Dahyun :
Binaya gelmiştik. Jaebum elimi sıkıca tuttu. Sekreter kadın Jaebum'a baktı ve "Efendim, haddime değil ama... Sanırım Dahyun hanım... Her şeyi hatırlamış. Çok sevindim." Dedi.Samimi bir kadındı.
Biraz yaşlıydı.Jaebum ona "Evet. Öyle oldu. Teşekkürler." Dedi.
Kadın, "Eğer dans çalışmak için geldiyseniz, arkadaşlarınız, sizi şu odada bekliyor" dedi ve eliyle bize koridorun sonundaki odalardan birini işaret etti.
Jaebum teşekkür etti ve beraber oraya doğru yürüdük.
Sonra Jaebum "Önce kahve alalım mı ?" Dedi.
"Olur." Dedim ve heyecanla alt kata inmeye başladım.
Merdivenlerden inerken Jaebum...
Başı dönüyor gibi garip davranıyordu.
Anlamıyordum...
Onu hastaneye götürüp, ne olduğunu öğrenecektim."Ne düşünüyorsun Tofu" dedi Jaebum.
"Seni düşünüyorum. Hiç iyi değilsin" diyebildim.
Kızgın bir şekilde bana baktı. Eliyle çenemi tuttu ve kendi yüzüne çevirdi.
"Dahyun, bana bak. Ben iyiyim" dedi.Suratına baktım.
İyi bir insanın suratı bu kadar sarı be solgun olamazdı.
Normalde bembeyazdı onun teni...
Bilirdim..."Bakıyorum Jaebum. Evet iyisin" dedim geçiştirmek için.
Sonra kafeye geldik.Minik bir yerdi ve istediğiniz kadar çok kahve çeşidi vardı.
Jaebum "Ne istersin ?" Diye sordu.
"Kendine ne alırsan ondan" dedim.
Kahvemizi içerken üst kata geri çıktık.
Dans salonuna girdik.Herkes dans çalışmalarını bitirmiş, terli bir şekilde sohbet ediyordu.
Biz içeri girince, hepsi elimizdeki kahvelere bakıyordu.Sana bana kötü kötü baktı ve "Sonunda" dedi.
Artık aramız gittikçe kötüleşiyordu.
Ona da biraz zaman ayırmalıydım."Sana, böyle yapmasana" dedim kafiye yapar gibi.
Herkes güldü.
Sonra Jaebum "B-ben geliyorum" dedi ve karnını tutarak lavaboya koşarken, elindeki kahveyi yere fırlattı.
Mark arkasından koştu.
Jaebum'a neler oluyordu ?
Lavabodan gelince Mark, bir şey söyleyecekmiş gibi bana yaklaştı.
Fırsattan istifade, Jaebum'a ne olduğunu soracaktım.
"Mark" dedim.
"Efendim Dahyun"
"Mark, Jaebum'un nesi var ? Neden böyle ?" Dedim.
"D-Dahyun. Benim seninle bu konu hakkında konuşmamı Jaebum yasakladı. Ama şunu bil ki Jaebum hiç iyi değil. Hiç..." dedi.
"Ne demek hiç iyi değil. Onu biz de anladık zaten. Neden böyle, bana onu anlat !" Dedim sinirle.
O sırada herkesin bize baktığını fark ettim.
Mark "Biri bana yardım etsin. Şu konuyu anlatmam lazım" dedi.
Youngjae "Ben artık dayanamıyorum." Dedi.
Jihyo "Bende !" Diye onayladı.
Chaeyoung "Bak Unnie. Jaebum hasta. Ve... Ve artık..."
Chaeyoung'un sözünü Jaebum kesti.
"Ne oluyor burada !" Dedi.
Mark "Artık anlatmalısın, Jaebum" dedi.
Sonra da "Biz sizi Yanlız bırakalım" dediler ve odadan çıktılar.
Sadece Jaebum ve ben kalmıştık odada...
Jaebum dışarı çıkan 14 kişiye sinirle bakıyordu.
Kapıyı kapattılar.
Jaebum beni koltuğa oturttu.
"Dahyun. Sana ne söylediler ?" Dedi.
"Bana ne söyledikleri önemli değil. Senin bana ne söyleyeceğin önemli" dedim olgun bir tavırla.
Sakin olmaya çalışıyor, ama yapamıyordum.
Jaebum da aynı durumdaydı.
Kafasını ellerinin arasına aldı.
Ona zaman vermeliydim.
Sustum ve öylece aynada duran yansımamıza baktım."Jaebum. İstersen... Şimdi anlatmak zorunda değilsin" dedim.
Onu sıkboğaz ediyordum.
Bıkmış olabilirdi.Hiçbir şey söylemiyordu.
Sadece boğuk sesler duyuyordum.Gözünden, zemine dökülen bir kaç yaşı fark ettiğimde, ona sarıldım.
Her ne oluyorsa, bu sonumuz olabilirdi...
Ya da... Umarım ben yanlış hissediyorumdur.Ellerimi onun beline sardım.
Jaebum başını benim omzuma yasladı."Seni kaybetmek istemiyorum." Dedi.
Beni neden kaybedecekti ki zaten ?
——-
Merhaba :)
Bu bölüm artık bir devrim diyebilirim.
Sona yaklaşıyoruz sanırım :/
Ya da yaklaşmıyoruzdur belkide...Neyse, boş yapıyorum. Yorumlarınız yazarsanız, ben de fikir alabilirim ;))
İYİ OKUMALAR <3

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DABUM ~2
FanfictionKorkuyordum. Beni hatırlardı o. Sevdiği adamı nasıl unuturdu ki ? Unutmazdı... ***** Dahyun, hafızasını kaybetmişti. Artık Jaebum'u, ve onun kalbini fetheden aşkını hatırlayamazdı... Hatırlar mıydı ? Tüm hakları, Jaebum ve Dahyun'un koca yürekle...