Bölüm 9 Titan Büyüsü

428 30 2
                                    

Anlayamadım. Kadesseus, elementler'in efendisi, bükücüsü gerçekten kafam karışmıştı. Bende bunun üzerine sordum.

"Kadesseus 4 elementi mi temsil ediyor?"

"Elbette! Tepesinde ki kanatlar hava'yı sembolize eder. Etrafına sarılı yılanlar; mavi suyu, kırmızı ateşi temsil edecek şekilde iki elementi temsil eder ve sopa kısmıda toprağı temsil eder...."

Jake bu söylenenleri hiç umursamadı ve Pheris'in lafını kesti. Ama eminim kesmeseydi bir ton laf daha sayardı.

"Aaa! Neden ben senin adını hiç duymadım acaba?" Dedi alayla.

Pheris birden ciddileşti ve kaşlarını çattı.

"Önemsiz bir Hermes melezi olarak bana meydan mı okuyorsun? Kendini güçlü mü sanıyorsun? Gelde beni yenmeyi dene"

Hiç alay eder gibi görünmüyordu. Jake'in onu alt etme şansı sıfırdı. Hadi alt etti diyelim, bizi getiren adamlarda dahil olmak üzere yanımızda 20 kadar muhafız vardı. Ayrıca yakında daha fazla muhafız olduğundan da endişeliydim. Ona karşı tek silahımız aklımızdı. Babam ne demişti aklını kullan.

Akıl

Akıl

Akıl....evvet buldum. Ani bir hareketle Pheris'e doğru ilerledim ve konuşmaya başladım.

"Arkadaşımın söylemek istediği, yani o bencil tanrıların size yaptıkları. Kesin onlar kadar güçlü olduğun için yada daha güçlü olduğun için sana Olimpos'ta bir taht vermemişlerdir?"

Herkes bana şaşkınca bakıyordu, özelliklede Jake. Ona 'Sus ve beni takip et' bakışımı attım oda anlamış olacakki onaylar şekilde devam etti.

"Evet ben öyle demek istedim."

Pheris hala şüpheyle bakıyordu. Haklıydı aslında.

"Cidden mi?"

"Tabi ki. Onlar sadece kendilerini düşünüyorlar. Bir tanrıça kendini koruyamadığı için saçma sapan bir göreve çıktık ve aramızdan ikimizi kaybedicez"

Ben bunları söyledikten sonra tatmin olmuş gibi gözüküyordu ama yinede biraz daha pekiştirmekte zarar görmedim.

"Düşünsene, Tanrı Pheris. Bence onları alt etmenin tam zamanı çünkü Olimpos'un şuan çok kötü bir düşmanı var. Dikkat çekmeden yapabilirsin bunu. Hem bizde sana yardım edebiliriz. Bize element büyülerini öğretenilirsin. Özellikle babama bunu göstermek isterim."

"Zeus'un kızı seni sevmeye başladım, sanırım büyüleri öğretebilirim."

1 saat boyunca bir kaç büyü öğrendim. Sonra aklıma bir şey geldi.

"Peki birşey sorabilirmiyim?"

"Evet"

"Poseidon yada Zeus, yani üç büyükler birbirinin güçlerine karşı bağışıklık kazanmıştır. Biz diğerlerinin güçleri ile saldıramayacağımıza göre kendi güçleri ile savaşmalıyız. Onların buna karşı gelmelerini nasıl engelleyebiliriz?"

"Sana özel gücünü kullanmalısın, yani eğer bir Olimpos'luyu devirmek istiyorsan sana daha güçlü bir büyü öğretmeliyim ve ardından sana özel gücünü ama bak bu uçmak değil yada tüm Zeus melezlerinin yapabildiği şeyler değil Dünya üzerinde belirli kişilerin yapabildiği şeyler"

Şimdi aklımı çalıştırmamın vaktiydi. Birinci aşama, yeteneğim. Neydi ki acaba? Neydi acaba? Düşün, düşün. Kardeşlerim, Zeus'un çocukları, Herkül. Herkül şimşek yaratabiliyordu. Bunu tüm Zeus çocukları yapıyordu. Ama ben de farklı olarak vücudumda elektrik barındırıyordum. Evet şimdi hatırlamıştım kamptayken bir kere Jake'i çarpmıştım. Yani yanlışlıkla.

Neyse konumuza geri dönersek, ikinci aşama büyüyü öğrenmek.

"Bu büyüyü nasıl öğreneceğim?"

"Tabi ki ben öğreteceğim"

Elini havaya kaldırdı. Beni havaya kaldırıp, bana elektrik vermeye başladı. Çığlık atıp duruyordum tahminen. Jake delirmiş gibi Pheris'e bakıyor ve bağırıyordu. En sonunda elini indirdi ve bende tavandan yere doğru düştüm. Polm gelip beni kucaklamasaydı, ya kafamı patlatmıştım yada yeraltı dünyasına kısa yoldan girmiştim.

Polm beni kucakladığında gözlerimden yaşlar akıyordu. Jake bu Halim'i görünce delirmiş gibi bakıyordu ama sadece buna sinirlenmemişti, Polm beni kucakladığı için kıskanmıştı sanırım. Ben hıçkırmayı kestiğimde Pheris konuşmaya başladı.

"Bir melez için fazla güçlüsün. Bu darbe normalde bir melezi bile öldürebilir."

"O zaman neden ona uyguladın." diye kükredi Jake resmen kükredi. Ben ona 'sakin ol' dercesine baktım ama umursamadı bile. Ben konuşmaya fırsat bulamadan Pheris konuşuyordu bile.

"Çünkü bunu unutmaması için uygulamaya ihtiyacı var. Yoksa unutur, yapmayı planladığı büyü çok güçlüdür. Eski zamanlarda 'Titan Büyüsü' diye anılırdı. Unutkanlık da vardır içinde. Hem tanrıları uyutur, herşeyi unutturur ve onları rüyalarında hapseder. Tanrı dışında birisine yapılırsa 24 saat kadar etkisi sürer. Ama gerçekten güçlüdür. Bu büyüyü yaparken acıyı hatırlamalı ki diğer şeyleri unutmasın."

Çok uzun şeyler söylediği işin derin bir nefes aldı ve devam etti.

"Denemek ister misin Jennette? İlk önce neyle başlamak istersin?"

O sırada Polm beni yere indirdi ve direk Jake'in yanına gittim ve elini elimin çine aldım.

Bana 'Titan Büyüsü' ve sözlerinden bahsetti Pheris. Iyice öğrenince bana baktı.

"Artık hazırsın, Zeus'un kızı."

Ona döndüm ve sinsice sırıttım.

"Evet hazırım Pheris, seni yenmeye hazırım."

O daha tepki veremeden ona büyüyü yaptım, ardından da elimi koluna dayayıp ona elektrik verdim ve diğerleri o kadar güçlü olmadığı için onlara şimşek çaktırmam yetti. Tüm bunları yapmak bütün gücümü emmişti, ayrıca ondan önce bana yaptığı büyüde beni yormuştu. Gözlerim bulanık görmeye başladı ve ardından bayıldığımı anladım.

Gözlerimi açtığımda ormana kurduğumuz kamp ateşinin etrafındaydık. Herkes bana bakıyordu. Buraya nasıl geldiğimi sorduğumda Jake gülümsedi. Söylediğine göre ben bayıldığımda beni kucaklamış ve buraya kadar getirmiş. Ateşin başında doğruldum ve ellerimi ateşe doğru tuttum. O sırada Denny bir ıslık çaldı ve konuşmaya başladı.

"Vay be! Demek 'Titan Büyüsü' öğrendin ve elementlerin efendisini yendin ha!"

Sırıttım ve Jake'e dönüp konuşmaya başladım.

"Onu yenme şerefini sana vermek isterdim ama sen delirmiş durumdaydın."

Jake homurdandı ve konuşmaya devam etti. Bende Tracy'yi kolundan çekip çadıra soktum ve hemen uykuya daldım...

Arkadaşlar lütfen vote ve yorum-özellikle yorum- atın. Şimdiden teşekkürler :))))

OLİMPOS ve MELEZ MÜCADELESİ 1 # Kayıp TanrıçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin