(Medya* meleğin hogwartsa gitmeden önce giydikleri.)
(Üstte ki komşunun anırarak itirazım var şarkısını söylemesini Haykırarak dinledikten sonra bu bölümü yazmaya başladım fln. Neyse iyi okumalar!.)
Gürültüleri duyunca hemen aşağı koştum. Sahibim yerde gözleri kapalı yatıyordu. Diğerleri de onun başında toplanmış uyandırmaya çalışıyorlardı. Hemen yanlarına gidip sahibimin üstüne çıktım.
Ben şimdi uyandırırım onu. Yemekte ne olduğunu bilmek istiyorum.
Bu yüzden de hemen uyanması için küçük dişlerimle kolunu ısırdım.
Çığılık atıp doğruldu ve bende yere atladım.
Bana söylenmeye başladı.Melek
"İnsanın hayvanı yüzünü yalayıp uyandırır bizimkisi ısırıp uyandırıyor. "
Kiraz
"Kız melek hadi geç otur da herşeyi anlat. "
Gidip koltuklara oturdular. Bende gidip sahibimin üstüne atladım.
"Ya işte yemek yiyorduk. Bu arada pan zehir ve annesiyle babası da yemekteydi. Neyse işte. By malfoy bana kan statümü sordu. Bende bilmiyorum dedim.... "
Herşeyi ayrıntısına kadar anlattı.
Pansy i kıskandırmak için dracoya gülümsediğini de anlattı. Sahibim de az sinsi değil. İşini biliyor en azından.Melek
"İşte ondan sonra kapının önüne geldik. Yemekle ilgili şeyler konuştuk falan... Ondan sonrada... "
Kerem
"Çatlatmasana insanı amk!. "
Melek
"Şey... Dudağımın kenarından öpüp gitti. "
Kiraz
"Oooooo!!!. Draco dan beklenmeyen hareketler!. "
Sevda
"Yaa çok tatlısınız!. "
Ümit
"Aferin kız. Kaptın çocuğu. "
Kerem
"Daha değil oğlum. Hele bi üç sene geçsin. Bunu o zaman tekrarla. "
Hepsi kıkırdadılar. Sahibimin gözlerine baktığımda yine dalmış olduğunu farkettim. Gerçekten seviyor onu. Sevmese neden bu kadar uğraşsın?. Ama ben pek sevemedim. Çok uyuz biri. Büyük olsaydım parçalardım onu. Yada yapamazdım. Sahibim üzülürdü yoksa.
Ama yine de oldukça sevimsiz.
Sahibimin de dediği gibi.
Tam bir yürüyen ego.Yere atlayıp mutfağa gittim ve dişlerimle buz dolabın kapağının kenarını tutup çekmeye çalıştım.
Lanet şey açılmıyor!.
Sevda içeri geldi ve ne yapmaya çalıştığımı anlayınca yanıma gelip dolabı açtı. Bana et çıkarıp tavada ısıtmaya başladı. Aynı zamanda söyleniyordu.Sevda
"Şu melek de draco nun götünden ayrılmıyor. Hayvan aç, ama kendisi çocuğu düşünüyor. Umutsuz vaka. "
İstesem ısırabilirdim ama haklı olduğu için yapmıyorum.
Sonunda eti kabıma koyduğunda büyük bir iştahla yemeye başladım.
O da su içip oturma odasına gitti.
Yemeyimi bitirdikten sonra mutfaktan çıkıp büyük bir uğraşla merdivenleri çıktım ve sahibimin odasına girdim. Sahibim yatağına yatmış resim çiziyordu.
Yatağın kenarında oturma pozisyonuna gelip kalçamı hafiften salladım ve yatağın üstüne zıpladım.
Sahibimin yanı başına sokulup ne çizdiğine baktım. Yeni kitabının kapağı için hayal ettiği bir resmi çiziyor. Yüz üstü yatıp ona aklımda ki soruyu sordum.Ne hissediyorsun?
Ne? Ah tanrım. Aniden yapma şunu. Neyse. Ne demek istediğini anlamadım
Bence anladın
Hmmmm... Ha sen onu diyorsun.
Aslında biraz tedirginim. Daha kan statümü bile bilmiyorum. Ya bir bulanıksam? Tanrım o zaman dracoyla evlenemem!Hey sakin ol biraz. Senin altıncı hissin kuvvetli. Söyle bakalım hislerin ne söylüyor?
