Cadı

41 1 2
                                    

Nedendir bilmem bir türlü fotoğraf yükleyemedim. Kahramanlara bir resim koymucam çünkü hayal gücünüze bırakmak istiyorum. Okuyanlar insanın arkadaşı olunca hep hikayeyle ilgili öneri veriyorlar bana hepsini tek tek öpüyorum. Şimdilik okumanıza bırakıyorum.

"Ne diyosun be sen? Aklını falan kaçırdın heralde. Böyle laflarla beni kandırabileceğini mi sanıyosun. Yemezler beyefendi yemezleer. Hülya'yı kaçırdın da mı böyle geldin üstüme? Ah canıım o da seni mi aldattı yoksa. Şimdi sana bir şey yapmadan git burdan. HADİ NAAAAAŞ."

Gözlerime hüzünle baktı ve gitti. Bağırmalarımdan merakla yanıma geldi herkes ama o çoktan gitmişti. Naptın sen İlayda arkadaşın o senin daha kibar olamaz mıydın? İçindeki Rüstem Ağa'yı çıkarttın resmen. Of of daha yazın başındayken ne kadar saçma bir kavga oldu bu böyle. Keyfimin içine ettin bravo Berk. Unutsana artık beni be çocuğum düş yakamdan be of.

Böyle iç sesimle savaşırken gözümden yaş geldiğini hiç anlamadım. Sinir krizi geçirdikten sonra ağlanır sevgili dostlar. Biricik arkadaşlarım Sevda ve Arya gelip bana sarıldılar ama onlar da ağlıyor tabi. Görünce dayanamayız tabi birbirirmizi öyle ağlar dururuz. Hatta Elif bile geldi yanıma sarıldı. Kaan'ı Berk'i araması için yolladım. E haliyle Özgür de onunla gitti. Ama bana bakışları gerçekten üzülür gibiydi. Hatta beni yanına çekip sonsuza kadar sarılacakmış gibi bakıyordu. Nerden mi anladım? Annem psikolog çünkü şekerler öğretti bana böyle şeyleri. 

Kız başımıza kalınca olanları anlattım. Hülya'yla olanları bildiklerinden sadece sırtımı sıvazlayıp dinlediler beni. Ağlamam bitince ciddi rahatlamıştım. O kadar acılar geçmişte kalmış sen ne diye deşiyosun yaramı kardeeş diyecektim sustum. İçime gömdüm. Benimde huyum bu içime gömer dururum.

Ama o an aklımda Berk yoktu. Sadece Özgür'ün bakışlarını düşünüyordum. Ah be cancağızım iki gün önce senden hoşlanıyorum diyip şimdi kaçmak neden? Neyse ki kızlar benim neşemin nasıl yerine geleceğini biliyordu. DON-DUR-MA. Her kızın dünyada en sevdiği yiyecek türlerinden olan dondurma mutluluk hormonu salgılar özellikle çikolatalı olan. Dondurmalarımızı yiyerek denize inmiştik bile. Orada da güneşlenip şakalaşırken olanları unutmuştum bile. Denize atladığımda içimde bir gram huzursuzluk kalmamıştı. Ki sakarım ben hep derim denizde birine çarptım. Omg yeniden Özgür olabilir miydi? Bir baktım ki Enes bana en güzel gülümsemesiyle gülümsüyor.

"Bu halin ne canımın içi gözlerin falan şişmiş?"

"Sorma Enes, sevgili Berk kankin ilan-ı aşk etti yeniden."

"Vay o. çocuğu. Hülya'yla basmadın mı sen onları?" Bu arada dipnot olsun. Biz bu arkadaşların çoğuyla aynı şehirdeyiz. Fazla görüşemeyiz ama dedikodu çabuk yayılır tabi. E dolayısıyla Enes de Hülya'yı biliyordu.

"Bastım basmasına da çoktan unutmuştum ben onu. Hayatımdan tam silecekken arkadaş olmaya karar verdik."

"İşte arkadaş hiçbir zaman kalamıyosun kızım. Bak bize Selin'le. Arkadaş kalmaya çalıştık hop hemen geri döndük ilişkiye. Çünkü birbirimizi ne kadar sevdiğimizi anladık."

"Eh yani sende en güzel örneği veriyosun ama bizden sizin gibi çift olmazdı biliyosun."

"Biliyorum biliyorum. En iyisini sen bilirsin." dedi ve yanağımdan öpüp gitti. Dediğim gibi Dünya'nın en iyi arkadaşlarındandır. hiçbir zaman kötü yargılamaz. Olaylara hep iyi yönden bakar.

Bir yandan Enes'le konuştuğum için mutlu olurken bir yandan da çarptığım insanın Özgür olmasını ne kadar içten istediğimi farkettim. Bana noluyordu? Sanki biraz hoşlanmayı geçmiş gibiydim. Selim'i küfürlerle hatırlayıp 'no boys' diye düşünürken nereden karşıma çıkmıştı bu çocuk?

Tam o anda ışın hızıyla aklıma bir fikir geldi. Madem ben mutlu olamıyordum arkadaşlarım mutlu olmalıydı. Burada yazar Arya'yla Kaan'dan bahsediyor hehehe. Sevda'yla Elif'i çağırdım yanıma hemen. Şimdi Elif'i çağırmamdan kıl kapabilirsiniz ama ne olursa olsun arkadaşımdır ve bu eğlenceye dahil olmalıdır. Planımı sinsi sinsi anlattım onlara. Denizden çıkınca da Whatsapp'da yeni grup kurdum. Kaan ve Arya hariç herkesi içine aldım. Kaşla göz arasında Özgür'ün numarasını da almıştım. Çakal ben. Önce Berk'i dahil edip etmemekte kararsız kalsam da onu da ekledim. En azından planıma göre akşam havuzbaşında olmamalıydı.

Arya saf saf planlarımdan habersiz yemeğini yiyordu. Akşama çok mutlu olacağını biliyordum. Ben mutlu edecektim canım arkadaşımı. Ben olamıyorsam herkes olmalıydı mutlu. Bir ara gaza gelip Elif'le Özgür'ü de mi ayarlasam diye düşündüm ama yok kızlık(kıskançlık) içgüdülerim buna asla izin vermezdi. Salak mıyım ki hoşlandığım çocuğu başkasına ayarlıyorum peh. Kafaya güneş geçti heralde ben bunları düşünürken.

Sonra Kaan bana mesaj attı."Biz Berk'in peşinden Turgutreis'e geldik. Kafa dağıtıyoruz burada. Bizi merak etmeyin. O da sana yaptığı yanlışı anladı şuan ne kadar pişman anlatamam." diye.

Ee tabiki pişman olacak. Yaptığı iş iş değildi çünkü. Ağız tadıyla bir yaz tatili yaşatmayacaktı az daha bana. Ama sinirim geçtiğinden bende üstüne fazla geldiğimi düşünüp üzüldüm tabi. Barışırdık eninde sonunda just friends olurduk yine. With benefits olmayanlardan yalnız. 

Planımı gruba yazdığımda herkes okey demişti hatta Berk bile. Akşam çok güzel olucaktı nihahahaha. Ellerimi ovuşturarak kötü kadın kahkahası attığım için birkaç teyze dönüp baktı ama nasıl gülüyoruz ardından anlatamam. Neyse şimdilik akşam güneşinin tadını çıkarma ve geceyi bekleme vakti.

Yaz GüneşiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin