Selamünaleyküm güzel insanlar.
Lafı uzatmayacağım. Erkan kızılaslan hüzün mevsimi sarkısını dinlemenizi tavsiye ederim. Ben bulamadım. (:
Keyifli okumalar.
Tufan"Saruhan acele karar veriyorsun. Birbirinize ihtiyacınız var. Gitmen çözüm olmayacak. Hem Belinay'ı görmeden yapabilecek misin?" Dedim fikrini değiştirmeye umut ederek.
"Anlayın beni, daha fazla burada duramam. Eğer kalırsam onu görmek için yanıp tutuşan tarafıma yenik düşerim. Onu görememek düşüncesi bile beni perişan ediyorken gitmek çok acı veriyor. Benim yüzümden bu kadar acı çekmişken karşısına çıkacak gücüm yok."
Sessiz kaldık yine, çabalarımız Saruhan'ın gitmesine engel olmuyordu.
"Şirkette ki tüm işi üstüme mi yıkıyorsun kuzen?" Dedim kinayeyle.
Gülümsedi. "Merak etme kuzen, şirketi batırmana müsaade etmem. Allah'ın izniyle bir ayağım İstanbul'da olacak."
"Nereye gideceksin?" Diye sordu Ömer.
"Sidney'e gideceğim." Uzayan sakalına dokundu. "Sidney'de ki şirketle anlaşma yapmayı düşünüyorduk. Oradaki işlerle ilgilenerek kafamı dağıtmış olurum. Benim için endişelenmeyin iyi olacağım. Ayrıca hiç birinizle irtibatımı kesmeyeceğim. Sizin gibi sadakatli dostlar bulamam."
Meyusça Saruhan'a baktık. Fark ettirmemeye çalışsa da acı çektiği bariz bir şekilde belliydi. Diyecek daha fazla kelime kalmadı. Dile dökemesek de ayrı düşen iki sevdalıya üzülüyorduk. Ömer'in telefonu çaldı. Ömer konuşurken Saruhan çıkışa doğru ilerledi. Ömer endişeyle telefonu kapattı.
"Saruhan," diyerek bağırdı.
Saruhan, Ömer'e döndü. Aralarında yarım metrelik mesafe vardı.
"Belinay," dedi Ömer telaşla. Saruhan Belinay'ın ismini duyunca hemen yanımıza geldi. Hepimiz tedirginlik içinde Ömer'e baktık. Bizim gibi Saruhan' da ne olduğunu sormaya cesaret edemiyordu. Ömer'in yüzündeki acı ifadesi iyi bir haber olmadığının belirtisiydi.
"Belinay kaza geçirmiş."
Saruhan sendeledi. "O iyi mi?" Diye sordu güçlükle.
"Hastaneye kaldırmışlar, durumu hakkında bir bilgim yok kardeşim."
Saruhan feveranla önündeki sandalyeyi devirdi. Kafedekiler meraklı gözlerle bize baktılar. Garson hızla yanımıza geldi. Ortam daha fazla gerilmemesi için Abdullah garsona bir şey olmadığını söyleyip hesabı istedi. Saruhan hızla çıkışa yöneldi.
"Nereye?" Diye bağırdım arkasından.
Kapının eşiğinde durup bize baktı. "İlk uçakla Konya'ya gideceğim. Ömer hangi hastane olduğunu öğrenip bana mesaj at.""Bekle ben de geliyorum," dedim.
"Hayır, Tufan. Sen burada kalıp annemlere durumu anlat. Merak etmesinler."
"Tamam," dediğim de Saruhan çoktan çıkmış, koşturarak gidiyordu.
Yaşadığımız şokun etkisiyle iskemlelere oturduk."İnşallah kötü bir şey yoktur," dedim meyusça.
BELİNAY
"Uzun zamandır evde tıkılıp kaldın. İnat etme, kalk hadi."
Bir saatten fazla çalıştığım ders kitapları ve notlarımdan başımı kaldırıp on dakikadır tepemde dikilen Beyza'ya baktım. Uzun zamandır iskemlede oturmak boynumu ve belimi ağrıttığını hareket edince fark ettim. İskemlemde yayılarak kollarımı ve ayaklarımı esnetip bir nebze de olsun vücudumu rahatlattım. Beyza sabırsızca kollarını göğsünde birleştirmiş uyuşuk hareketlerimi izledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PEYGAMBER ÇİÇEĞİ ~Düzenleniyor~
Espiritual♡AŞK VE MACERA ROMANI.♡ Aşkı yaşamaya, yanmaya, kalbinizi mühürlemeye hazır mısınız? Onların aşklarına sadece sevdikleri değil; gecenin sessizliği, gözyaşlarının ıssızlığı, koca bir kalabalığın içinde kalmış yalnızlık şahit olmuştu. Eğer gözyaşları...