4#Geride Kalan

1K 99 18
                                    

4#GERİDE KALAN

LUNA

Steve'in içeriye girmesiyle beraber Luna, kapıyı görecek bir şekilde uzakta bir köşede bekliyordu. İnsanlar eğleniyordu, tıpkı Asgard da düzenlenen festivallerde olduğu gibi, herkes güzel bir gece geçiriyordu. Gökyüzüne bakıp iç geçirdi. Evini özlüyordu. Orada hiç istenmediğinin farkındaydı. Dengesizdi. Oysa ki gece ve gündüz kadar dengeli olmalıydı. İç çatışmadaki aydınlık ve karanlığı bazen iç nokta da buluşsa bile bu konular çok hassas noktalar oluyordu. Fakat ne kadar hor görülse bile orası onun eviydi. Doğduğu yerdi.

Şimdi ise benimsediği iyi yürekli bu adamı kaybetmeye korkuyordu. O bir tanrıça idi. Annesi İdunn ondan uzun yaşamını almamıştı ve bu bir gün ortaya çıkacaktı. Sonuçta insan ömrü kısaydı ve yaşlanacaklardı. Gözünün önünde bir ölümlünün yok olmasını izlemek istemiyordu. Korkması muhtemel değil miydi?

Sorun değil.

Mutlu olacağız. Hepimiz…

Karanlığı ve aydınlığı bir kez daha birlik olurken mutluydu Luna. İçinde yaşayan bu iki gücün birbiriyle anlaşması onu daha güçlü kılıyordu. Odin bunun farkındaydı, fakat ondan bunu alamadığını bilse tekrar Asgard zindanlarında zincire vurdururdu.

Bunun olmasına müsade etmeyeceğim.

Tekrar olmaz.

Ayakta beklediği süre, iç çatışmaları bitmiş, bir gelecek planı kurmaya başlamışlardı. Bu durum, onu düşünceleri arasında kaybolmaya itiyordu. Ve istisnasız her durum onu kaybettiği bir sona varıyordu. Onu kaybetmek istemiyordu. Kapıdan dışarıya çıkan Steve'in yüzündeki neşe, Luna'nın yüreğine bir sıkıntının filizlenmesine yol açtı. Fakat Luna yüzündeki gülümsemeyi korudu. Koşarak yanına gelen Steve elindeki sıkı sıkı tuttuğu kağıdı kendisine göstererek sırıttı.

"Luna, sonunda asker olarak orduya katılabileceğim!" dedinde Luna sadece ona gülümsemekle yetindi. Ona ne demeliydi, bilmiyordu. Savaşları sevmezdi. Mutlaka kayıpları olurdu ve Luna her zaman elindekini kaybeden taraf olmuştu. Şimdi olan durumunun da diğerlerinden bir farkı yoktu.

Önce Balder, Gece ve güçlerinin bir kısmı, şimdi de Steve...

"Senin adına sevindim. Peki ne zaman gideceksin!" diye istemsizce sordu Luna. Onu bu hevesinden döndüremezdi, sonuçta o neredeyse hiç tanımadığı bir kadındı.

"İlk önce sana ev ayarlayacağız. Sonra da toplama kampına gideceğim."

Steve'in sözleri üzerine, Luna üzüntüsünü belli etmek istemese bile, bu sefer yüzü tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyordu. Dolan gözlerini hızla silmeye çalıştı. Steve'in bunu görmemesini umdu, ama görmüştü.

"Luna…" Steve hızla ellerini kavradığında bedeni yavaşça ona dönmüştü. İkisi de göz göze geldiklerinde fark ettiler ki, ikisinin de gözleri dolu doluydu. "Sana her gün mektup yazacağım. Ülkeme hizmet etmeyi her şeyden çok istiyorum ama yine de senin gecen olmaktan vazgeçmeyeceğim. Başımı kaldırıp gökyüzüne her baktığımda seni hatırlayacağım." dediğinde, Luna Steve'in ellerini bırakıp sıkıca ona sarıldı. Derin nefesler alarak Steve'in kokusunu içine çekti. Sonra da neredeyse mırıltılar halinde konuştu.

His at Night ~ Steve Rogers Fanfic (TÜRKÇE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin