Dahyun :
Gözlerimi açtığımda, Jaebum ile buluşacak olmanın verdiği heyecanla, yürüyüşe uygun kıyafetler giydim.
Nedense, bugün daha da bir özenmiştim.
Saçlarımı daha güzel toplamıştım sanki.
Kıyafetlerim bana daha fazla yakışmıştı sanki...Chaeyoung'un kulağına 'Ben Jaebum'la buluşacağım' demedim.
Onun yerine "Chaeyoung, yürüyüşe çıkıyorum. Siz evden çıkmadan önce dönerim" dedim.
Olumlu anlamda başını sallayıp uyumaya devam etti.
Evden çıkmak üzereyken, Jaebum'a bir mesaj attım.
Dahyun: Günaydın Defsoul
Bir kaç dakika sonra cevap geldi.
JB: Günaydın Tofu.. Ama, Defsoul demeni neye borçluyuz ?
Dahyun: Bilmem. İçimden geldi. Hoşuna gitmedi mi ?
JB: Gitti. •Sırıtan surat emojisi•
Dahyun: Ben evden çıkmak üzereyim
Yazdım ve sonra da montumu sırtıma geçirdim.
O sırada Jaebum'dan mesaj geldi.
JB: Ben çıktım bile ;)
Kapıyı açmamla Jaebum'u karşımda görmem bir oldu.
Jaebum bana sarıldı.
O anın verdiği şokla, ellerimi havaya kaldırdım.İlk kez bu kadar uzun süre ve ilk kez bu kadar sıkı sarılmıştık.
Sanki yüzyıllardır konuşmuyor gibiydik.
Jaebum'un solgun teni ve yorgun görünen bedeni, bunu onaylayan cinstendi."Ahh, Tanrı'm... Kokun, çok güzel" dedi Jaebum.
Ne ?! Kokum güzel mi ?
İyi de ben parfüm sıkmazdım ki ?!Bu ondan duymadığım sözlerdi.
"E-Evet. Yeni bir parfüm denedim" diyebildim.
Yeni bir parfüm denememiştim."Hayır, parfüm değil bu, bu senin kokun" dedi Jaebum.
Sonra da "Yalan söylemeyi beceremiyorsun Tofu" dedi ve bana sarılmayı bıraktı.Yüzü solgundu, omuzları düşmüştü, saçları sanki uzun bir süredir taranmıyor gibiydi, kıyafetleri ona bol gelmişti, nasıl olduysa, zayıflamıştı ve dişleri fazla ön plana çıkmıştı.
Ama hala gülümsüyordu."S-sen iyi misin ?" Diye sorabildim.
"Artık iyiyim" dedi elimden tutarken.
"Ama iyi görünmüyorsun" dedim.
Hasta gibiydi, bir şeyi vardı, buna yemin edebilirdim.
"İyiyim Dahyun, bu kadar abartma" dedi.
"Seni hastaneye götürmek istiyorum. Lütfen izin ver." dedim.
"Ben iyiyim." Diye tekrarladı. Sonra da "Hastanelik bir şeyim olsa, ben giderdim zaten. Şimdi bozma şu güzel anı. Seni ne kadar özlediğimi tahmin bile edemezsin. Bu dakikalarımı neden hastanede harcayayım ki ?!" Dedi gülerken.
Ama iyi değildi. Gülerken de sanki sinirleri bozulmuş gibi gülüyordu.
"Tamam" diyebildim.
"Asma suratını, tamam mı ? Eğer iyi hissedeceksen haftasonu gideriz doktora" dedi.
"Tamam, ama gideceğimize söz vermeni istiyorum" dedim.
"Söz" dedi ve yürümeye başladı.
Bir kaç dakika geçtikten sonra, beni ilk tanıştığımız zamanlarda, oturduğumuz banka getirdi.
"Hatırlıyor musun ? İlk yürüyüşümüz de de buraya oturmuştuk" dedi.
"Evet, hatırlıyorum. O zaman senden..." diyecekken, Jb sözümü kesti.
"Çok mu hoşlanmıştın ?" Diye tamamladı cümlemi.
"Evet, hemde çok" dedim.
Utanç verici bir olay yaşıyordum.
Suratımın kızardığını biliyordum."Kızarmak sana çok yakışıyor" dedi aklımdan geçenleri duymuşcasına.
"Hiç de bile" dedim ve güldüm.
"Senin şu gülüşün, senin kokun, senin bana bakışın... Yakında beni öldüreceksin Kim Da Hyun" dedi kulağıma fısıldayarak.
Kıkırdadım.
"Ölme, sana ihtiyacım var. Sen olmazsan, nasıl yaşayacağım ki ?" Dedim ona.
"Bir şekilde yaşayacaksın. Yaşamalısın. Anlıyor musun ? Gerekirse... Gerekirse, beni unutacaksın. Ama hayata devam edeceksin" dedi.
Anlam veremiyordum. Neden böyle konuşuyordu ?
"Neden böyle..."
"Dahyun, seni hep çok sevdim. Ve eğer ölsem bile, seni seveceğim. Asla şüphe etme" dedi.
"Gerçekten anlamıyorum" dedim.
"Anlayacaksın, ama bak unutma bu söylediklerimi tamam mı ? Ben ölsem bile yaşamalısın. Sakın... Sakın kendine zarar verme. O zaman bil ki sen kendine zarar verirken ben acı çekiyor olacağım" dedi.
O ölecek miydi ? Neden böyle konuşuyordu ?
"Jaebum-" demek üzereydim ki Jaebum tekrar konuşmaya başladı.
"Şimdi artık, boşver. Ne dediğimi anlamana gerek yok. Unut gitsin. Önemli değildi" dedi.
Ama emindim.
Bir şey oluyordu.O sırada telefonum çaldı.
"Alo ?"
"Dahyunie nerdesin ? Biz çıkıyoruz"
diyen Chaeyoung, beni aydınlattı."Ge-geliyorum. Siz gidin" dedim.
"Geç kalma" dedi ve kapattı.
Jaebum "Ne oldu ?" Diye sordu.
"Jyp binasına gidecektik Ya" dedim.
"Evet, doğru. Seni bırakmamı ister misin ?" Diye sordu. Sonra kendi sorusunu kendi cevapladı : "Bence istersin. Hadi gidelim" dedi ve çok da uzak olmayan Jyp binasına doğru, elimden tutup yürümeye başladı...
——
Arkadaşlar merhaba...
Kitabımı okuyan ve oy veren herkese teşekkürler.
Bu arada, sanırım kitabı artık çok uzatmayacağım.
Moduma göre değişeceğine inanıyorum.
Ama...
Bilmiyorum İşte.
Siz okumaya devam ettikçe, yeni Kitaplar yazarımTeenager_Ahgase iyi okumalar diler :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DABUM ~2
Fiksi PenggemarKorkuyordum. Beni hatırlardı o. Sevdiği adamı nasıl unuturdu ki ? Unutmazdı... ***** Dahyun, hafızasını kaybetmişti. Artık Jaebum'u, ve onun kalbini fetheden aşkını hatırlayamazdı... Hatırlar mıydı ? Tüm hakları, Jaebum ve Dahyun'un koca yürekle...