Ah, fırtına... Bir diğer sorunda bu...
Hislerim hiç iyi şeyler söylemiyor.
Ve nedense alakası olmadığı halde aklımdan o geçip duruyorSen uyu. Bunları en iyisi daha sonra konuşalım. Yarın hogwartsa dönüyorsunuz
Doğru!. Okula gideceğim için sevineceğim aklımın ucundan geçmezdi
İyi geceler
Piftekli uykular!
Kıkırdadı ve defteriyle boyalarını bilgisayar masasının üstüne bıraktı.
Yanıma gelip yattı ve ışıkları kapattı.€₱$¢£¥€₱$¢£¥€₱$¢£¥€₱$¢£¥€₱$¢£¥
Gözlerimi, kulaklarıma gelen tıkırtı sesleri nedeniyle açtım ve yerimde doğrulup gerildim.
Sahibim bavulunu doldurmuş, kapatmaya çalışıyordu. Buradan bile o bavulun içinde ki dev peluş ponyi görebiliyordum. Göz devirdim.
Etrafa baktığımda duvarların sade ve mankenin çıplak olduğunu gördüm.
Etrafa tekrar baktığımda yerde koyu yeşil bir atkı gördüm. Sanırım sahibim koymayı unutmuş.
Yere atlayıp atkının yanına ilerledim.
Ağzımla atkıyı yerden alıp sahibimin yanına gittim ve bacağına pençemi batırdım. Cırladı ve bana sinirle baktı. Ardından ağzımda ki atkıyı görünce şaşırdı?. Yavaşça eyildi ve atkıyı ağzımdan aldı.Melek
"Bu kimin amk?. "
Üstünde oturduğu bavuldan kalkıp odadan çıktı ve aşağı inme seslerini duydum. Malum öküz gibi iniyor.
Bu arada bavul geri açılmıştı ve peluş pony bavuldan dışarı fırlamıştı.
Yavaş yavaş komidinin yanına yaklaştım ve üstüne zıpladım.
Çatlak yeşil renkte ki papyonumu ağzıma alıp geri aşağı atladım.
Sahibim geldiğinde, bacağına sürtündüm. Beni farkedince, bana doğru eğildi ve papyonumu boynuma taktı. Evet bana papyon takıyor artık. Siyah puantieli bir papyon.
Artık alıştım ve hoşuma gidiyor gerçi.
Büyüdüğüm zaman papyonu çıkarıp kuyruğuma kurdela takacakmış.
Bavulun yanına gidip sıkıntıyla ofladı ve o atkıyı yatağın üstüne attı.
Peluşu geri içine sıkıştırmaya çalışıyordu.Melek
"Of ya... bizimkilerin değilmiş atkı. "
Aklıma gelen düşünceyle tısladım.
Evinize o üçlü ve baş belası sarı dan başka kimse gelmedi. Üçlünün yeşil atkı kullanmayacağına göre?
Sonunda anlamış olmalı ki ağzı açıldı. Bavulun üstünden aniden kalkınca pony geri fırladı.
Melek
"Ay dracorellam... "
Ona garip garip baktıktan sonra göz devirdim. Hala zamanı geri alma işini düşünüyorum. Bir ara hermione granger a uğrasam iyi olacak.
Onu büyüyle küçült
Bana minnet dolu gözlerle baktıktan sonra asasını yastığın altından çıkarıp büyülü sözleri söyledi. Sonunda lanet pony küçüldüğünde rahat bir nefes verdik. Melek bana 'sana noluyo amk'
Bakışları attı ama umursamadım.
Bavulu kapatınca üzerine birşeyler giymeye başladı. (Bakınız medya)
Giyindikten sonra saçlarını enseden at kuyruğu toplayıp şapkasını taktı.
Büyüyle bavulu aşağı kata indirdiğinde, bende aşağı indim.Kiraz
"Ay canım evim, canım odam sizi çok özliycem lan. "
Herkes kiraza göz devirdikten sonra teker teker evden çıkmaya başladılar.
O lanet sarının olduğu okula gidiyor olmak büyük işgence bana. Zaten bir tuhaf çocuk. Sahibimin sürüklediği bavulun üstüne çıkıp yüz üstü uzandım.
Yürümeye üşeniyorum.
Bekleyin bizi lanet hogwartslılar, biz geliyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİTABIM DA: Hogwarts
FantasyHer kötünün içinde bir iyilik vardır, Önemli olan onu ortaya çıkarmaktır.