Işık kesildiğinde karşımda annem dışında başka biri duruyordu.Bir melek! Cidden o çok güzeldi
Teni bembeyazdı.Gözleri sadece maviydi.İris veya göz bebeği yoktu sadece mavinin en açık tonundaydı gözleri.Kafasında bir miğfer vardı ama miğferin rengi toz pembeydi saçları kısaydı bunu miğferden anlamıştım onun dışında kanatları aynıydı.Ucunda pembe renkli tüyleri olan kocaman kanatlar
"Gördün mü? Sadece gizleniyordum"dedi Üvey Annem
Lucas'ın ağızı kocaman açılmıştı gözleride aynı şekilde fal taşı gibiydi.Kolumu dürttü
"Bebeğim.Annen kesinlikle bir melek"dedi
"Aslında Melek denemez.Biz kadim bir ruh ırkıyız.Adımıza 'Spiritus Angelino' deniyor ancak insanlar tabiri ile 'Melek' olarak adlandırılıyoruz"
Bana doğru yaklaştı ve eli ile yanağımı okşamaya başladı
"Bana katılmanı istiyorum.Sana hediye ettiğim kanı kullanman lazım.Hadi yorma beni,Bize katıl bebeğim"dedi ve elini uzattı
Katılmayı cidden çok isterdim ama savaş yüzünden bunu yapamam.Lucas ve diğerlerini bırakıp gidemem
"Şey ben katılmasam? Başkasını bulamaz mısın?"dedim
Somurttu
"Ama kutsal kan sadece sende var.Buna başkası sahip olamaz benimle gelmen lazım"
Ayağa kalktık.Lucas eli ile karnımın üzerinde durdu ve beni kendine çekti.Bense Caldera'ya bakmaya devam ediyordum
"O 'Hayır' dedi Caldera"dedi Lucas
Üvey Annem hiç istifini bozmadan bize doğru baktı ve hafiften gülümseyerek kıkırdamaya başladı
"Demek zorla oynamak istiyorsunuz ha? Tamam! Ama sizi uyarıyorum tatlım bu o kadar kolay olmayacak"dedi ve elini yumruk yapıp yukarı kaldırdı elinde şeffaf bir kalkan gibi gözüken toz pembe bir güç topu çıktı
Toz pembe topu bana fırlattı ama ben şöminenin ateşi sayesinde kendimi koruyabildim.Belimi şeffaf bir el yakaladı ve beni bir oyuncak bebek gibi duvara fırlattı.Son olarak Lucas'ın 'Gala!' diye bağırışını duydum
Kendimi ormanda yatarken buldum.Karlar sürüklendiğimden dolayı biraz ezilmişti ve birkaç yeşil çimde ortaya çıkmıştı.Ellerimi kullanarak doğruldum ama hâlâ bacaklarım yatay duruyordu.Güzelim evin duvarı kırılmıştı ve çatıya kadar uzanan kocaman bir delik vardı
Üvey annem hâlâ kıkırdayarak duvardan çıktı.Havada süzülüyordu ve elleri çenesinin altında birleşmişti
"Ah! Uzun zamandır böyle oynamamıştım.Şu an çok eğleniyorum!"dedi ve ellerinde iki tane şeffaf toz pembe renkli ışıklar yeniden belirdi ve onları bana doğru fırlattı
Yuvarlanmasaydım kafam patlamış olurdu belki? Üvey Annemin ses tonu bir anda değişmişti.Nazik ve sessiz bir tonu olan sesi alay ediyormuş gibi çıkıyordu
Havada süzülerek yanıma geldi.Ben hâla yerde tutunarak ayağa kalkmaya çalışıyordum
"Bence şimdi bırakmalısın tatlım.Artık sana zarar vermek istemiyorum"dedi ve ani bir çığlık attı ama çığlığın sesi çok şiddetli değildi
Üvey annemin sol omuzuna dal boyunda bir buz sarkıtı batmıştı.Üvey annem onu çıkarırken onu atan kişiye baktım.Lucas yıkılmış duvarın önünde duruyordu yanında minik buz sarkıtları uçuyordu
Annem sırtındaki buz sarkıtını çıkardı ve elinde kırdı.Soğuk bir ifadeyle Lucas'ı şeffaf el yeniden tuttu ve yanıma doğru fırlattı.Lucas yatarken bana baktı
"Bebeğim.Annen cidden çok güçlü"dedi
Ayağa kalkmayı sonunda başarmıştım ve elimle yeşil bir Ateş topu yaratıp,Üvey Annemin tam yüzüne attım.Yere düştü ve kocaman bir kar kütlesi üzerine düştü
Lucas'ı yerden kaldırdım.Lucas tam yanımda duruyordu yerdeki karları yukarı doğru kaldırdı ve onları buz sarkıtları yaptı.Bense bir elimde kırmızı bir ateş topu diğer elimde bir yeşil bir ateş topu yarattım.İkimiz birlikte Üvey Annemin olduğu kar kütlesine baktık
"Bitti mi?"dedi Lucas
"Ah...Hayır"dedi Üvey Annem ve kar kütlesinin içinden fırladı ve 3 metre yukarı çıkarak kocaman kanatlarını açtı
"Daha yeni başlıyoruz"dedi ve ellerini ağaçlara doğru tutarak yere düşmüş çam ağacı yapraklarını havaya kaldırdı.Şu an milyonlarca çam ağacı yaprakları havada duruyordu
Çam ağacı yaprakları Lucas'ı sarmaladı ve onu havaya kaldırdılar.Çam ağacı yaprakları Lucas'a batıyordu
"Lucas!"diye bağırdım ama şeffaf el beni yeniden yakaladı ve Üvey Annemin yanına doğru yaklaştırdı
Üvey Annem eliyle yanağımı yeniden okşamaya başladı
"Benden neden nefret ettiğini biliyorum Gala.Ama merak etme herşeyi düzelteceğim"dedi Üvey Annem sakin bir tonda
"Senden neden nefret edeyim ki?"dedim
"Sana sırrını söylemediğim için.Yıllarca seni kandırdım.Her ne kadar şu an beni affettiğini söylesen de ben içeride bir yerde senin kızgın olduğunu hissediyorum bebeğim"dedi
Tamam şu an saçmalamıştı.Onu çoktan affetmiştim neden öyle düşündü ki şimdi bu? Belki biraz haklı olabilirdi.Belki kaçarken ondan nefret ettiğimi söylemiştim ve o da buna çok kırılmış olabilirdi ama bu sürekli ona kızgın olacağım anlamına gelmezdi
"Hayır! Senden nefret etmiyorum! Hatta seninle gelirim ama savaş var"
Annem bana baktı.Yüzü şaşkındı
"Ne savaşı?"dedi
Derin bir nefes aldım.Herşeyi açıklama saati
"Ben ve Lucas 2.Nesil Elementleriz,1.Nesil Elementler tarafından bize savaş açıldı, Sonsuzluk Savaşı.Eğer seninle gelirsem 70 yıl boyunca onların yanına olamayacağım.Savaşı kaybederiz,Eğer kaybedersek ölürüz...Bunu arkadaşlarıma ve gerçek aileme yapamam"dedim
Hafif bir hüzün çöktü yüzüne
"Gerçek ailen mi?"dedi
Yere baktım
"Evet.Gerçek annemi buldum.Anne"dedim
Bana baktı sonrada gözlerini kapatarak elini Lucas'a doğru döndürdü.Çamlar Lucas'ı incitmeyi bıraktı ve yavaşça yere düştüler.Annemde beni yere bıraktı.Eski insan haline döndü ve gözlerini açtı
"Üzgünüm Gala ben...Bilmiyordum"dedi
Ona sarıldım.O da karşılık olarak bana sarıldı
"Önemli değil anne...Ayrıca"dedim
"Ayrıca?"dedi
"Seni affediyorum.Ne olursa olsun"dedim
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 Element-2: Sonsuzluk Savaşı
Fantasyİlk Tehdit yapıldı... Anlaşıldı ki İkinci Nesil Elementler güvende değildi Onların Koruyucuların yanında kalıp Element Silahlarını bulmaları lazım