Fazla uzun sürmeyen savaşın ardından yeniden salona geçmiştik ve deri koltuklarda oturuyorduk.Annem yere bakıyordu.Lucas ise elimi tutuyordu.Duvarlar annemin bir el şıklatma hareketi ile eski haline dönmüştü.Lucas elimi dürttü
"Gala.Onunla konuş bence"diye fısıldadı
"Anne?"dedim
Bana doğru döndü ama hâlâ yüzünde bir hüzün belirtisi vardı
"Efendim Gala"dedi
"Bana birazcık Meleklerden bahsetsene? Çok merak ettim"dedim
Annemin yüzü sonunda güldü ve hafifçe kıkırdadı
"Küçükken hep bu soruyu sorardın.2 Yaşında olmana rağmen yanıma gelip 'Anne bana Heaven'ın hikayesini anlatsana?' derdin.Sana yüzlerce kez o hikayeyi anlatmama rağmen sen ısrarla dinlemek isterdin ama öyle bir tonu vardı ki...Ah..."dedi annem
Lucas ve ben bu sevimli anıma kahkaha atarak güldük.Annemin küçük ben tonu cidden çok tatlıydı.Tabii biz kahkahayı patlatınca annemde bir kahkaha patlattı
"Annecik? Bana Heaven'ın hikayesini anlatsana"dedim gözlerimi kırpıştırıp ve ellerimi birleştirip bebek sesi çıkararak
Annem bu sefer gülümsedi
"Tabii ki de anlatırım bebeğim"dedi ve yanaklarımı sıktı
Lucas ayağa kalktı
"Ben süt ve kurabiyeleri hazırlayayım o zaman"dedi ve yeniden bir kahkaha tufanı patladı.Lucas yerine oturdu
"Pekâlâ o zaman başlıyorum.Gala...Bizim gezegenimizin adı Aphira gezegenidir.Gezegende her yüzyıl bir Baş Melek seçilir ve bu melek Dünyadaki düzeni kontrol eder.Aphira'da dahil olmak üzere ve benim sürem yavaş yavaş doluyor o yüzden senin seçilmeni istedim"dedi
Yere baktım.Annem omuzumu tuttu
"Acele etmeye gerek yok...Savaş bitsin seni alırım"dedi Annem ve sırıttı karşılık olarak bende ona sırıttım
3 saat sonra evden ayrıldık.Anneme Savaş bittikten sonra geleceğime söz verdim.Lucas yeniden Ejderha'ya dönüşerek havada süzülüyordu.Ben bu sefer üzerinde yaslanmak yerine dik durarak etrafa bakıyordum
"Gala?"
"Hmm?"
"Savaş bittikten sonra cidden Caldera'nın yanına gidecek misin?"dedi Lucas
Gökyüzündeki bulutlara baktım bu çok zor bir seçenekti
"Evet... Bunu bende istemiyorum Lucas ama gitmek zorundayım"dedim
Annemin ikinci bir çocuğu yoktu ve başkasını bulması uzun zaman alırdı o süreçte Dünya yok olabilirdi bu riski göze alamam.Lucas derin bir nefes aldı
"70 yıldan bahsediyor...Sensiz çok uzun bir zaman bebeğim"dedi Lucas
Hüzünle gülümsedim ve onun tüylü sırtını okşadım.Onu çok özleyeceğim ama hâlâ vaktimiz var değil mi? En azından savaştan önce mutlu anlarımız olabilir
"Hem çok kasma Luc.Hâlâ vaktimiz var"dedim tüylerini okşamaya devam ederken
"Evet hâl- Bir dakika...Sen bana Luc mu dedin?"dedi
"Evet dedim.Senin lakabın değil mi bu?"dedim
"Onu sadece Chris söylüyor Gals"dedi
Gals mı? Bu da benim yeni lakabım her hâlde
"Vay...Benim artık yeni lakabım Gals mı oldu Luc"dedim
"Ne var ben Luc'sam sende Gals'sin ve biz birlikte Luls oluyoruz"dedi kıkırdayarak
"Luls...Gelecekte doğacak çocuğumuzun adını Luls koyalım o zaman"dedim ellerimi belime koyarak
Lucas kahkahayı patlattı.Bu ikinci oluyor.
"Tamam Üçüncünün adını Luls koyarız?"dedi
"Üçüncü mü?"dedim
"Evet,Üçüncü.İlkinin adı Tale'dı unuttun mu?"dedi
Tale...O bana May'in geleceğimi gösterdiğinde çıkan minik kızdı.Lucas'ın gözlerini almıştı ve benim kızıl saçlarıma sahipti.O bizim kızımızdı.Tabii o anıda hamileydim.Oğlumuza...Hâla unutmamıştı
"Sen unutmadın onu değil mi?"dedi Lucas
"Nasıl unutabilirim ki? O bizim minik kızımızdı ve karnımda oğlumuz vardı"dedim
"Tale ve Oğlumuz..."dedi Lucas
"Evet"
Yol boyunca sustum.Evimize geldiğimizde Lucas aşağıya indi ve yeniden insana dönüştü.Koruyucular Evinin kapısını tıklattım.Kapıyı Bayan Lourweinir açtı
"Hoşgeldiniz.Buyrun hadi içeri girin"dedi Bayan Lourweinir içeriyi göstererek
İçeri girdik ve montlarımızı askılığa astık
"Nasıl geçti gününüz?"dedi Bayan Lourweinir
Lucas'la birbirimize bakıp sırıttık
"Uzun hikaye"dedim ve yukarı çıkmak için merdivenlere yöneldim.Lucas Chris'in nerede olduğunu sordu,Bayan Lourweinir onun Xbox konsolu ile oynadığını söyledi ve tabii Lucas'ta koşarak Chris'in yanına gitti
Odamıza girip pijamalarımı giydim ve Yeniden Bayan Lourweinir'in yanına gittim.Leah'ı çok merak ediyorum
"Bayan Lourweinir?"dedim
"Efendim canım?"dedi
"Leah nerede acaba?"dedim
"O Elperiden ile çalışma odasında.Çalışma Odası koltuğun arkasındaki oda da"dedi ve bende koltuğun arkasındaki odaya baktım
"Tamam Teşekkür ederim"dedim ve kapıya doğru yöneldim.Etrafta Sunny,Luna veya Runa yoktu
Kapıyı açınca yere doğru inen merdivenlerle karşılaştım.Merdivenlerin sonunda kocaman bir spor salonuna denk geldim.Spor salonu dediğim okullarda gördüğünüz spor salonları ile aynıydı
Elperiden, Leah'ın arkasında duruyordu.Leah ise elinde oku ile hedef tahtasını isabet almıştı
"Şimdi!"diye bağırdı Elperiden ve Leah okun yayını bıraktı.Ok hedef tahtasının tam ortasına geldi.Leah sevinçle zıplarken Elperiden alkışlıyordu
"İyi işti Leah"dedim
Leah bana doğru döndü ve koşarak bana sarıldı
"Gala! Gördün mü? Attım! Attım!"dedi
"Evet,gördüm"dedim ve sarılmayı kestik
"Ee? Ne yaptınız bugün? Bana tek tek anlatıyorsun"dedi Leah
Gülümsedim
"Elbette.Ok Kraliçesi"dedim
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
4 Element-2: Sonsuzluk Savaşı
Fantasyİlk Tehdit yapıldı... Anlaşıldı ki İkinci Nesil Elementler güvende değildi Onların Koruyucuların yanında kalıp Element Silahlarını bulmaları lazım