7.Bölüm: "İki Dize..."

1.9K 87 15
                                    

"Azra hadi gel hediyeleri veriyoruz."
Avlu'da yılbaşı gününün getirdiği çekiliş mutluluğu Azra tayfanın neşesini yerine getirmişken. Heves'in sesiyle kafasını gömdüğü masadan yavaşça kaldırdı Azra.
"Sevdirmeyin şimdi hediyenizi..."
Dedi bıkkın bir şekilde. Heves'in eline baktığında gördüğü hediye paketine ise sinirlenmişti. İki gündür Deniz'i her sorduğunda aldığı 'İyi ama dinlenmesi gerekiyor' cümlesi aklından çıkmıyordu. Oysa ki yediği bıçak darbesi onu bu kadar yaralamamış olmalıydı. Sürekli o anları tekrar ediyordu zihninde. Kudret ve annesi tarafından kandırılmış olmanın Deniz'e verdiği zararı düşündükçe deliriyordu. Aklının her bir köşesi revirde görmeye bile gidemediği sevgilisinde kalmışken burda hediye verebileceğini sanmıyordu. Ellerini saçlarının arasına daldırdı. Gözünü Heves'ten ayırarak masada gezdirdiğinde ise onu umursamadan ellerinde hediyelerle güldüklerini gördü.
"Azra bak sana da iyi gelir hem. Moralin yükselir..."
Dedi Yonca ufak bir tebessümle. Azra yumruğunu kendini sakinleştirmek adına sıkarken yanıtladı Yonca'yı.
"Tamam hadi verin."
Dedi dişlerini sıkarak. Kalplerini kırmak istemiyordu ve onların bu hediyeleşme için çok hevesli oldukları belliydi. Daha cümlesi biter bitmez Heves hızla Derya'ya uzattı hediyesini. Heves ve Derya arasındaki tatlı gülüşmeler sürerken Azra, onların arasındaki bu ilişkiyi düşünüyordu ki aklına yine Deniz gelmişti.
"Ah be boncuk..."
dedi kendi kendine fısıldayarak. Geçen her saniye saatler gibi geliyordu. Hediyeler verilmeye devam ederken Azra kimin kime ne aldığına bile dikkat edememişti. Zihnine sürekli hücum eden anılar düşünmesine engel oluyordu.
"Bütün mahkumlar Avlu'ya!"
Anons geçildiği an masada büyük bir neşe fırtınası hakimdi. Hasret kalkıp herkesi dışarı yönlendirmeye başlamışken Derya yerinden kalkıp elindeki göz bandını Azra'nın gözlerine yerleştirmişti.
"Şimdi sıra senin hediyende."
Dedi Yonca gülerek. Heves kolundan tutup Azra'yı kalkması için çekiştirdiğinde derin bir nefes verdi Azra.
"Ya ben size anlatamıyor muyum?"
Sözleri diğerlerinde duvar etkisi yaratırken o kendi kendine konuşmaya devam ediyordu. Bir yerlere çekiştirilmenin verdiği tedirginlikle burnundan solumaya başlamıştı. Deniz revirde acıyla yatarken hediye almak aklına gelen en son şeydi.
"Hediye felan istemiyorum ben aptal aptal işler yapmayın!"
Heves bir yandan Azra'yı bloktaki odalardan birine doğru çekerken kıkırdıyordu. Yonca da diğer kolundan tutup gözündeki bandı çıkarmaması için Heves'e yardım ederken
"Sadece on saniye."
Dedi. Ardından Hasret'e dönüp bütün bloğun boşaltıldığının işaretini alınca girdikleri odada Azra'yı bırakarak yavaşça kapıya ilerlediler.
"Ona kadar say ve hediyeni al..."
dedi Heves kapıyı arkasından kapatırken.
"Hay sikicem şimdi hediyenizi bu ne be!"
Dedi Azra sinirle elini yüzündeki banta götürürken. Eli çıkarmak adına bantı tuttuğunda onu durduran bir başka el olmuştu.
"Ona kadar saymayı unuttun..."
dedi bir ses sakince. Azra bu sesi çok iyi tanıyordu. Zaten eline temas eden elden anlamıştı kim olduğunu. Tam da bu an tek isteği gözündeki bandı çıkartarak karşısında sağlıklı duran Deniz'i görmek olmuştu. Ancak duyduğu ses vücudunda öyle bir etki yaratmıştı ki genç kadının. Gözlerine hücüm eden damlalar ve vücudunu baştan aşağı saran bir duygu ona engel oluyordu.
"Güzelim..."
dedi Deniz yavaşça Azra'nın gözündeki bandı çıkartırken. Ardından elleri hemen ellerini buldu ve tuttu sımsıkı.
"İyiyim ben."
Azra elini Deniz'in elinden çekerek yüzüne götürdü yavaşça. Hala zihnin bir köşesinde bunun bir rüya olma ihtimali geziniyordu. Deniz yanağında gezinen ele anında yasladı başını. Sadece üç gün geçmiş olmasına rağmen birbirlerini yıllardır görmemiş gibi hissediyorlardı.
"Rüya değilsin."
Dedi Azra gülerek. Sonunda yaşananları algılamaya başlaşmıştı. Deniz de aynı şekilde cevapladı bu gülüşü. Ardından kafasını hayır anlamında salladı. Azra ise daha fazla beklemeden kendine doğru çekti Deniz'i.
"Değilim güzelim..."
Azra derin bir nefes alarak Deniz'in kokusunu içine çekerken elleri kıvırcık saçlarının arasında dolanmaya başlamıştı.
"Özür dilerim."
Dedi Azra Deniz'in boynuna bir öpücük bırakırken.
"Asıl ben özür dilerim."
Deniz ellerini yüzüne sararak Azra'yı karşısına alıp kendisine bakmasını sağladığında konuşmaya devam etti.
"Senin zorunda bıraktığım seçimin için çok özür dilerim. Böyle bie hataya düşmene sebep olduğum için..."
Deniz konuşmaya devam ederken Azra'nın gözleri defalarca yüzünü dolaştı. Gözleri, saçları, burnu, dudakları... Her bir ayrıntısını özlemişti bu kadının. Ancak dudaklarına bilmem kaçıncı uğrayışıydı ki gözlerini farklı bir yere bakmaya ikna edememişti.
"Boncuk..."
dedi cümlesini bölmeyi umursamayarak.
"Efendim güzelim."
Yanıt gecikmemişti. Blokta kimse yoktu.
"Sen tamamen iyileştin değil mi?"
Deniz kafasını onaylar gibi salladığında Azra daha fazla beklemeyerek saniyelerdir baktığı dudaklara doğru ilerlemeye başladı. Sakin bir öpüşme olarak başlayan bu an Deniz'in sırtı duvara temas ettiğinde ağzından çıkan inleme ile sert bir hal almıştı.Azra bir bacağını Deniz'in iki bacağının arasına yerleştirmiş uyguladığı baskıyla Deniz'i etkisi altına almışken. Dudaklarını çoktan boynuna çevirmişti. Gözlerini kapatıp kafasını geriye atmış olan Deniz ellerini Azra'nın saçlarına dolamış bacak arasına diziyle uyguladığı her baskıda yavaşça çekerken, kendilerini kıyafetlerden kurtararak yatağa doğru ilerlemişlerdi. Azra'nın gözü Deniz'in omzundan göğsüne kadar uzanan yara izine kaydı. Elini sakince üzerinde gezdirirken gözleri Deniz'in mavi gözlerini buldu. Bu yara izinin sebebinin kendi olduğu düşüncesi gitmiyordu aklından. Deniz ise onun bu haline gördüğünde sertçe bastırdı yaranın üstüne.
"Acımıyor bile."
Dedi ancak Azra devam etmesine izin vermeyerek yakınına bir öpücük kondurduğunda bir eliyle Deniz'in göğsünü sıkıyordu. Duyduğu inlemeyle daha fazla dayanamayarak elini Deniz'in ağzına götürüp ıslanmasını sağlamıştı. Ardından parmakları yavaşça kasıklarına doğru ilerlerken gözlerini Deniz'in gözünde sabitledi. Yüzüne yayılan gülümseme gittikçe acımasız bir hal alırken Deniz bir anda içine giren parmaklarla çığlığa yakın bir inleme bırakmıştı. Azra ise beklediği bu anı inlemeleri kendi dudaklarıyla keserek izliyordu. Denizin kapanan gözleri ve her bir harekette hızlanan nefesi Azra'yı dahada mutlu bir hale getirirken parmak sayısını arttırmayı unutmamıştı.
"Azra..."
dedi Deniz kısık nefeslerinin arasından.
"Güzelim yavaşla."
Duyduklarıyla aksine biraz daha hızlanan Azra Deniz'in yüzünün aldığı zevkle geldiği şekli izleyerek bir yandan ona ufak öpücükler vermeyi unutmuyordu.
~~~
Elleri Azra'nın sırtındaki kanat dövmesinde geziniyordu Deniz'in.
"Acaba şu an yeni yıla girdik mi?"
Dedi Deniz gülümseyerek. Işıklar saat on birde kapanıyordu ve tahminleri yeni yıla girmiş oldukları üzerineydi.
"Bilmem, çokta umrumda değil açıkçası..."
Sırtında gezinen elin verdiği rahatlama hissiyle yatağın hemen altına saklamış olduğu hediyeyi yavaşça çıkardı Azra.
"Deniz."
dedi sonra biraz utangaç bir halde. Elindeki paketi kaldırıp yavaşça Deniz'e uzatırken dirseklerine yaslanarak kendini Deniz'in yüzüne sabitlemişti.
"Ben sadece düşündüm ki..."
Deniz elindeki paketi açmadan gözlerini Azra'ya sabitleyip sorgular gibi bakarken Azra gözlerini kaçırmıştı. Açıklamakta hep zorlandığı duygulardı bunlar.
"Bizim normal çiftler gibi fotoğrafımız olamaz belki. Ama ben bir şeyler çizersem..."
Deniz Azra'nın daha fazla zorlanmaması adına elindeki paketi yavaşça açarken içinden çıkan resmi dikkatlice incelemeye başladı.
"Belkide seni ilk sevdiğim an."
Dedi gülümseyerek. Az önceki utangaç hali resmi gören Deniz'in yüzündeki ifadeyi gördüğünde kaybolmuştu. Büyülenmiş gibi resmi inceleyen Deniz gözleri dolu dolu Azra'ya dönerken.
"Bu zaten beni ilk gördüğün andı."
Demişti gülerek. Azra elini Deniz'in yüzüne uzatmış gülerek ağlamaması adına gözünün hemen altını okşarken.
"Bence yeni yıla hemen şimdi girebiliriz. Sen bizim adımıza iki dize şiir okurken."
Deniz yüzünde gezinen elin avuç içlerine derin bir öpücük bırakıp başıyla onayladığında aklına ilk gelen dizeleri sıralamaya başlamıştı.
"Sevgi sizi çağırdığında onu takip edin,
Yolları oldukça zahmetli ve sarp olsa da..."
(Halil Cibran)

AzDen / RağmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin