8.Bölüm "Son Dans..." 1/2

1K 50 11
                                    

"...küçüktüm işte, annemin beni bırakma sebebinin parası olmaması olduğunu düşünmüştüm. Fırsat buldukça evden kaçıp sahilde şarkı söylemeye inerdim kafama taktığım şapkamla. Eğer para kazandığımı görürse döner diye bekledim hep."
Deniz dolmuş gözlerini, onu pür dikkat dinleyen arkadaşlarına çevirdi. Hepsi biliyordu bu hikayenin sonunu ama buna rağmen Deniz hepsinin gözlerinde görmüştü o 'mutlu son' isteyen bakışları.
"Dönmedi hiç."
Dedi Deniz tek nefeste. Masanın etrafı bu beklenen ama üzücü son karşılığında bir kasvet bulutuyla çevrelenmişti.
"Ama şarkıları kazandırdı bana. Henüz güneş doğarken koşar gibi gittiğim sahilde kimse geçmezken bile denize karşı hevesle söylediğim şarkılarımı... Sonuçta kendimi ilk kez o sahilde özgür hissettim ben."
Elini hemen yanında oturan Azra'nın eline atıp ihtiyacı olan bütün desteği aldığında cümlelerine devam etti.
"Anlayacağınız... evet o asla geri dönmemek üzere gitmişti ve bu hiçbir zaman  kapatamayacağım büyük yaralar açmıştı. Ama aynı zamanda onun gidişi sebep olmuştu özgür olmama."
Azra'nın az önceki hüzünlü yüzünün gülümsemeye dönüştüğünü gören Deniz derin bir nefes alıp geriye yaslandı. Kızlar da bu sonuçtan tatmin olmuş bir şekilde az öncekinin aksine tebessüm ederlerken Azra konuştu ondan beklenmeyen bir tavırla.
"Deniz bana şarkı söyler misin?"
Sesi aynı çocuk gibi çıkmıştı o an. Deniz sımsıkı kavramış olduğu eli dudaklarına götürüp sakin bir öpücük bıraktıktan sonra kafasını 'evet' anlamında salladı.
"Bize yani..."
Diye düzeltti Azra kendini. Heves kendini tutamayarak gülmeye başlayınca Derya ve Yonca da ona katıldı. Onlar kendi arasında gülerken Azra ve Deniz gözlerini kenetlemiş, birbirlerine kimsenin anlayamayacağı hikayelerden anlatıyorlardı. Deniz yutkundu ve şarkısını mırıldanmaya başladı.
"Susamış suların akışı gibi
Çaresiz gözlerin bakışı gibi
Kapının ansızın çalışı gibi
Akrebin ateşte yanışı gibi."
Gözlerini Azra'dan zorlukla ayırıp karşısında sarılmış onu dinleyen Heves ve Derya'yı görünce gülümsedi. Ardından boynuna yaslanan Azra'yı hissedince gözlerini sımsıkı kapatıp şarkıya devam etti.
"Vazgeçip uzaktan senin yanında
Kendime cevapsız soru sormuşum
Kaybolup giderken fırtınalarda
Gönlümce bir ıssız ada bulmuşum."
Azra'nın elleri kendi ellerini bulmuşken Denizin aklından hayatında ilk defa bir şarkıyı böylesine hissederek söylediği geçiyordu.
"Fark etmeden, fark etmeden, fark etmeden..." tek elini kaldırıp Azra'nın yanağını okşarken bitiriyordu şarkıyı.
"Senin olmuşum."
Sahidende bir anda bütün hayatı Azra olmuştu Deniz'in...Yonca'nın başlattığı alkış bütün masayı etkisine almış ve bloktaki sessizliği bozmuşken, elindeki iki çay ve şarkıyı yakından dinleme fırsatını kaçırmanın verdiği hüzünle masadaki yerini alan Hasret ortamdaki ilginç havayı sezmişti.
"Azo ışıklara son 5 dakika."
Azra Hasret'i başıyla onaylamış ve kafasını Deniz'in boynundan kaldırmıştı. Ortamdaki adını koyamadığı bu duygu onu da rahatsız ediyordu. Bakıldığında o an oradaki kimse 'mutsuzum' diyemezdi. Ancak sebebini bilmedikleri bir huzursuzluk vardı içlerinde. Fırtına öncesi sessizliği andıran bu hava en çokta Deniz'in içini kemiriyordu. Sevdiği kadın yanında, ailesi gibi gördüğü dostları karşısında otururken nedeninini anlayamadığı bu saçmalık onu saat ilerledikçe daha duygusal bir hale sokmayı başarmıştı. Herkes yavaş yavaş masadan kalkmaya hazırlanırken konuşan Deniz oldu.
"Kızlar... sadece sizi çok sevdiğimi yine ve yine söylemek istiyorum. İyi geceler." Sırayla hepsi karşılık verip iyi geceler diledikten sonra odalarına yöneldiklerinde Azra ve Deniz masada yalnız kalmıştı. Genelde günün sonunda başbaşa kaldıkları kısım onlar için en mutlu oldukları an olmasına rağmen az önceki konuşmanın etkisinde kalan Azra üzgün olduğunu belli etmemek için kaçmaya çalışıyordu. Derin bir nefes alıp masadan kalkmaya teşebbüs ettiğinde Deniz hızla elini tutmuştu.
"Azra?"
Azra hiçbir şey söylemeden yerine oturmuştu. Biliyorduki üzgün olduğunu Deniz'den saklamaya çalışmak bir anlam ifade etmezdi. Gözlerini sımsıkı kapatıp hemen kollarını sardı Deniz'in boynuna. Ardından gözlerinden sessizce gözyaşları dökülmeye başladı.
"Güzelim neyin var senin?"
Duyduğu ses ve beline sarılan eller Azra'nın rahatlamasını sağlarken tek eliyle az önce akan gözyaşını silmiş ve Deniz'in boynuna uzun bir öpücük bırakmıştı. Sonunda geri çekilip az önceki Deniz'i taklit ederek
"Sadece seni çok sevdiğimi yine ve yine söylemek istiyorum."
Deniz gülümseyerek dudağına bir öpücük bıraktıktan sonra geri çekilip Azra'nın ellerini tuttu.
"Şimdi gerçeği söyle hadi."
Azra tamam anlamında kafasını salladıktan sonra gözünü sımsıkı tuttuğu ellere çevirdi.
"Sen özgürlükten bahsedince..."
Cümlesine devam etmek için gereken gücü karanlıkta bile seçebildiği masmavi gözlere bakmakta bulmuştu.
"Deniz ben burda öldürmediğim biri yüzünden ömür boyu cezamı çekmek zorundayım... Ama sen bana öyle mutluluklar yaşatıyorsun ki beni buraya hapseden adaletsizliğe olan öfkem bile uçup gidiyor bazen."
Deniz yardımcı olmak için başparmağıyla Azra'nın elini okşarken Azra aklındakileri ifade etmenin bir yolunu arar gibi çaresizce etrafına bakıyordu.
"Senin bir daha asla o sahile gidemeyecek kadar özgür olamayacak olduğunu fark etmek canımı çok acıttı. Sana asla büyüdüğüm yeri gösteremeyecek olmam gibi..."
Deniz Azra'nın söylediklerini içinde bir buruklukla dinledikten sonra karşılık verdi.
"Kendi küçük özgürlüklerimize sığınmak zorundayız."
Derin bir nefes alıp alnını Azra'ya dayadıktan sonra devam etti Deniz.
"Hangi sahil bana seninle geceleri nadiren kaçıp izlediğimiz yıldızlar kadar özgür hissetirebilir ki..."
Azra bir kez daha kollarını Deniz'e sarıp derin bir nefes aldı kokusunu içine işlemek adına.
"Haklısın... sadece bazen farklı bir hayattaki hayatımızın hayalini kuruyorum."
