Senden vazgeçmem için bir sebep söyle diye sana yalvarmak mı? Sübhanallah çaresizliğimin kaçıncı seviyesi bu? Ve olmadı yine. Sana haklı olduğunu söyledim. Içimde bir karamsarlık tohumu büyüyor dedim. Ama yine olmadı aşkım. Hala seviyorum. Biraz Amerikan filmi vari yapalım mı? Fuck it, i still love you..
En son sana kırıldığımda isminle kaydetmiştim. Dayanamadım. Yine eskisi gibi yaptım. Komik geliyordu sana. Sevdiğim Bey.. Eh senin için normal değil tabi. Aşkım diyen yapmacık kızlara alışmışsın. Sana garip geldim. Haklısın. Ben bile kendime alışamadım daha.
Gözyaşlarım sel gibi akıyor bu satırları yazarken. Iyi ki kağıt değil, yoksa mürekkebim akardı. Nefret ederim düzensizlikten bilirsin.
Izin ver. Bitsin. Seni yoruyorum. Sen demesen bile gözlerinden okuyorum. Asla olmayacak bir şey için söz vermiş gibi hissediyorsun. Olmayan geleceğe dair hayaller kurduğumu görüyorsun. Yıkılacağımı biliyorsun. Bana anlatamamak seni yoruyor. Farkındayım birtanem. Yüzünden yorgunluk akıyor. Yalnızca kırmak istemiyorsun. Dayanamazsın çevrendekilerin acı çekmesine. Yufka yüreklisin. Insanların seni çözmelerinden ölesiye korkuyorsun. Sürekli birileri yüzüne bakacakmış ve senin neler yaptığını yüzüne vuracakmış gibi hissediyorsun. Insanlardan saklanıyorsun.
Yapma bal.
Izin ver yanında olayım dedim. Duvarlarını geçemiyorum. Her tırmanmaya çalıştığımda sen daha yükseğini örüyorsun. Dizlerimi sürterek iniyorum aşağıya. Dizlerim kanayınca da üzülüyorsun. Şimdi kazanabileceğimden emin değilim. Inancımı kırdın. Ve vazgeçmek istiyorum. Ama bu kez bağlandım ve gidemiyorum. Ipi kesmem için bana bir bıçak vermen gerekiyor. Ipi kesmemi mi istemiyorsun? Yoksa yalnızca bıçağı mı bulamıyorsun? Bunun cevabını keşke bana verebilecek olsan. Keşke sana bunu sorabilsem. Ne kadar korkakmışım. Duygularımı belli etmekten hep korkmuşumdur zaten. Sana bile anlatamıyorsam düşün artık. Bu hayat beni sertleştirdi. Insanlara ördüğüm duvarı yıktım senin için. Ama yıkıntıların altında kaldım ve senin beni çıkartacak gücün yok. Orada havasızlıktan boğulmak üzereyken senin adını fısıldıyorum hala. Sen ise kaldıramayacağın yükün altına girmek istemiyorsun. Haklısın, hem de sonuna kadar. Güvenmiyorsun çünkü hala. Duvarların o kadar soğuk ki benim sıcaklığım bile etki etmiyor. Çaresizim. Gerçekten yalvaracak haldeyim. Kurtarın beni. Lütfen..
Yalnızca birisini sevmişsin. Öyle dedin. Hala unutamadın ve yıllar geçse de unutamayacaksın da. Belkilerimin içinde gömülü kalacağım. Hani görüyoruz aşk şarkılarının altında 10 yıllık, 20 yıllık evli insanlar ilk aşklarından bahsediyorlar. Aşklarının haberi yok ama eşleri bundan haberdar. Belki de yıkılıyorlar onları o halde görmekten. Gerçekten seviyorsan kendini hep ikinci plana atarsın çünkü. Ben de öyle yapıyorum. Hayat yükünün altında ezilmeni izliyorum ve sana yardım edemiyorum. Olduğum yerde kahrolmaktan başka yapabileceğim bir şey yok. Çünkü yaklaşmama izin vermiyorsun. Anılarınla yaşamayı tercih ediyorsun. Yanlış yapıyorsun. Zarar göreceksin. Senin canının yandığı kadar benim de canım yanacak.
Her neyse...