18.Bölüm

248 28 1
                                    

Asansöre binmeden önce Lucas'ın Silahı şekil değiştirdi Bu kolye Leah'ın kolyesinden çok farklıydı.Leah'ın kolyesinin rengi altın rengiyken Lucas'ın ki gümüş rengiydi Sembolü farklıydı.Sembolü ters üçgen şeklindeydi ve üçgeni kesen bir çizgi yoktu .Bu arada diğerlerinin uğraştığı İblis ise yerde baygın bir şekilde yatıyordu belki de ölüydü bilmiyorum ama Elperiden ve Runa'nın onu öldürdüğünü düşünmüyorum

Lucas kolyesine ellerken mutlu gözüküyordu.Olması gerekiyordu çünkü zaten Element Silahını bulmuştu

Olması gerekiyordu çünkü zaten Element Silahını bulmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Kolyen çok güzel Lucas"dedim

Lucas sonunda bana baktı ve içten bir gülümseme attı

"Teşekkür ederim.Seninde benim gibi bir kolyen olacak.Çok yakın, hissedebiliyorum"dedi Lucas

Kıkırdadım ve ona biraz daha sokuldum.Kalbi şu an kafamın içinde atıyordu sanki

"Cidden şu Element Silahlarını alma kısmı çok acayip miş"

"Neden?"diye sordum ama ileriye bakmaya devam ettim

"Silah beni etkisi altına almadan önce Bir takım sesler duydum.İçlerinde Clyde'ın seside vardı.Bana O Silaha yaklaşmam için beni ikna ediyorlardı"dedi Lucas

Hmm... İlginçti tabii bu işte ruhlarımızın olmaması neredeyse imkansızdı.Kamptan ayrılmadan önce Element Silahlarının,Element Ruhları ile bir bağlantısı olduğun okumuştum.Demek ki ben kendi Element Silahımı bulduğum zaman Angel bana seslenecekti

"Clyde'ın bana 'Hadi Dostum al şu Silahı' deyişini hiç unutmayacağım"dedi Lucas

Beni hafiften bir gülme tuttu.Clyde'ın bu kadar şakacı bir ruh olduğunu bilmezdim.Asphodel ile karşılaştığım zaman Angel ile Papuçlarının dama atıldığı ile ilgili şikayette bulunmuştu ama ikiside bunu öyle komik ve gerçek dışı bir tonla söylemişlerdi ki cidden bundan yakındıklarından haberim bile olmadı

"O zaman Angel'da bana 'Hadi Kızım al şu Silahı' derse hiç şaşırmam"dedim bu sefer Lucas'a bakarak

Lucas bana baktı ve hafiften kıkırdayıp cümlesine devam etti

"Olabilir"

Sonunda asansör durdu ve hepimiz Empire State Binasının girişinden çıkıverdik.Bütün adamlar hâlâ yerde baygın bir biçimde uyuyorlardı.Girişin tam önünde yeniden evimize ışınlandık.Evin kapısını çaldık.Bu sefer kapıyı Bayan Lourweinir açtı ve hepimizi içeri aldı

Bundan sonrası tamamen ayrı takılma meselesiydi.Leah,Okunu ve yayını alarak dışarıda antrenman yaptı.Lucas,Elperiden ile çalışma odasına gitti o yüzden Chris,Xbox oynarken yanlız kaldı.Bense İki şeçenek arasında kaldım.Bir yanım yukarı çıkıp Paschei ile konuş diyor nedense ama diğer tarafım odada kal diyordu

Odada kalmayı tercih ettim yoksa Paschei'nin yanına çıkıp ne yapacaktım? 'Paschei seninle biraz sohbet etmek istiyorum birazcık konuşalım mı?' diyecektim.Beni de George gibi duvara atabilirdi.Paschei'nin bu tarz şeylere ne tür bir tepki verdiğini bilmiyorum ama sanki Luna ve Bayan Lourweinir dışındaki kimseyi görmek istemiyormuş gibi davranıyor.Sonuçta o bir Mumya yani yarı ölü o yüzden kendisi ile daha çok haşır neşir olan Luna ve Bayan Lourweinir'i yeni gelen bize tercih edeceğini sanmam

Yatağımın üzerine oturdum ve yukarı bakmaya başladım.Yukarıda tek gördüğüm şey krem rengi tavandı.Aniden gelen bir uğuldama sesi ile soluma döndüm.Ses solumdan gelmişti

Yerde çizdiğim Burç Çemberi parlıyordu.Galiba May buraya gelmek istiyordu.Yataktan indim ve Çemberin önüne çömeldim.Çömelmeden önce Burç Çemberinin kağıdını almayı unutmadım.Bu sefer gözlerimi kapattım ve sözleri söyledim

Çemberin içinden bir duman belirdi ve Dumanın içinden May çıktı.Daha Merhaba diyemeden bana sarıldı

"Gala! Neredeydin? Seni her yerde aradım neredeyse Çember parçalanıyordu"dedi May

Gülümsedim ve ellerimi iki yana doğru uzattım

"Buradayım şimdi.Hadi konuşalım o zaman"dedim

Aniden boğazıma gelen kusmuk ile ağızımı kapattım.May bana şaşkın gözlerle baktı ama hemen ne olduğunu anladı ve yanımda bir kova belirdi.Kovayı kucağıma aldım ve yüzüme yaklaştırarak kusmaya başladım.Uzun süredir kusmuyorum nereden çıktı şimdi bu?

Kusmayı bitirince derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapattım.Karnımda bir el hissettim.Gözlerimi yeniden açtığımda May yanıma doğru çömelmiş karnıma elliyordu

"May...Ne yapıyorsun?"dedim

Bana baktı.Gözlerinde masum ama durgun bir ifade vardı

"Hiç.Sadece kontrol ediyorum"dedi

Bir süre sessizce baktım ama sonra ne yapmaya çalıştığını anladım ve kendimi geriye attım

"May! Saçmalama!"diye ciyakladım

May omuzlarını silkti

"Zaten bir şey bulamamıştım"dedi

Bir süre birbirimize bön bön baktık.Sonra May kıkırdamaya başlayınca bende kahkahayı patlattım.May gülerken yerden biraz uzakta havada gülüyordu ve yatay pozisyonda durup bacaklarını yukarı aşağıya sallıyordu.Ben durunca o da durdu ve çemberin üzerinde bağdaş kurarak oturdu bense ayaklarımı sağa ve sola yaymış bir biçimde oturuyordum

"Hadi başlayalım o zaman? Ne oldu?"dedim

Yazardan;

Orta yaşlı kadın sinirden eline bir vazo aldı ve onu duvara fırlattı.Vazo parçalara ayrılırken koltuğuna oturdu ve eli ile yüzünü kapladı.Bir süre boyunca böyle durdu aniden içeri bir hizmetçi girdi

"Hanımın her şey yolunda mı?!"dedi Hizmetçi panikle

Kadın hizmetçiye baktı.Hâlâ sinirliydi ama Hizmetçiye sakin bakışlarını atıyordu

"İyiyim Claudia,Sadece aniden öfkelendim"dedi Kadın

Hizmetçi kafasını salladı ve kapıyı kapattı

Kadın yeniden masadaki küreye baktı.Yine başarısız olmuştu.O aptal İblisin bunu yapamayacağını anlaması lazımdı.Cidden işlerde İblislere güven olmazdı.İki kez onu yüz üstü bırakmışlardı

"Anne? Neden öfkelendin şimdi? Öfkelenmek hiç bir şey düzeltmez"

Kadın,Kızının sevimli sesini zihninde duydu ama artık kızı yoktu.Ölmüştü...O öldürmüştü

Kızının cesedinin yere düştüğü an yeniden gözlerinin önüne geldi.Ruhunun derinliklerindeki acı geri geldi ve bununla karışık hem gülümsedi hemde gözlerinden yaşlar düştü.Elleri ile yeniden yüzünü kapattı

"Üzgünüm Mera...Çok üzgünüm..."dedi Kadın

Kadın bir süre hıçkıra hıçkıra ağladı ama kısa süre sonra kendine geldi ve göz yaşlarını sildi ve asıl amacını hatırlayarak güldü

"Şu an başarısız olmuş olabilirim ama O gün gelecek! Ve başarılı olan kişi ben olacağım!"diye bağırdı

Yatağının hemen yanındaki kızının çerçeve içindeki resmine baktı.Kendisi gibi sarı saçları ve mavi gözleri vardı.Annesinin gözlerine bakarak gülüyordu adeta.Kadın kızının yanağını okşadı

"Artık üzülmeyeceğim annecim"dedi Kadın ve sessizce resimdeki kızının yüzünü okşadı

...

4 Element-2: Sonsuzluk SavaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin