4

1.9K 135 9
                                    

"Önemli değil Noona.." dedi Jungkook.

Şuan aşağıya inmeli miydim?

Ya inipte bana birşey açıklamazlarsa ne halt yapacaktım?!

Yavaşça korkuluklardan tutunarak merdivenlerden aşağıya indim.

"Ne konuşuyorsunuz?"

Ben geldiğimde hepsi sesini kesmişti.

Tam Jungkook ayağa kalkacağı sırada abim hemen yanıma gelip kolumdan tutarak inmeme yardım etti.

Bununla da Jungkook koltuğa oturmuş oldu.

Birşeyim yoktu ki? Neydi bu ilgi?

Koltuğa geçip Jungkook'un yanına oturduğumda gözler benim üzerimdeydi.

"Bana anlatacağınız birşeylerin olduğunu varsayarak konuşuyorum, neler oluyor?"

"Sun Ye fazla karıştırma." Dedi Namjoon.

"Bu biraz.. şimdi emir cümlesi bu değil mi?"

"Biraz değil..  fazlasıyla." Dedi Namjoon düzelterek.

Jungkook elimi tutup eline kenetlediğinde gözleri bir süre yüzümde gezindi.

Sonra ise gözlerime ciddi bir şekilde baktı.

"Üzülmeni istemiyoruz."

Gözlerim Jungkooktan çekerek diğerlerinde gezdirdim.

"Üzülüp üzülmeyeceğimi siz nereden biliyorsunuz? Bırakın da ona ben karar vereyim değil mi?"

Abim boğazını temizleyerek, koltukta biraz öne kaydı.

Bacaklarını açarak dirseklerini dizlerini koydu ve bu şekilde de kollarını yere doğru sallandırdı.

"Sun Ye.. Biz sen komadayken bir bar açtık.."

Tam ağzımı açacağım sırada abim işaret parmağı ile boşlukta 'sus' işareti yapmıştı.

"Hastane masraflarını başka şekilde karşılayamazdık." Dedi Hoseok.

Cidden mi?

Başka bir yer açamazlar mıydı?

Kafe? Ya da dur... bir kafede çalışamazlar mıydı?

"Emin ol en çok para eden oydu.." dedi Taehyung.

"Hastane masrafları çok pahalıydı." Dedi Jungkook.

Eğer onları bu zor duruma ben soktuysam.

Düzeltmeliydim.

"Peki ne oluyor?"

"Açtığımız mekanın müdürü sayko biriydi.. Hepimiz sabır taşına dönmüştük onun karşısında."

Abim sustuğunda Jin devam etti.

"Şimdi de senin uyandığını ve ayrılmak istediğimizi söyledik. Ama bir sorun çıktı."

"Ne?" Dedim merakıma yenik düşerek.

"Evimiz, arabalarımız ve bize ait olan herşeye el konuldu."

Dedi Jimin.

Elimi Jungkook'un elinden çekerek, söylediği şey ile tırnaklarımı avucumun içine bastırabildiğim kadar bastırdım.

Ne yapmalıydım?

En doğrusu, ne yapmalıydık?

Bizim olmayan evimiz, arabalar ve bizim olan herşey gidiyordu.

Ve biz birşey yapamıyor muyduk?

"G-geri girin, çalışın birşeyler yapın."

Dedim titrek sesimle. Gözlerim dolmuştu bile.

"Denemedik mi sanıyorsun?" dedi Taehyung ve devam etti.

"Gittiğimizde koskoca 'KAPANMIŞTIR' yazısı ile karşılaştık."

Sonra abim konuşmaya başladı.

Refleks olarak abime bakışlarımı çevirdim.

O sırada tırnaklarımı elimin içinden çektim.

"Onlar çok zenginler.. Bu yüzden mahkemeye bizim haberimiz olmadan gitmiş olmalı."

Hızla ayağa kalktım.

"Peki ne duruyorsunuz bize ait olmayan bu evde? Kalkın bir otele yerleşelim."

Min Ae söylediğim şey ile gülümsemişti.

Diğerlerinde de tebessüm oluştuğunda sevinmiştim.

"Çok güzel konuştun.. " dedi abim.

"Ee, benim sevgilim."

Hemen atılan Jungkook'a karşı Abim hemen ayağa kalkmıştı.

"Lan yürü git! Benim kardeşim asıl!"

Bu durumda bile şakalaşabiliyorlardı.

Cidden...

Gülmeye başladığımda, Min Ae beni kolumdan tutup odaya sürüklemeye başlamıştı.

Anladım ki;

Paradan önemli canlar var benim için.

Brother Siblings || Jeon J. 3̶̶.̶ ̶S̶̶e̶̶z̶̶o̶̶n̶『✔』Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin