Deli gibi heyecanlanıyordum.
Onun babasının gözünde iyi bir çalışan olarak görünmek istiyordum. Yaptığım işin güzel görünmesini istiyordum. Ve hala yazamadığımız şarkının da güzel olmasını istiyordum.
Bir yandan da annemin buraya gelip, beni ziyaret edecek olması heyecanlandırıyordu. Aslında biraz geriliyordum. Çünkü, annem ilk defa iş yerime gelecekti. Jungkook bir patron olarak bana çok iyi davranıyordu, ancak yine de korkuyordum işte. Bir aksilik çıkmasından, çalışanların patavatsızca konuşmasından korkuyordum.
Jungkook'un odasına doğru yürürken adımı duymamla orada durdum. Kızlardan biri benim duyabileceğim şekilde "Burada durmasının sebebi kesinlikle Jungkook. Çünkü henüz bir şarkı yazmayı bile beceremiyor. Şirket hala onun şarkıyı yazmasını bekliyor. Artık Jungkook'a kendini nasıl geçindiriyorsa."
İmalı bir şekilde söylediği cümlelere karşı kendimi tutacak değildim. Kendime laf ettiremezdim.
"Hey kızlar, o çenenizi kapatın. Çeneniz değil eliniz çalışsın." dedim. Aslında cevaplarını çok iyi verebilirdim ancak umursamak istemedim. Zaten bu onlara yetecek bir cümleydi.
Jungkook'un odasına suratım asık bir şekilde girdiğimde kafasını kaldırdı ve beni gördü. Kaşlarını çattı "Neden suratın asık? Annem birazdan burada olur. Seni böyle görmek istemez." dedi.
"Önemli bir şey değil, annem gelene kadar düzelirim." dedim ve dosyaları uzattım. Dosyaları alırken "Önemli bir şey olmasa bu halde olmazdın." dedi.
Konuşmak istemediğimden dolayı odadan çıktım ve lavaboya gittim.
Acaba cidden bir işe yaramıyor muyum? Dedikleri gibi henüz bir şarkıyı bile yazamamıştım. Eğer öyle Jungkook neden beni burada tutardı? Bence işe yarıyorum. Hem daha yeni başladığım bir işin profesyoneli olacak değilim.
Yüzüme soğuk suları çarptım ve ferahladım. Karışmış saçlarımı ayırarak şekil verdim. Son kez üzerime baktım ve lavabodan çıktım. Annem birazdan burada olurdu.
Uzaktan annemi gördüğümde koşarak yanına gittim. Ve uzunca sarıldım. Ardından Chaerin'e de selam verdikten sonra onları gezdirmek için Jungkook'un yanına gittim. Kapıyı tıklattım ve içeri girdik.
Jungkook annemi görünce ayağı kalktı ve sarıldı. Chaerin'e selam verme gereği bile duymamıştı. Cidden şu ikilinin arasındaki anlaşmazlık sinirimi bozuyordu. Aslında Chaerin oldukça samimi davranırken Jungkook onun tam tersiydi.
"Efendim hoş geldiniz, Taehyung sizi gezdirmeye başlasın. Bugün babam da gelecekti onu almaya gideceğim. Birazdan dönerim." dedikten sonra annem onu onayladı ve bana döndü.
"Burayı gezmek için sabırsızlanıyorum." dediğinde gülümsedim ve "O zaman neden gezmiyoruz?" diyerek karşılık verdim. Chaerin de bize katılıp güldü. Ve onları gezdirmeye başladım.
"Annecim burası da benim odam." Odama girdiğimizde annem şaşkınca etrafa bakıyordu. Bana döndü ve "Taehyung buralara geleceğini tahmin bile etmiyordum. Seninle gurur duyuyorum oğlum." Hafif gözleri dolmuş bir şekilde söylediğinde ona sımsıkı sarıldım.
Koca şirketi gezdirdiğimde odama geçtik. Jungkook'u ve babasını bekliyorduk. Hala çok heyecanlıydım. Umarım bir aksilik çıkmazdı.
Koridorda sesler duyduğumda anneme haber verip neler olduğuna bakmak için dışarı çıktım. Kalabalıktan bir şey göremediğimden yanımdaki çalışana "Neler oluyor?" diye sordum. Bana Jungkook'un babası geldiğini söylediğinde kalbim çıkacakmış gibi hissettim. Ve oraya doğru adımladım.
Sonunda ikiliyi gördüğümde derin bir nefes aldım ve yanlarına ulaştım. Gülümseyerek "Hoş geldiniz, Efendim." dedim ve saygıyla eğildim. Bana samimi bir şekilde gülümsedi ve "Hoş buldum, merhaba. Sen yeni çalışansın galiba." dedi.
Kafamı salladım ve "Evet, öyleyim." dedim. Jungkook söze atıldı ve "Babacım, Taehyung'un annesi de geldi. İstersen tanışın, çünkü kendileri çok saygın bir bayan." dedi ve göz kırptı. Ne demek istediğini anlamıştım. Gözlerimi devirdim ve onlara yol verdim.
Babası önümden geçerken Jungkook geçmedi ve "Sen önden geç, arkandan geleceğim." ima yaparak söylediği şeye utansam da belli etmedim ve yürümeye başladım.
İçeri girdiğimizde Jungkook'un babası ve annem birbirlerine şaşkınca bakıyorlardı. İkilinin bakışması uzayacak gibi görünüyordu. Ve neden böyle bakıştıklarını ne ben ne de Jungkook anlıyordu. Jungkook sıkılmış olacak ki söze atıldı.
"Babacım, kendisi Bayan Micha." dedi. Babası kendine geldi ve boğazını temizleyerek "H-hoş geldiniz, ben Jungkook'un babası Sungyeon." dedi. Annem de kendini düzelterek "Tanıştığıma memnun oldum Bay Sungyeon." dedi.
İkisi de birbirine tuhaf bakıyorlardı. Ortamı dağıtmak için telefonu elime aldım ve hepimize birer kahve söyledim. Kahveleri söyledikten sonra herkes bir koltuğa oturmuştu. Ancak hiçbirimizden ses çıkmıyordu. Sessiz ortamlardan nefret ederdim. Bu sessizliği bozan Bay Sungyeon oldu.
"Bayan Micha," dedi ve gülümsedi "kocanız nerede? Onu da burada görmek isterdim." Annem de gülümsedi ve "Kendisi meşgul olduğu için gelemedi. Peki sizin karınız nerede? Ben de onu görmek isterdim."
İkili sanki bir şey biliyormuş gibi konuşuyorlardı. Ya da ben öyle sanıyordumNe . Yan tarafıma döndüğümde Jungkook anlamadığın belli eden bakışlar atıyordu. Ben de ondan farksızdım.
Sonunda kahveler geldi ve bu gergin ortam dağıldı. İçerken şirket ve iş hakkında konuştuk. Bu bizi etkilemedi. Kapı açıldı ve Chaerin içeri girdi. Anneme yaklaşarak "Bayan Micha, gitsek iyi olacak. Bugün fazla yoruldunuz." dedi. Annem onu onayladıktan sonra ayağa kalktı ve "Sizinle tanışmak güzeldi. Umarım tekrar karşılaşırız. İyi günler Bay Sungyeon." dedi.
Jungkook'un babası da annem gibi "Bence de öyle. İyi günler Bayan Micha." dedi.
Annemleri uğurlamak için aşağı indim.
Jungkook'un ağzından
Taehyung ve annesi dışarı çıktığında babam bana bir adım attı ve şok olacağım sözleri söyledi.
"Taehyung burada çalışmayacak."
Selam! Nasılsınız? Umarım bölüm hoşunuza gitmiştir.
Sizi seviyoruz 💜
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MY STREET ARTIST|TAEKOOK
AdventureTaehyung sadece evini geçindirmek isteyen bir sokak sanatçısıydı. Jimin ve Jungkook ile tanışmanın onu kaoslara sürükleyeceğini tahmin edemezdi...