Yavaşça ayağa kalkıp Deniz'i de kaldırdıktan sonra devam etti.
"Her neyse... Kaptanımızın sabah yorgun olmasını istemeyiz."
Bütün acısını sakladığı tebessümüne yüzüne taktı bir kez daha ve bitirdi sözlerini.
"İyi geceler sevgilim."
Azra dönüp kendi odasına ilerlerken blokta sadece dolu gözlerle onu izleyen Deniz kalmıştı
"İyi geceler."
Desi fısıldayarak Deniz. Ardından bugün nöbetçi olan Berna yüzünden birlikte yatamayacaklarını hatırlamasıyla gözlerimi devirip aynı Azra gibi odasına doğru ilerledi.

~~~

Işıkların kapanmasının ardından saatler geçmiş ve bütün blok uyumuştu. Sabaha yakın ama karanlığın henüz gitmediği bu saatlerde B1'in kapısı gıcırdayarak açıldığında fırtına öncesi sessizliğin 'fırtına' kısmı başlıyordu. İçeriye sessizce giren Kudret ve yanına aldığı iki kadın doğruca Deniz'in odasının yolunu tutmuştu. Odasında duyduğu ve anlam veremediği adım sesleri yüzünden uyanan Deniz ne olduğunu anlamak adına kafasını kaldırmışken ağzına bir el kapanmış ve karşısında bir kamera kaydının görüntüleri oynatılmaya başlamıştı.
"Sevdiğin birinin özgürlüğü için neler yapabilirsin Kuzu..."
Kudret saniyeler süren bu kayıt içinde Deniz'i avucunun içine almayı başardığını biliyordu. Kayıt bitmiş ve Deniz kendi gözleriyle Azra'nın üstüne yıkılan cinayetin aslında bir başkası tarafından işlendiğine tanık olmuştu.
"Dediklerimi dinlersen bunu sana veririm."
Kudret az önce Deniz'e izlettiği kaydın görüntülerini sakladığı belleği elinde sallarken gülümsedi.
"Yarın havalandırma saatinde herkes dışardayken tuvalete geliceksin ve benim sana bunu vermem için içeri sokman gereken uyuşturucuyu konuşucaz."
Deniz kaydı izlediği andan itibaren beyninde yankılanan 'onu özgür bırakabilirim' fikri yüzünden konuşmanın çoğunu dinlememiş olmasına rağmen ayrıntıları umursamayarak 'tamam' anlamında salladı kafasını. Kudret ve yanındaki iki kadın kolay kazandıkları bu galibiyet sonrası odadan çıkarlarken Deniz hiç sesini çıkarmamıştı. En son çıkan Kudret aniden Deniz'e döndü.
"Sadece sen ve ben Kuzu. Sakın tersini deneme..."
Deniz ne ima ettiğini anlayarak başıyla onayladı Kudret'i. Gittiklerinden emin olmasının ardından ise yataktan kalkarak odanın içinde gezinmeye başladı. İçeriye uyuşturucu sokarak kimseyi zehirleyecek değildi. Ancak sonu ne olursa olsun o görüntüleri alması gerektiğini biliyordu. Kafasında yarın gerçekleşebilecek bir çok senaryoyu geçirdikten sonra kendi kendine tekrar etti Deniz.
"Kendi küçük özgürlüklerimi feda etmek zorunda da kalsam seni buraya bağlayan o zincirlerden kurtaracağım sevgilim."
Yarın gerçekleştirebileceği olası planlar için birkaç hazırlık yaptıktan sonra doğru kararı vermesini sağlayacak olan yerin Azra'nın yanı olduğunu anladı. Yarından sonrayı uzun bir süre hücrede geçirebileceği gerçeği yüzüne vurduğunda ise nöbetçiyi umursamayarak adımlarını son kez huzurlu bir uyku çekmek adına sevgilisinin odasına çevirdi.

AzDen / RağmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin