"kendimi kayıp mı ettim?"

17 5 17
                                    

kulaklarımda yankılanan derin, ruh dolu adamın sesi yerine genç bir kadının kibar sorusuyla karşılaştığımda parmak uçlarımdan tüm heyecanımın ve ümitlerimin hunharca çekildiğini hissettim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

kulaklarımda yankılanan derin, ruh dolu adamın sesi yerine genç bir kadının kibar sorusuyla karşılaştığımda parmak uçlarımdan tüm heyecanımın ve ümitlerimin hunharca çekildiğini hissettim. kapının eşiğinde kendime hakim olmaya çalışırken bedenimi kapıya yasladım argın argın.

"şu an uygun bir zaman değil, üzgünüm." kapıyı kapatmaya yeltenirken eliyle ittirdi çekinerek.

"bir dakika, sadece bir dakikanızı rica ediyorum." nazikçe, gözlerimin içine bakamadan konuşurken çoktan bu diyalogdan sıkılmıştım. derin bir nefes verip gözlerimi devirdim.

"şu anda benimle harcayacağınız bir dakika ikimizin de işine yaramayacak. lütfen daha sonra konuşalım." sakin kalmaya çalışarak söylediğimde kaşları hafifçe çatılmıştı. bakışları bu sefer çekinmeden yüzümde dolaşırken kendine birtakım cevaplar arıyordu sanki.

"siz, iyi misiniz? bir şey mi oldu?" merak içinde bana yaklaşmaya çalışırken boğazımı sertçe temizledim.

"küçük hanım, lütfen ağzımdan kötü bir söz çıkmadan beni rahat bırakın."

"oh, beni hatırlamıyorsunuz." şaşkınlık içinde söylediği şey üstüne zar zor açık kalan gözlerimi daha dikkatlice çehresinde gezdirdim.

"ben dün gece partinizde..." diye utana sıkıla başladığı cümleyi devraldım.

"bana tokat atan küçük kız." hitabım yine onu rahatsız etmişti, ki dudaklarını içten içe kemirdiğini görüyordum.  alayla tebessüm ettim bu haline. dünkü şarap kırmızısı dudaklarından, koyu makyajlı yüzünden eser kalmamıştı. uzun siyah saçlarının çelimsiz dalgaları hâlâ omuzlarından dökülmesine rağmen dünkü cilveli genç kadın uzaklara kaçıp gitmiş gibiydi.

"evet, ve dün geceyle ilgili bazı şeyleri konuşmak için gelmiştim. ama iyi görünmüyorsunuz. neyiniz var?" halimi sormakta ısrar ettikçe kanım kızışırken kim taehyung'un tekrar tekrar aklıma düşmesine sebep oluyordu. sızılı düşüncelerimi bir nefesle üfürmek istesem de sadece dudaklarımı gergince ıslatmakla yetindim.

"birini arıyorum, fakat ondan bir iz yok. yeter mi?" buruk bir gülümseme dudak kenarımı güçlükle kıvırdığında genç kadın anlayışla başını sallamıştı, omuzları biraz düşerek.

"kim peki? belki yardımcı olabilirim." sıkıntıyla elimi dağılmış saçlarımdan geçirirken göğsüme sıkışmış acıyı derin bir solukla dışarı verdim. içime aldığım, içimden attığım her nefeste ufacık da olsa kim taehyung vardı ve onun ruhumdaki nüfuzundan hiç kurtulamayacağım kadar bağlanmıştım ona.

𝐛𝐚𝐥𝐭𝐞𝐫𝐢𝐧𝐠 𝐚𝐫𝐨𝐮𝐧𝐝 𝐡𝐢𝐬 𝐜𝐚𝐫𝐩𝐞𝐭, 𝐭𝐬Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin