KİTABIM DA: Hogwarts

9: KÂBUS

(Medya* meleyin giydikleri.)

Büyülü okumalar!

Saçlarımı tepeden at kuyruğu topladıktan sonra üzerime uzun siyah etek ve beyaz göbek açık tişört giydim. Bunak dumbledore nedense herkesi evine postaladı. Yetim olanlar da yetimhanelerine gidecek.
Bir kaç eşyamı küçük bir bavula koyduktan sonra odadan çıktım.
Aşağı indiğimde ağzını götüyle yer değiştirmek isteyeceğim bir pozisyon gördüm. Pansy draco ya doğru eyilmiş ve dudaklarını büzmüş. Draco da sanki o yokmuş gibi davranıyor ve bavuluyla dikiliyor.
Sıçtım o gergedan dudaklarına senin pansy. Bavulu orda bırakıp merdivenden fazla seç çıkarmamaya özen gösterip aşağı indim ve pansy e tekme attım. Kız ileri savruldu.
Bende masum masum gülümsedim.

Melek

"Ay ayağım çarptı, pardon. "

Draco beni görünce ilk bir rahatladı sonra da kaşlarını çatıp yerde üç seksen yatan pansy e baktı.
Hemen yukarı çıkıp bavulumu aldım ve geri indim.

Draco

"Bir an hiç gelmeyeceksin sanmıştım."

Sonra söylediği cümlenin farkınca vardı ve tabii hemen lafı kıvırdı.

Draco

"Sen şimdi yalnış da anlarsın. Yani arkadaşların seni bekliyor. Beni de buraya koydular seni onların yanına götürmem için. "

Çarpıldı. Bu nasıl dansözlükdür ey draco. Ben böyle kıvırmıyorum amk.
Hayır bari düzgün yalan söyle.
Yalanına hiç inanasım gelmiyor.
Nedense.

Melek

"Kesin öyle olmuştur zaten. Ben sana inanıyorum. "

Ciddi bir ses tonuyla konuştuğum için dalga geçtiğimi farketmedi.
Pansy de çoktan kalkmış ve draco nun koluna girmiş. Ben sana giricem bu gidişle. Neyse. Şimdi bir kez daha kudurtayım şunu.
Hemen draco ya yaklaştım ve pansy nin gözlerine soka soka onun yanağını öptüm.
Draco ilk şaşırdı tabii.
Ay dur bir de sarılam. Kokusu üstüme geçsin. Hemen sarıldım. Tabii ki sarılırken pansy falan itmedim!.
Draco da kollarını belime doladı.
Draco nun burnunu saçlarımda hissedince yanaklarım kızardı. Hayret kızarabiliyorlarmış.
Pansy bunu görünce daha da bir çıldırdı ve bana kötü gözlerle bakmaya başladı.
Ona sinsice sırıtınca daha fazla dayanamadı ve draco nun kolundan tutup bizi ayırdı. Orespi kuduruk.

Yalak

"Draco sarılma şuna!. "

Draco

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?!.
Aynı binadanız diye senin istediklerini yapacak değilim!.
Kendine gel ve yerini bil pansy parkinson!. "

Üff güzel koydu. Evimin yiğidi.
Ağla pansy. Ehheheowerhroeh.
Bavulumu tutup pansy e hırlamaya başlayan fırtınama baktım. Aferin kızım benim. Hayır küçücük dişlerin var yapma en iyisi. Fırtınam bavulumun üstüne çıkıp oturdu ve ön patileriyle bavulu tutmaya başladı.
Kısaca tırnaklarını sapladı.

Melek

"Görüşürüz draco. "

Bana gülümsediğinde arkama döndüm ve çıktım gittim işte amk ne uzatmaya gerek var. Nasıl gittiğimi merak ediyorsanız yürüyerek gittim evet.

29€-€93;"8#3;%(@;3€8€-83-483-%3

Büyü yapamayan insanalara iğrenerek bakan sevdanın kafasına kafa atmak istiyorum. Hayır yani sen de harry potter la ilgili bir bok bilmeden önce bir muggle ydın.
Bunu ona bir ara hatırlatırım.
Keremin kiraladığı malikâneye bakıp iç çektim. Çok güzelsin pişt yavru.
Kerem eve girince bende peşinden girdim ve bavulu öylece bırakıp ikinci kata uçtum. Hemen kendime oda seçmeliyim. En güzeli benim olmalı.
Odalardan birine girdim. Oldukça geniş ve güneş gören bir oda.
Ayrıca duvarın her yeri boydan boya cam. Tamam. Diğer odalara bakmama gerek yok. Hemen odadan çıkıp kapıya büyüyle slytherin bayrağı taktım. Odaya geri girdim.
Genelde büyü yapmak yasak ama sonuçta bizden başka kimse görmüyor. Yani evde.
İlk önce tül ve perdeleri yapmam lazım. Yoksa herşey kapak gibi ortada olur.
İlk bir etrafa baktım biri var mı diye.
Kimse olmadığına göre yapabilirim.
Büyüyü yaptım ve sade beyaz tül, iki tane de sade koyu yeşil perde.
Perdeleri çektim ve geri kalanı yapmaya başladım.

⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳⏳

Odam harika oldu lan!. Hayalimde ki gibi!. Şimdi hemen size odamı anlatayım. Öhöm.
Sol köşede bacakları, kolları ve kafası olmayan, demirle ayakta duran bir manken var. Mankenin üstünde cüppem duruyor.
Mankenin biraz ilerisinde sol duvarda süpürgem duruyor.
Sağ tarafta çift kişilik yatağım var.
Nevresimim de siyah, laylon gibi.
Yer de geniş, beyaz bir halı var.
Yatağın sağ tarafında gri bilgisayar masası ve bilgisayar filan var.
Duvarlar lacivert ve beyaz beyaz küçük noktaları var.
Tavan lacivert ve bir sürü ışıklı yıldızlar var. Ortada ise büyük yıldız avize var.
Sol tarafta beyaz küçük bir giysi dolabım ve yanında küçük komidin.
Bir de camın karşısında ki duvarda geniş bir kitaplık.
Fırtınam yatağıma çıkmış bile.
Hatta sırt üstü yatmış patilerini uzatıyor.
Perdeyi biraz açıp dışarı baktığım da akşam olduğunu gördüm. Hemen geyikli pijamalarımı giyip fırtınamın yanına uzandım.

ZZZZZZZZZZZZZZZZZzzzzzzzzzzzzzz

Çıplak bebek gözleri kapalı, su dolu küvette yatıyordu. Bende elimde ince uzun hortumun ucunu sıkıp içinde ki kahverengi sıvıyı küvete sıkmaya çalışıyordum. Bir yandan da bebeye bakıyordum. Ben bebeyi öldürmeye çalışıyordum... Sonra hiç beklemediğim birşey oldu. Bebek aniden gözlerini açtı ve gördüğüm korkunç gözlerle çığlık attım.

Bebeğin gözleri kırmızıydı!.

Yüzümde hissettiğim ıslaklıkla gözlerimi hemen açtım.
Fırtına üstüme çıkmış yüzümü yalıyor. Onu kucağıma alıp doğruldum ve burnunu öptüm. Teşekkürler fırtınam. Beni bu korkunç kabustan uyandırdığın için teşekkürler.

Melek

"Benim güzelim uyanmış da annesini mi kaldırırmış. Hanimiş paticik, hanimiş paticik. "

Patilerini de tutup öptüm.
Ardından onu yatağın üstüne bırakıp yataktan kalktım. Dolabın karşısına geçip kapağında ki aynadan yüzüme baktım. O bebek kimdi?. Ben neden onu öldürmeye çalışıyordum?. En önemlisi o bebeğin gözleri neden kırmızıydı?. Böyle anlatınca normal gelebilir ama cidden korkunçtu.
Birde uyanmadan önce kadınlardan birinin 'bebek kaçtı! ' diye bağırmasından sonra klozet sesi duymuştum. Yani rüyamda.
Bunu unutmak istiyorum.
Fırtınayla dışarıda eğlenmeliyim.
Evet, belki unuturum. Hemen üstümü değiştirip-bakınız medya- saçlarımı salık bıraktım.
Hafif bir makyaj yaptıktan sonra da fırtınayı kucağıma aldım ve ayağıma siyah spor ayakkabı giyip çıktım.
Bu arada bizimkiler de hâlâ uyuyor.
Ümitin horlaması dışarıya kadar geliyor ameke.
Fırtınamı yere bırakıp lunaparkın yolunu tuttuk.