gibi bela açacak başıma!?" diye sinirle söylendi.
Gözlerimi kaçırarak etrafı süzerken "Geldiğinde hemen odama gelmesini söyle..." dedi ardından arkasını dönüp giderken duraksadı ve "Mesai saatlerinde uyuyayım deme." diye ekledi uyarırcasına.
Kafamı olumlu hâlde sallarken "Emredersiniz amirim." demekle yetindim.
Odasına doğru yürürken gözlerimi kapatıp derin bir nefes alarak sandalyeme geri oturdum. Ayağım masanın altında bıraktığım kutuya çarptığında kafama şimdi dank etmişti. Hemen ayaklanıp kutudan kanıt poşetini aldım. Avuçlarımda tuttuğum poşetle amirimizin odasına ilerledim.
Kapının önünde duraksayıp konuşmasını duydum. Şiddetli bir şekilde telefonda konuşuyor, karşısındaki kişiye bağırıyordu. İçeriye girip girmeme arasında kalırken telefonunu kapattı. Kapının üzerinde yazan yazıya bakarak dudaklarımı hareket ettirdim.
'Shelly Becca Young'
Kapının kulpunu kavradığımda "Tanrım, bu adam beni öldürecek, uğraşmaktan bıktım." diye söylendiğini duydum.
Derin nefes alışını duymamla kapıyı çaldım ve içeriye girdim. Kanıt poşeti elimde sallanırken o perçemini kulağının arkasına itiyordu. Sırtını dönüp bana baktıüında belindeki ellerini sinirli bir şekilde indirdi.
Kaşları çatık halde "Ne istiyorsun?" diye sordu.
Düğümlenmiş boğazımı temizleyip elimde tuttuğum kanıt poşetini gösterdim ve "Bulsicher sokağı 21.cadde Greenwich evinde yaşayan aileyi, katleden katilin silahı." dedim masasının üzerine bırakıp.
Bıraktığım kanıt poşetini parmak uçlarında tutup göz hizasına getirdi. Şeffaf dokunun içerisine bakıp inceledi. Kıstığı gözlerini kanıt poşetinden çekip bana baktı.
Kafasını olumlu hâlde sallarken "Küçük ve etkili bir silah. İyi iş çıkardın. Gerisini ben halledeceğim." diye ekledi.
Kaşları yüzünde ki tebessümle düzelirken "Çıkabilirsin." dedi sağ eliyle kapıyı işaret edip.
Kafamla onaylayıp odadan çıktım. Gerçekten iyi iş çıkarmıştım. O yüzden çok mutluydum. Ofisin boşluğundan faydalanıp mutluluktan oynarken masama ilerliyordum. Masama ulaştığımda masa lambasını parmaklarımla kavrayıp mikrofon yaptım. Şuan ki durumumla alakasız olsa da sevdiğim şarkının nakaratlarını söylemeye başladım. (Şarkının tamamı multimedya da. Şarkı : Arctic Monkeys - Do I Wanna Know)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dedektif (Artık Dreame'de)
Action-Tamamlandı ve devamını Dreame'de okuyabilirsiniz- #dedektif/2/3 #polisiye/1/2 ... Bu adam garipti. Öyle garipti ki çevresinde ki insanları varlığıyla korkutuyordu. Kendiside yapacaklarından korkuyordu. O öyle zeki bir ada...