Belki de...

130 2 3
                                    

Bazen hava çok sıcak olsa da soğuktur bizim için.. Sophia için de öyleydi.Soğuktu,anlaşılamayan bir karamsarlık vardı hava da..kulaklığını taktı ve yürümeye devam etti insanlar ona mı bakıyordu?Herkes neden böyle şaşkın ve sır doluydu?Sophia daha erken uyumalıyım diye düşündü hızlıca fransız lisesine doğru yol aldı.. *** Lycée Fénelon oldukça eski yapısıyla parisin ilk kız okullarından birisi olma özelliğine sahiptir.Bu özelliğiyle birlikte Paris'te bulunması ve ulaşımı çok kolay olması da liseyi cazip hale getirmiştir.Pek çok tasarımcı,prens çoçukları,eski yy.da yaşayan kraliyet ailesi mensupları bu liseyi tercih etmiştir.Sophia'nın LYCée'ye gelme sebebi çok farklıdır.Her ne kadar zengin olsa da Sophia'nın babasının bu liseyi tercih etme amacı annesinin ölmeden önce babasına vasiyet olarak onu orda okut demiş olmasıdır.İlk başlarda bunun nedenini anlamayan Marcel Brion(sophianın babası) daha sonra kızıyla ilgili gördüğü rüyaların etkisiyle ve gittiği rahibin ona"kızını koru bu senin için uzun bir yolculuk ömrün kısıtlı kızın o lise de kaderiyle yüzleşecek,ona yol göster yoksa karının kadersizliği kızına geçecek.Bu lanet kızının tüm benliğini sarmış ne yazık ki kızın ölümlülerin en kadersizi" demesiyle bu liseye karşı korkuları artsa da rahibin sözünden çıkamamış ve Sophia'yı Lycée'ye gönderme kararı almıştır.Sophia tüm bu olan bitenden habersiz başka bir lise hayalini kurarken zorla gönderildiği bu liseye bir yılın sonunda ancak alışabilmiş ve sırf bir lise için babasının bütün geçmişi silip Paris'in hiç bilmediği bir semtine taşınmalarına anlam veremese de kabullenmiştir.Ama babasına kızgınlığını hiç bir zaman belli etmese de son bir yıl için de onunla sadece yemekte konuşmuş ve her sorduğu soruyu geçiştirmiştir.Marcel Brion defalarca kızıyla iletişim kurmaya çalışsa da onun ördüğü bu kalın duvarı bir türlü aşamamış ve annesin ardından kopan bağlar taşınmalarıyla iyice kopunca hayatına başka bir kadın girerse belki Sophia onu sever ve onun tekrar eski haline dönmesini sağlayabilirim diye düşünmüştür.Bu sebeple şirkete henüz iki ay önce sekreterlik görevi için gelen ve oldukça verimli bir iki ayın sonunda büyük bir projenin mimarı haline gelen Maria Wolf'la hayatını birleştirme kararı almıştır.Acaba Maria Wolf doğru kişi midir?!... Sophia başını Lycée'nin o mistik kokusuyla kendine has bir stili olan ve insanı içine çeken sıradışı sıralarından birisine başını yaslamış fransız dili ve edebiyatı öğretmeninin tüm ikazlarına rağmen başını kaldırmamıştı.Ders o kadar sıkıcı geliyordu ki bazen acaba dilimi mi değiştirsem diye düşünürdü ya da bu hocayı Eyfel'in o en gizli bölmesine mi kilitlesem?..Sophia içinden biraz yüksek sesle güldü.Öğretmen duymuş olacak ki "Sophia tenefüste yanıma gel" diye haykırdı.O kadar yüksek sesle bağırdı ki Sophia birden yerinden fırladı ve Gabriel Tarde'yi (Sophia'nın bir yıldır en samimi olduğu kişi ya da tek samimi olduğu kişi desek abartmayız tabi bir de gözlüklü var :)) çekiştirerek "neler oldu?" diye sordu.Gabriel"hiç sevgili dostum az önce kınama cezası alman için söz kestik aa.. sanırım artık başardın.."güldü..ekledi "ben olsam ilk kınama cezam için pasta keserdim ne de olsa bir yıldır her gün bunun için çırpınmadın mı?sopii...( Gabriel,Sophia'ya genelde "sopi" der.Sophia'ya da ona "gobi") güldüler ve zilin çalmasıyla ayağa kalktılar.Sophia"aııhh dalga geçme gobiii bu gyhadın beni kınamak için çıldırıyor resmen!" yüzünü buruşturdu ve ekledi "ama üzgünüm sevgili babacım buna ne yazık ki izin vermez aslında ben de isterdim şu küf kokan yerden kurtulmayı burda herşey soğukkkk biraz da yavaş sana da öyle gelmiyor mu gobi?.Herkes birbirini sanki yiycekmiş gibi bakıyor hele birde şu itici şarkıları yok mu ölüm kokuyor evet evet buldum burası ölüm kokuyor" Gabriel"yine başladık ben sana film izleme demedim mi yine başladın ölüm ölüm ölüm..." Sophia bir fısıltı duydu aslında bu bir fısıltıdan fazlasıydı sağa döndü yanlarından geçen esmer bir çocuk "ölümmm..ölümm" diye tekrarlıyordu.Hayır hayır bu tekrardan fazlasıydı bu adam ritim kurmuştu.Ölümün şarkısı olur muydu? diye düşündü Sophia.Tıp ki dün bahçede şarkı söyleyen üst sınıftaki satanist tipli çoçuklar gibi aynı ritmi kurmuşlardı.."ölüm bebeğim ölüm bazen ihanet bazen düğüm ne dersin bebeğim bu bizim için düğümden fazlası mı?yoksa bu bir lanet mi büyüklerimizin bize en büyük mirası bu mudur sence ölüm bebeğim ölüm,ölüm bebeğim ölümmmm...."Gabriel onu dürttü.Sophia düşüncelerinden sıyrıldı ve kantine doğru yol aldılar.. *** Sophia elleri arkasında müdür Lusien Goldmann'nın odasının önünde sıkılmış bir halde bekliyordu.Birden Marcel Brion göründü merdivenlerin üst basamağında.Sophia hiç şaşırmadı bu cadı kadının babasını aramaması beklenemezdi diye düşündü.Marcel Brion"endişelenmeli miyim?" dedi.Sophia içinden üzülse de dışarıdan sert algılanabilecek bir ses tonuyla "sen bilirsin Marcel" dedi.Marcel Brion"tamam bunu evde konuşuruz zaten artık konuşacak pek çok konumuz var özellikle bu konuyu listenin başına eklerim ama önce şu kınama mevzusunu halledelim" dedi.Sophia diğerine göre daha kısık ve alaycı bir ses tonuyla "sen bilirsin"dedi.Sophia Gabriel'i gördü ve oradan uzaklaştı.. *** Marcel Brion kravatını gevşetti.Karizmatik bir tipi vardı.Kırk yaşında birisine göre oldukça fit,sert bir görünüme sahipti.Larissa Zola bu yakışıklı adamı her gördüğünde biraz daha hayranlık duyuyordu.Belki de bu yüzden bir yıldır Sophia'nın tüm umursamaz tavırlarına katlanmıştı.Ama yeter diye düşündü.Artık Sophia katlanılmaz bir hal almıştı.Geçen gün uydurduğu bahçede ölüm şarkısı söylüyorlar yalanından sonra onun psikolojik sorunları olduğunu düşünüyordu.Larissa sert görünmeye çalışarak söze başladı."Sayın Marcel,bu benim için çok zor bir karar asla öğrencimin bir rehabilitasyon merkezine başvurmasını istemem."sustu.Elindeki suyu yudumladı.Devam etti."Aslında ben hiçbir öğrencimin böyle bir suçlamaya maruz kalmasını istemem ama bir yıllık izlenimlerim sonucunda kızınız Sophia bir bağımlı olabilir.Marcel şaşkın ve üzgün bir ifadeyle dinliyordu.Larissa devam etti."Sayın Marcel sizi temin ederim ki bu süreçte yanınızda olacak ve her türlü yardımda bulunacağım lütfen bu belgeyi imzalayın ve Sophia sevgili kızımız için bir şans doğsun.Buyrun."elinde bbir kağıt ve kalemle Marcel'a yaklaştı kağıdı uzattı.Müdür Lusien Goldman "buyrun buyrun çekinmeyin Sayın Marcel"dedi çok rahatsız edici ve çok bilmiş ifadesiyle..Marcel öksürdü.sesinin daha gür çıkması için yapılmış bir hamleydi bu."Teşekkür ederim Sayın Lusien ancak konuyla ilgili konuşmak isterim ve eklemek.."LUsien"buyrun Marcel"dedi.Marcel"öncelikle nezaketiniz için çok teşekkür ederim Sayın Larissa ancak bu nezaket ne yazık ki kibarlık adı altında açıkca yapılan bir suçlamadır ki bu benim Sopha'm için yapılmıştır.Ne yazık ki karım Meredith öldüğünden beri kötü bir ilişkimiz olsa da aramızda ki bağ asla kopmamıştır ve ben Sayın Larissa kızımın bir bağımlı olmadığını çok iyi biliyorum.Buraya her gelişim de söylediğim gibi onun anlaşılmaya ihtiyacı var ve siz ne yazık ki bundan hep mahrum oldunuz şimdi de öylesiniz.Ona kulak verin o çok zeki bir kızdır ve asla olmayan şeyleri söylemez.Ama şayet bu kızımın aklanması için şartsa ve bu okulda kalması için kuralsa tamam imzalıyorum.Ancak sayın hanımefendi kızımla ilişkiniz biliyorsunuz ki eskisinden iyi olmayacak"sırıttı alaycı bir ifadeyle sonra birden çok ciddi bir tavır aldı ve imzaladı."buyrun" dedi.Larissa kağıdı aldı her ne kadar hayran olsa da bu yakışıklı adama uzun uzun baktı ve Marcel dedi içinden sen ve ben belki de... *** Eve gittiğinde Sophia'yı bir süpriz bekliyordu.Hiç tanımadığı bir kadın babasıyla masa da hararetli bir konuşma gerçekleştiriyordu.Fısıltılar halinde "sen söyle lütfen,hayır yapamam" gibi sözcükler duyuyordu.Sophia"tamam,ben geldim ve ben babamın söylemesini tercih ederim ayrıca acele etseniz iyi olur çünkü fransız dili yordu uyumak istiyorum"dedi.Marcel Brion "biz de bundan bahsediyorduk Sophia eee...şeyyy...nasıl söylemem gerektiğini bilmiyorum ama sanırım 'fransız dili' hakkında kesin hüküm vermiş(!) üzgünüm Sophia bir süre ayrılacağız"dedi Sophia'nın şaşkın bakışları arasında ve ekledi"yani ayrılmak derken bir süre bu evden ayrılman gerekecek ve ben hep yanında olacağım tabiiii...bana Maria'da eşlik edecek ve bu zor dönemde hep yanında olacağız.."üzgündü masaya tekrar oturdu Marcel kızını iyi tanıyordu ve yanılmadı.Sophia "sanırım az önce şu yalakalık ve ukelalık abidesi kadın için onay bekledin hatta yetmedi artık hayatımızı tamamen işgal edeceğini söyledin?!..ve sanırım az önce evden gönderildim sebep?" dedi çok hırçın bir ifadeyle.Marcel"lütfen sözlerini geri al ve özür dile" dedi Maria'ya bakarak üzgün olduğunu belirtti.Maria"ahh..hayır hayır ona kızma Marcel sevgili kızım alışmak için zaman istiyor ve emin ol alışacak!"dedi.Belki bu konuşma Marcel Brion için tatmin edici ve zararsızdı ama Sophia öyle düşünmüyordu.bu kadın ona meydan okuyordu<bilirsiniz kadınlar hisseder>Maria ona açık açık sen kaybedersin diyordu.Marcel Sophia'nın şaşkın bakışları ve sinirden kırışan alnını görmezden gelerek"bunu sonra konuşuruz "dedi ve ekledi"Sophia rehabilitasyon merkezine yatıyorsun ve bir süre orda kalıcaksın bu çok zor biliyorum ama tüm okul buna karar verdi herkes böyle düşünüyor aklanman gerek zorluk çıkarma lütfen".Sophia"ne...ee..ne...sen bana ne dediğinin farkında mısın bu çok saçma bu kadın geldi yetmiyormuş gibi bir de evden gönderilmem için buna karar verdiniz.Ahh yapma Marcel beni kapının önüne koymayı deneseydin emin ol zorluk çıkarmazdım!oraya gitmeyeceğim aslaaaaa!!!"bağırdı bağırdı masayı devirdi eşyaları yıktı ve ağladı gözleri doluydu "baba benim Sophia o tımarhaneye gidemem ben ben bu kadından önce de vardım anlamıyorum,ben dayanamıyorum o okula seslere,bu olanlara,sen bana git diyorsun ben bağımlı değilim !biliyorsun.."Sophia'nın sesi kısıktı ağlıyordu ve sonunda yere çöktü.Hep yaptığı gibi ellerini dizlerine doladı ve başını tamamen kapadı.Annesi öldüğünde de böyle yapmıştı babası ambulansı bile aramıyordu bütün yalvarmalarına rağmen babası sadece susup oturmuştu annesi ölmiştü ve babası sadece sustu..şimdi olduğu gibi.gelmedi kızının yanına ona sarılmadı.Resmi bir oturumdaylarmış gibi ciddi davranmayı seçti üstelik kadın bile daha yakındı ona..belki de dedi Sophia gitmeliyim.Başını kaldırdı ve o duvar gibi duran adamın uzattığı evrağı imzaladı sadece sessizlik vardı.Kadın susuyordu ama gözleri konuşuyordu.O bakışları biliyordu Sophia..her yerdeydiler ona hep öyle bakıyordu insanlar..Çantasını alıp merdivenleri çıkarken son kez baktı babasına ve kadına..Marcel"üzgünüm" dedi sadece.. *** Sophia ne hissetmeliyim diye düşündü.Şimdi ben o bağımlı insanlarla mı yaşayacağım.Fransız dili ve Edebiyatı diye düşündü tamamen saçmalık!Bir daha o kadının derslerine girmeyeceğim.Sonra güldü kendi kendine ela gözleri ağlıyordu oysa ki..Biliyordu bir daha asla o okula gidemeyeceğini.Onu oraya hapsettiler ve babası sadece sustu..Pencereye yaklaştı son kez baktı gökyüzüne neden diye düşündü hep bir bedel ödemek zorundayız.Oysa annem varken ben hep mutluydum.Bana anlattığı o masallar yüzünden böyle oldu diye düşündü eğer annem o yalanları anlatmasaydı belki de hayat bize onunla dalga geçtiğimiz için tam tersini yaşatmayacaktı.Annesi geldi aklına altın sarısı saçları,ela gözleri hep ışıl ışıldı,güven verirdi.İki yıldır annesine yazdığı mektuplardan bir tanesini okudu,sonra yine yazmaya başladı..."Anne bügün çok daha büyük bir boşluk var odamda sesin,kokun daha çok geliyor aklıma.Babam artık başka bir kadına aşık..Benim babam..İnanabiliyor musun anne!bahçe de su ıslatmaca oynadığım babam seni unutmayı seçti,ölmene izin verdiği gibi..Anne bugün daha büyük bir boşluk var bu oda da ben bugün babamı da kaybettim..biz anne onu kaybettik..En çok üzüldüğüm bu aslında senin gidişine konuşmadı sadece sustu,şimdi de öyle yapıyor anne beni bu evden gönderiyor.Çok kırgınım,çok mutsuzum,çok yorgunum..Anne yapamıyorum..herşey çok yabancı sen varken sıcaktı..Eyfel kulesi'ne gittim biliyor musun?Orda biz vardık hayaletlerimiz dolaştı sanki etrafta dün Eyfel'de kokun vardı anne..O mis kokun aşıklar hep orada hatıralarını bırakırmış babamla sen ordaydın anne.. aşkınız Eyfel'i dimdik tutuyordu sanki..Anne..Annem ben gidiyorum artık sana yazamayacağım..seni çok seviyorum.. Bana sakın kızma geleceğim ve ben yine sizi anlatacağım mektuplarımda..Üzülme.."Sophia açık olan pencereden giren rüzgarla garip bir ürperti hissetti.Mektubu zarfa koyup sandığına yerleştirdi.Pencereyi kapatıp yatağında son kez uyudu..Kimbilir bazen ürperti sandığımız şeyler kaderimizdir belki dee...Bilemeyiz..

SOPHİAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin