5. Bölüm

254 23 29
                                    

Amazon ormanlarının göbeğinde Casiquiare bölgesinde yerleşik kamplarını kurdular. Yol boyu ilerledikçe orman giderek sıklaşmış, çevrelerini tamamen sarmış ve geçit vermez olmuştu.Baekhyun sanki dünyada ormandan ve çamurlu kapkara nehirden başka bir şey yokmuş duygusuna kapılıp korkuya düşmüştü.

Bilim adamları ile coğrafyacılar  bölgedeki akarsuları ve bitkisel yaşamı inceleyebilmeleri için tam iki hafta burada kalacaklardı. Baekhyun  burada kaldıkları süre içinde tek başına yola düşüp daha içerlere girerek yerli doktoru aramak için Chanyeol'dan izin istemeyi tasarlıyordu. Fakat Sindy ile aralarında geçen olaydan sonra Branston hariç herkesten uzaklaşmıştı. Chanyeol ile her göz göze gelişlerinde ondan özür dilemesini beklediği okunuyordu. Doktoru aramak için Chanyeol'dan izin koparmasının özür dilemesine bağlı olduğunu biliyor ve bu yüzden kararından cayma noktasına geliyordu.

Uçak kıyıya çıktıktan az sonra Baekhyun aradığı fırsatı buldu. Herkes nehir kıyısına araç gereçleri indirirken Sindy'in hiç bir şey yapmadan dikildiğini gördü. Baekhyun'un  baktığını fark ettiğinde sigara ağızlığına bir sigara taktı ve ateş istemek için abartılı bir tavırla diğerlerine  doğru kolunu uzattı. Baekhyun gülmemek için kendini zor tuttu. Ekiptekiler  işlerine öyle dalmışlardı ki kimsenin Sindy'i görecek hali yoktu. Bunun üzerine kibrit bulabilmek için ceplerini yoklamaya başladı.

Baekhyun bir an gruru ile mücadele ettikten sonra çakmağını eline aldı ve kadının yanına gitti. Çakmağını kadının sigarasına uzatarak donuk bir tavırla ; "Yardım edebilir miyim? diye sordu.

Sindy çakmağın alevi üzerinden Baekhyun'un gözlerine dikti gözlerini. Sindy kötü kötü gülümseyerek sigarasının dumanını savurunca Baekhyun geri çekildi.

"Senyora..." diye söze başladı.

"Evet." dedi buz gibi bir sesle.

"Sizden özür dilemem gerekiyor. Geçen gün size büyük bir kabalık ettim, üzüntümü belirtmek istiyorum."

"Senyor Baekhyun sizin sözlerinizi ciddiye alacağımı düşünmüyorsunuz herhalde?"

Alev alev yanan kara gözleriyle Baekhyun'u tepeden tırnağa süzdükten sonra sözünü sürdürdü. "Kendisine en ufak bir ilgi gösterildiği zaman şımaran, soğuk ve duygularını baskı altında tutan birinin zırvalarını hiç umursamam ben.

Baekhyun alaycı kahkasını duyduğunda yumruklarını sıktı.

Ömründe hiç bu kadar damarına basılmamıştı. Geçirdiği bu deney kişiliğinin hiç bilmediği bir yanını da ortaya çıkartmıştı. O serikanlı ağır başlı görüntüsünün ardında saçlarındaki kızıl parıltılara benzeyen ateşli bir kişilik yatıyordu. Baekhyun dalaşmaya hazırlandığı anda Chanyeol'un sesi duyuldu.

"Dost olduğunuza ve aranızdaki kırgınlıkları unuttuğunuza sevindim." Chanyeol'un beklenmedik gelişi üzerine ikisi de dönüp ona baktı.

Bakışları Baekhyun'un hala patlamaya hazır duruşunda gezindi.

"Senyora ve ben de siz zorlamadan bir takım ufak tatsızlıkları unutacak kadar olgunuz. Dost olduk ve gezi bittiği zaman paylaştığımız çok şey olduğunu göreceğime hiç kuşkum yok. Öyle değil mi Sindy?"

Baekhyun Siny'i kendi yöntemiyle vurmuştu. Sindy kendini zorlayarak Baekhyun'a gülümsedi. "Tabi ki dostuz Chanyeol! Başka türlü olabildiğini nasıl düşündün. "

Chanyeol ikilinin çekişmesinden kendini sıyrılmış olmanın verdiği bir rahatlık ve bir an önce işini bitirme  sabırsızlığıyla omuz silkti. "Öyleyse yemeğe oturmadan önce eşyalarınızın nereye yerleştirildiğini göstereyim size."

ATEŞLE OYNAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin