Tutsak

52 7 0
                                    

Cemre yanıma gelip tüm içtenliğiyle sarılıyor.

"Doğum günün kutlu olsun canım benim."

Arkasından Ozan da hemen yanımda beliriyor.

"Doğum günün kutlu olsun kuzen. Bu gece dağıtıyoruz ha ona göre."

Can yine sevgilisinden ayrı gelmiş. Sevgilisinin ailesi bu tarz şeylere izin vermiyor. Her zamanki sakin tavrıyla o da doğum günümü kutluyor. Onun yanındaki Burcu ve Ömer lobiye yeni iniyorlar. Yine kavga etmiş olmalılar, suratları asık ama Burcu beni görünce gülümsüyor. Kalabalık bir grubuz. Ozanın da bir hayli arkadaşı var yanımızda.

Otelin lobisinde de hatırı sayılır bir kalabalık var. Yılın son günü doğmanın bir ayrıcalığı sanırım. Herkes sizinle beraber doğum gününüzü kutluyormuş hissi veriyor. Onsekizinci yaşımı doldurduğum bu günü yılbaşı ile beraber bu kayak merkezinde kutlamaya karar verdik.

Cemre şimdiden birkaç tane içmiş. Ama bu konuda dayanıklı. Ozan haricinde ortamdaki herkes benden büyük ve çoktan reşit olmuşlar. Bu yüzden diğerleri içkili ortamlara benden daha alışkın. Şimdiye kadar birkaç içkinin tadına baktım ama hiçbir zaman fazla abartmadım. Ama bugün bu konuda biraz daha esneğim. Nasıl olsa gecenin sonunda odalarımıza çekilip yatacağız ve her zaman on sekiz yaşına girilmiyor.

Ozan benden sadece birkaç aya küçük ama reşit olmaması onu hiçbir zaman engellemez. Her zaman bir yolunu bulur. Şimdi de arkadaşlarıyla beraber içki içiyor.

Cemre ise elindeki bir bardak şarabı bana uzatıyor.

"Çok güzel gözüküyorsun bebeğim. Bu gece aynı odada uyuyacağımıza inanamıyorum." diyerek göz kırpıyor bana sırnaşarak.

Bense suratımı buruşturarak elini itiyorum.
"Ancak elimi tutmana izin veririm daha ileri gitmek istiyorsan daha çok uğraşman gerek tatlım haberin olsun." diyorum.

"Ah, olsun elini tutabilmek bile yeter bana bir tanem. Sonra ben seni kandırırım nasıl olsa." diyerek oynadığı oyunu sürdürmeye devam ediyor.

Otelde Cemre ile aynı odada kalacağız bu akşam ve bunun üzerine epey bir geyik dönüyor aramızda. Ben masum kızı oynuyorum o da çapkını. Diğerleri de bir süre bizim oyunumuzla eğlenip bize eşlik ediyorlar. Eğlenirken ne kadar içtiğimi sayamıyorum. Şimdiye kadar bir bardak şarap ya da iki biradan fazla içmedim. Şimdi ise başım dönüyor ve tuvalete gitmem lazım. Cemre'ye sesleniyorum.

"Benim tuvalete gitmem lazım."

"Ah, iyi fikir bende geliyorum."

Kalabalığın içinde ilerliyoruz. Gerçekten dengesiz yürüdüğümü farkediyorum. Sanırım biraz sarhoş oldum. Tuvaletin yerini bulabilmek için duvarlardaki yazıları inceliyorum. Sonra birden duvar köşesinde tanıdık bir sima görüyorum. Şaşkınlıkla bir an duraksıyorum. Burada görmeyi en son umduğum insanlardan biri. Böyle bir tesadüf mümkün olabilir mi?

***
Bedenim sıcaktan kavruluyor, dudaklarım kurumuş, hatta yutkunmak bile zor. Acıyla gözlerimi açmaya çalışıyorum. Aklımda doğum günü geceme dair görüntüler beliriyor.

Gözlerimi açmaya çalışıyorum ancak odadaki ışık gözümü alıyor. Ayak sesleri duyuyorum. Cemre olmalı.

"Offf, Cemre ne kadar içtik biz. Başım çatlıyor. Hiç birşey hatırlamıyorum ve deli gibi susadım."

CYRONICS Sıfırın AltındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin