Yaz Güneşi

Ela Gözlüm

Multimedia: Özgür-İlayda

Arya'nın Ağzından

Sanırım giyecek hiçbir şeyim yook. Bu akşam daha bir güzel olmalıymışım gibi hissediyorum da.

"Anneee beyaz elbisem nerede bulamıyorum?"

"Dolaba koymuştum kızım beyaz elbiseni kırışmasın diye."

"Sağol annecim." dedim ve elbiseyi giydim. Öyle abartılacak bir şey değildi. Eteğinin ucunda danteller vardı ve askı kısmında tabi. Belime kadar dar geliyordu sonra genişliyordu. Altına da hafif topuklularımı giyeyim dedim. İçimde bir heyecan var ki sormayın. Gözüme de kalemimi çektikten sonra Kaan'ın doğum günümde aldığı parfümü sıktım. Yılda bir iki kez sıkardım bitmesini istemiyorum çünkü. Benim için gerçekten değerli.

Önce havuzda buluşacaktık sonrada Turgutreis'e gezmeye gidecektik. Arka yollardan dolanıp küçük havuzun oraya geldim. Daha kimse gelmemişti. Ben bile okadar süslendim ama en erken geldim ironiye bakın. Sinirle gruba mesaj attım nerdesiniz diye. Sevda İlayda'yla geliyoruz dedi. Hah en azından biri beni taktı.

Dün neler olmuştu İlayda'yla Berk'in arasında öyle. Hala inanamıyorum bunu yapmasına. Yüzsüzlüğün daniskası. Telefonla oynamaya karar verdim çünkü kimsenin gelip gittiği yoktu. Bundan da sıkılıp ayağa kalktım dolanmaya başladım. Allah aşkına neredeydi bunlar? Gelince hemen hesap sorcam ama yani. Tam etrafa bakınırken Kaan'ı merdivenlerden çıkarken gördüm. Nasıl sevindiğimi anlatamam ikimiz bir süre yalnız kalıcak gibi gözüküyorduk. Aklımla sinsi sinsi düşünürken hiç olmayacak bir şey oldu.

Gerizekalının biri çantayı alıp suya itmişti. Zaten zar zor yüzüyordum. Suyun içinde debelendikçe batıyordum. Kaan'ın yüzünü seçebildim bir ara. Cılız bir sesle "Yakala onu." diyebildim ve kendimi bıraktım.

Gözümü açtığımda şezlongda yatıyordum. Yanı başımda da Kaan vardı. İleride de Berk vardı elinde çantayla. Ama Kaan elimi tutuyordu. Bir dakika elimi mi tutuyordu yok artık.

"Sana bir şey olacak diye o kadar çok korktum ki Arya!"

Kaan'ın Ağzından

Berk'e sinir olmuştum. Tuvalete gitmenin sırası mıydı şimdi. Beni kızla yalnız bırakıcak. Neyse söylene söylene çıkarken onu gördüm. Gerçekten çok güzel olmuştu. Melek gibiydi. Tam bana gülümserken arkadan kapüşonlu biri gelip onu itti. O iyi yüzemezdi ki. Hemen yanına koştum. Bir şeyler yapmam lazımdı. Berk'e bağırdım kapüşonlu yakalamasını istedim. Hemen üstümdeki gömleği çıkartıp suya daldım ve onu çıkardım. Minnacık bir şeydi zaten kolayca taşıdım.

Şezlonga bıraktığımda Arya'yı Berk de elinde çantayla çıkageldi.

"Abi çantayı alabildim ama çocuğu yakalayamadım."

"Yüzünü görebildin mi bari?" dedim sinirle. Bunu Arya'ya kim yaptıysa cezasını çekmeliydi.

"Yok zaten kapüşonu vardı. Bitti gitti sen çok takma Kaan. Asıl Arya iyi mi ona bak."

"Dur dur galiba uyanıyor."

"Hadi ben sizi yalnız bırakayım."

Gözlerini yavaş yavaş açtı. Kahverengi gözleri parıldıyordu. Kurtulduğu için mi beni gördüğü için mi bilemedim.

"İyi misin? Sana bir şey olacak diye okadar korktum ki Arya! Bunu yapanı da yakalayamadık zaten. Çok üzgünüm."

"Bunda üzülecek ne var beni kurtardın ya. Kahramanıım." diyerek boynuma sarıldı. O güzel kokusunu bir daha içime çektim.