6. Bölüm

231 23 7
                                    

O geceyi izleyen günlerde Baekhyun neredeyse  Branston'un kaba tavrından dolayı şükran duyacak hale geldi. Böylece hiç değilse fena halde incinmiş gururunu koruyabiliyordu. Bütün gücüyle kendisini işine verdi. Yararlı bitkileri, süs bitkilerini toplamak için ormanı tarıyor, bulduklarını sınıflandırıyor, yassılıyor, kurutuyor, etiketliyor ve ölesiye çalışıyordu. Ama hiç bir şey, hatta binlerce dal halinde çevreyi kuşatan yaban orkidelerinin soluk kesici güzelliği bile, Beakhyun'un düşüncelerini ömrü boyunca unutamayacağını sandığı o küçük düşürücü olaydan uzaklaştırmıyordu.

Baekhyun üç gün boyunca üzücü düşünceler ve yorucu çalışmalarla kendisini alabildiğine yıpratmış ama yerli doktoru aramak için Chanyeol'dan izin isteme planını bir türlü uygulayamamıştı. Kararsızlık içinde bocalıyor, Chan'in çelik gibi bakışları karşısında dizlerinin bağı çözüldüğü için kendisini suçluyordu. Bir kaç kez Chanyeol'a yaklaşma ceseratini buldu, ama son anda cesareti kırıldı ve onunla konuşma fırsatını kaçırdı. Ancak üçüncü günün akşamı yemekle yatma vakti arasındaki boş süre içinde, konuyu açabilmek için cesaretini iyice topladı.

"Senyor, yanıma bir kaç arkadaşı alıp Guaharinoları aramak üzere ormanın iç kesimlerine gitmeme izin verir misiniz?"

Çevredeki konuşmalar bıçakla kesilmiş gibi durdu. Chanyeol'un koyu kahve gözleri kendine çevrilince Baekhyun boğazının kuruduğunu hissetti. Yüreğimin gümbürtüsünü gizleyen sakin bir bakışla Chan'a baktı.

"Chanyeol buz gibi bir kayıtsızlıkla, Guaharinolar mı?" Diye sordu. "Bu adamlar yamyamlık denilen o tatsız illetten daha yeni kurtuldular ve davetsiz bir konuğu görünce eski alışkanlıklarına dönüvereceklerini biliyor musunuz? Böyle bir isteğe olur demek şöyle dursun, üzerinde düşünmek için bile çok tutarlı bir neden göstermenizi isterim Senyor Baekhyun?

Chanyeol'un bakışı sertleşti. "Böyle bir nedeniniz var mı?"

Baekhyun, heyecanla anlatmaya koyulunca, korkularını, gerginliğini unutuverdi. Yalvaran bir ifadeyle dolu yüzünü Chanyeol'a doğru kaldırdı. Koca karı ilaçları yapan doktoru bulmak isteyişinin nedenlerini açıkladı. Baekhyun sözümü bitirinceye kadar sesini çıkarmadan dinledi.

Baekhyun, Chan'in donuk gözleri ardında bir ilgi kıvılcımı sezer gibi olduğu sırada Sindy'in alaycı kahkahasıyla bütün umudu kırıldı.

Sindy neşeli bir tavırla" Çok aptalca bir düşünce. "dedi." Ömrümde bundan daha saçma bir şey duymadım! Bir ilkel, aşağılık büyücü doktorun bizim seçkin doktorlarımız, operatörlerimizden daha bilgili olduğunu düşünebiliyorsanız, gerçekten çok saf olmalısınız.,"

Baekhyun hemen atıldı."Peki öyleyse, doktorlar ilaçlarını kendileri mi icat ediyorlar senyore? İlk ilaçlar bitkilerden yapıldı. Bugün bile kinin ve penisilin yemek maddeleri bitkilerden elde ediliyor. Dünyanın büyük laboratuvarlarında kimyagerlerin bitkilerden elde edilen doğal maddeleri geliştirdiklerini kabul edelim. Ama, bu yerli doktor gibi rastlantıyla bitkilerin iyileştirici özellikleri bulunan ve bu bitkileri yetiştirilebilmesi için en ufak ipuçlarının peşine düşen botanikçilerle bitki avcıları olmasa, kimyagerler, üzerinde çalışacakları doğal hammaddeleri nereden bulacaklardı? "

" Bravo Baekhyun!" Branston'un sesinde gülmesini zor tutan bir tonlama vardı." Çok iyi belirttin, hatta o kadar iyi belirttin ki, bu sözleri duyan herkes araştırmalarında sana yardımcı olmak zorunluluğu duyacaktır. " Küstahça gülümseyerek Chanyeol'a baktı.

" Tabi bir avuç yerliden ve ilkel silahlarından korkuyorsa. Yerli köyüne kadar seninle gelmekten onur duyarım. "

Chanyeol buz gibi bir sesle karşı çıktı." Böyle bir şey yapmayacaksınız, Branston. Bu gezide kararları ben veririm ve atılacak her adımın ekipteki arkadaşlar üzerinde nasıl etki yapacağını düşünmek zorunda olduğum için de, sizin gibi acele karar vermem."

ATEŞLE OYNAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin