Umutsuz

12 1 0
                                    

"Gözlerim kör olsa da
Görmesem seni,
Hafızam kaybolsa
Bilmesem seni
Hiç kimse tanımaz olsa da beni,
Kendimi unutur,
yine de unutamam seni.."

Hep şey derdim: "Belki beni bir gün beni görür.", "Birlikte şunu yaparız, bunu yaparız." vs. Olmuyormuş. Hayallerle yaşanmıyormuş. Okulun camından gösterisini izlerken kendime itiraf ettim ona aşık olduğumu. Bir insanın canı yandığında sizin daha çok yanıyorsa, o sinirlendiğinde kendine zarar verecek diye kalbiniz kan ağlıyorsa bu sevgiden öte bir şeydir. Basit bir okul gösterisi değildi, uzmanı olduğu alanda bir gösteri yapıyordu ve yapacağı ufak bir dikkatsizlik ona zarar verebilirdi. Onu yıkmazdı belki toparlanıp devam ederdi. Ama ben onun gözünde ufacık bir gözyaşı görsem oturur hüngür hüngür ağlardım.

Lise son. Sınıflarımız neredeyse karşı karşıya. Benim içim içime sığmıyor. Ama bir yandan da kendi karakterime ters böyle cıvıl cıvıl olmak. Biraz acılarla büyüdüm. Arkadaşlarım konusunda yaralarım vardı kapanmak bilmeyen. Ve ben o yaraları iyileştirmeden yeni bir yara almayacağıma dair kendime yemin etmiştim. Hah, senin için kaç yemin bozdum ben, bir bilsen..

Okulun bahçesinde hayatımdaki ilk kız arkadaşlarımla geziyorum. Bu da başka bir hikaye yan dallara girip asıl hikayeyi kaçırmak istemiyorum. Kolumda A kişisi var. Aşkımın eski arkadaşı. Dedim ki geçerken selam falan versen de beni görmesini sağlasan. Belki ilahi bir güç bir anda bana aşık olmasını sağlar. Gülüştük falan. Her neyse. Benim kız ona selam  vereyim diye o yanımızdan geçerken baktı ve bana dönüp: "Kanka cidden seni kesiyor bu." dedi. O an kalbimde bir şeyler ağır geldi. Sanırım bütün aşkım kalbimin üzerinde toplanmıştı. Nefes alamadım bir süre. Eğer o nefesi ciğerlerime çekseydim mutluluk ve arkadaşımın yanlış görmüş olabilme ihtimali beni duygu karmaşasına sokabilir ve o an yere çöküp hıçkırarak ağlamama neden olabilirdi.

Bizim okulun önünde park var, çardaklar, aşağı kısımda çocuk parkı. Çevre düzenlemelerde yapılan basit parklardan birisi işte. O çardaklarda oturup sigara içmek bizim için bir gelenekti. Yine bir gün favori çardağımıza oturduk sigaralarımızı yaktık karşılıklı sohbet ediyoruz yakın arkadaşımla. Bizim olduğumuz sıranın sonunda arkadaşıyla oturdu oraya. Benim olduğum yere bakıyor sürekli arkamda başka çardak yok ama kızlar var yani. Diyorum ki yok ya bana bakmıyordur, hem niye baksın ki dikkat çekici bir özelliğim yok vs.
Cidden bakıyormuş. Konuşmaya başladığımızda kendisi söyledi çünkü. Mutluluğumu tarif edemem.

Yorgunum aşkım. Yüreğim yorgun. Ruhum yorgun. Biliyorum sevmiyorsun beni. Bu seni de yoruyor. Haklısın diyecek bir şeyim yok. Hiç bir suçun yok. Aşk taleple olmaz..

Kırıntılar Ve BelkilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin