8. Bölüm

227 19 4
                                    

Yerli doktorun gözleri binlerce yıl yaşamış insanın gözleriydi.İncecik gövdesini saran teninin altındaki her kemik, her kas görülüyor ve dokunsanız kırılacakmış duygusu uyandırıyordu. Oysa hareketleri çevikti ve konuştuğu zaman sesi çok daha genç birinin sesine benziyordu. Beakhyun en azından yarım saat doktorla Chnayeol'un konuşmasının sonucunu bekledi. Güneş yeni doğmuştu ve köyün alanında kendilerinden başka kimse yoktu. 

Sonunda Chanyeol omuzlarını silkerek döndü. Beakhyun heyecanla onun ne diyeceğini bekledi.

"Korkarım durum umutsuz." Chanyeol'un sesinde öyle bir yakınlık, öylesine bir yumuşaklık vardı ki Beakhyun şaşırdı. Bir daha ona aldanmamaya kararlı olduğu için bir adım geri çekildi. 

Kendini zorlayarak; "Umutsuz mu? Ama neden? Bir neden gösterdi mi?" Chanyeol'un gözlerine bakmamaya çalışıyordu.

"Doktor ilacı hazırlama yöntemlerini bana göstermeyi kabul etti.  Fakat yanımızda yabancı biri olursa ilacın yeterince güçlü olmayacağını söylüyor. Bu yerlilerin geleneklere,törenlere ne kadar önem verildiklerini kabul etmelisiniz. İlacı hazırlamadan  günlerce önce belirli yiyecek ve içeceklerden başka bir şey tüketmezmiş. İlacın istenildiği gibi olmasındaki en önemli etken de Jambi pişirirken önceden seçilmiş belirli kişilerin orada hazır bulunmasıymış.Görüyorsunuz ya neye çattık."

Beakhyun duyduğu derin düşkırıklığı gözlerine yansıdı.

"Doktorun bu konuda son sözü bu mu?Chnayeol'un çatık kaşlarının altından bakan gözleri, Beakhyun'un ruhuna işliyor, onun bütün umutlarını, korkularını okuyor gibiydi.

Chanyeol hafifçe başını salladıktan sonra doktora döndü ve öylesine kararlı bir anlatımla, öylesine sert bir tonda konuşmaya başladı ki,Beakhyun neredeyse zavallı doktora acıyacaktı. Doktor Chanyeol'un ısrarlarına çekimserce karşı çıkıyordu. Kısa bir süre sonunda Beakhyun, Chanyeol'un tüfeğini doktorun burnuna dayadığını görerek şaşırdı. Bir kaç sert sözden sonra doktor geriledi, ortak kulübenin oraya doğru koşmaya başladı.

"Onu 'ateşli sopam'ın gücünü kullanmakla tehdit ettim. Eğer istediklerimiz yaparsa bu ateşli sopanın kendisini her türlü beladan kurtaracağını bütün kötülüklerden koruyacağını söyledim. Önce karşı koydu. Atalarının dediklerine aykırı davranırsa şu anda hamile olan karısının çocuğunu düşüreceğini söyledi. Bende dediklerimi yaparsa çocuğuna bir şey olmayacağını ama emirlerime uymazsa kötü sonuçlar doğabileceğini anlattım."

"Şefin kararını ne zaman öğreneceğiz?" Chanyeol yeniden kaşlarını çattı ve konuşmadan önce duraksadı. 

"Bilmeniz gereken bir şey daha var. Bu işler aceleye gelmez.En basit olayları çözümlemek için bile yapılması gereken törenlerle saatler kaybetmemiz en az üç gün sürecekmiş." 

Beakhyun duyduklarını sindirebilmek için soluklandı. Üç gün! Nasıl olurda, aşık olduğu ama kendisine erkek avcısıymış gibi davranan adamla üç gün daha başbaşa kalabilirdi? Zaafını belli etmemek için yaşadığı gerginliğe üç gün daha dayanabilecek miydi?

Pekala senyor, eğer siz kabul ederseniz ben kalmaya hazırım." 

Bir saat sonra, şefin öğüdüne uyan doktor onların önüne düşerek ormana götürdü. İlacın hazırlandığı yer, köydeki karısından her gün haber alınabilecek kadar yakındaydı. Yanlarında ikisine de üç gün yetecek kadar yiyecek vardı; doktor ilaç hazırlığı nedeniyle oruçluydu.

Yanmış dallar ve otlar doktorun çalışma yerini belirtiyordu.  Oraya vardıklarında anda doktorun içine girip gözden kaybolduğu saz kulübe de kuşkusuz yatıp kalktığı yer olmalıydı. Doktor bir süre içeride kaldı.Dışarı çıktıklarında hamaklar kurulmuş gece için hazırlık yapılmıştı.

ATEŞLE OYNAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin