7. "Rio De Janeiro"

1.7K 140 167
                                    

"Bir ihtimal karşılaşırız seninle

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bir ihtimal karşılaşırız seninle.

İçmişimdir.

İhtimaller sarhoş olur.

Ben seni,

Kesin öperim."

"Merhaba partiyi kaçırdım mı?"

"Oh Tanrım."

"Sen Helion olmalısın? Sonunda tanıştık."

"Evet benim, siz kimsiniz?" Karşımda duran, bu hiç bilmediğim ama bir yandan da çok tanıdık gelen adamın yüzünü baştan aşağı inceledim. Kocaman gözler, minik burun ve kumral ten.

Soru işaretleri ile dolu olan gözlerime boncuk boncuk ve heyecanlı gözleriyle bakıyordu.

"Bucky Bucky Bucky!!!" Arkamdan gelen sesle yerimde sıçradım. Chris heyecanla bağırıp, kahkaha attığında bir an sevgilisi mi acaba diye düşünmedim değil. Arkadaşlarından biriydi sanırım. Çokça sevdiği arkadaşlarından biri...

N'oluyor ulan? Diye bağırmak istedimse de Magito gibi, ses çıkarmadım ve filmin sonunu merakla bekleyen bir sinemasever gibi iki adamı izledim.

"Dostum. Sen? Ahah. Sahiden geldin mi?"

Gözlerine inanamayarak ellerini saçlarının arasından geçirdi. Ardından kapı eşiğindeki adamı kendine doğru çekip kocaman sarıldı. Devasa bedeninde kaybolan çocuğa hüzünle baktım.

Arkadan baktığımda önündeki çocuğu göremeyeceğim kadar iri bir vücudu vardı. Çokça iri.

Seslerini duyupta salona girdiklerinde diğer hepsinden de karma karışık sesler yükseliverdi. Sanırım sahiden de yakın arkadaşlarıydı, kıskanıyordum.

"Hey bu ne hoş bir sürpriz dostum tatilde değil miydin?" Mark sevecen tavrıyla gülümsediğinde kabalık ettiğimi ve çocuğu hala kapının önünde Chris ile beraber ayakta diktiğimi fark ettim.

"Lütfen içeri gel." Kocaman gülümsedim ve içeri girmesi için açık kapıyı daha da gerilere iteledim. Gülümsedi ve sırtındaki kocaman çantayı kapının kenarına bırakarak, Chris'in kanatları altında içeri girdi.

Hepsiyle sırasıyla kucaklaştı. Diğerlerine oranla biraz ufak olan bedenini bir sağa bir sola iteleyip durdular. Ardından bana döndü.

"Hoşgeldiniz Bay Bucky ben Helion." Diye sevecence konuştum. Ve ardından kocaman bir kahkaha attığında kısılan gözlerine kuşkuyla baktım.

Komik miydi?

Yüzümde bir şey mi vardı?

Bak kızıyordum ama.

"Helion şapşal mısın onun adı Bucky değil?" Robert kolunu omzuma attı ve saçlarımı hızla dağıttı. Parfümünü değiştiğini anında anladım. Onun kokusu bu değildi, bu koku başkasına aitti.

When I Saw YouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin