Günler geceler bir birinin peşi sıra ilerliyordu. Efşan kaderini kabullenmenin sıkıntısını daha kolay yaşamak için kendini dinlememeye çalışıyordu. İbrahim Bey genç kıza karşı çok sevecendi. Her sabah geçireceği gün ile ilgileniyor, sıkılmaması için ona yardımcı olmaya çalışıyordu. Şehrin dışında olmaları ve eşinin genç kıza arkadaş olmayışını görüyor, aklına gelen bazı fikirleri ortaya sürmekten oğlu yüzünden çekiniyordu.
Feride Hanım diğer oğlundan dönmüştü. Bu kadının tatlı olmasa da eve hareket getirdiğini kabul etmeliydi. Her konuda fikir sahibi, her olayda başroldü. Şimdi tüm dikkatini genç kıza yöneltmişti. Torunuyla yaptığı evliliğin tüm detaylarını öğrenmek istiyor, genç kızı bulduğu her köşede sıkıştırıyordu. Selman sıkı sıkı tembihlemişti. Bu yaşlı kurda ağzından küçücük bir şey bile kaçırmayacaktı. Ne sorarsa cevap vermeyecek, onunla hiç bir sohbete dâhil olmayacaktı. Aynı evin içinde bunun ne kadar da imkânsız olduğunu bu adam göremiyor muydu? Efşan nereye gitse, bu kadın bitmeyen bir enerjiyle peşinden geliyordu. Mutfağa, bahçeye, Zeynep'in odasına bile gitse onu buluyor ve aşılmaz merakını gidermeye çalışıyordu. Onun giremediği tek yerin odası olduğunu fark etti genç kız. Sadece Selman'la olan odalarına giremiyordu. Torununa ne kadar kafa tutsa da demek ki onun da aşamadığı sınırlar vardı.
Yaşlı kadının yokluğunda genç kızın tek kazancı küçük kızla kurduğu arkadaşlık olmuştu. Artık resimleri karalamayı bırakıp kendileri çizmeye başlamıştı. Efşan'ın çizdiği kuşlar, ağaçlar ve çocuklar küçük kızın ilgisini çekmişti. Zeynep şimdi kendisiyle ufak ufak konuşmaya bile başlamıştı. İbrahim Bey'den istediği hikâye kitapları eve geldiğinde ilk kez onu böyle yaşının çocuğu olarak görmüştü. Hele bu kitapları yavrucağa okumaya başladığında; onun resimleri inceleyen bakışları dinlediği hikayelerle can bulmuş, o küçük yüreği her bir kahramanla koşturup, çocuk olmuştu. Zeynep'in kimsesizliğinin açlığını doyurmak, onun gülmeyi bilmeyen dudaklarına tebessümü oturtmak, ifadesiz duruşuna hareket katmak Efşan'ı mutlu ediyordu. içten içe yeğeni için normal olan her şeyin bu küçük kız için ne kadar paha biçilemez olduğunu düşünüyor, hiç durmadan bu çocuğu yaşına döndürmenin yeminini ediyordu.
Bu dostluk yaşlı çifti sevindirirken Feride Hanım'ı çıldırtmıştı. Küçük kız her onun yanına gittiğinde eğer babaanne oradaysa buna izin vermemeye çalışıyordu. Genç kızla olan arkadaşlığına engel olunması küçük kızı huzursuz etmiş, Zeynep'in Efşan'a daha da yakınlaşmasına sebep olmuştu. Zeynep'in bu inatlaşmasına en çok genç kız seviniyordu.
Aile her sabah ve her akşam olduğu gibi yemeklerini beraber yiyorlardı. Zaten var olan tek ortak ilişki bu sofraydı. Her akşam olmasa da genelde yemekten sonra geçirilen bir saat de buna dâhildi. Her gecenin değişmez rutini, birliktelik saati bitince beraberinde aldıkları bazen meyve kasesi, bazen sıcak çikolata, bazen de kahveleriyle odalarına çıkmalarıydı. Aynı evde ayrı yaşamları olması başta genç kıza garip geldiyse de şimdi buna alışmıştı. Efşan, bütün aile üyelerini belli etmeden tek tek incelerken, içine git gide büyüyen küçücük bir sorgulama tohumu düştü. Bu ev halkı çay sevgisinden alabildiğine uzaktı. Onlar da kendisi gibi aslen Trabzonlu olsalar da yürek deminde günbatımı kızıllığında, ardı ardına dolup boşalan, bardak bardak sıcacık çayı nasıl olmuştu da toprak renginde ve kıvamında sıcak çikolatanın gölgesinde bırakabilmişlerdi? Onlar için çay, sadece kahvaltı vaktine hapsolmuş, sıcak bir içecekten ibaretti. Ama Efşan'ın doğrularına göre, çay kendisi ile birlikte yenilip içilen başka bir şeye müsaade etmezdi. Çay, kendisini içeni yalnızlıktan kurtarırken, kendisi yalnızlığı severdi.
Çatı katı tamamen Selman'a aitti. Üst katın merdiveni bu alanın sınırıydı. Henüz bu sınırı kendisinin dışında aşanı görmemişti. Birlikte çıktıkları çatı katında genç adam ilk iş üzerini değiştirip rahat bir şeyler giyiyordu. Televizyonunu açıp, koltuğuna uzanırken genç kızı da yanında istiyordu. Efşan'ın soyup ona ikram ettiği meyveleri yerken, ya da sıcak çikolatasını içerken aralarında geçen kısa sohbetlerin haricinde başka paylaşımları olmuyordu. Kendisine verdiği mola bitince Selman çalışma masasına gidiyor ve çalışmaya başlıyordu. Geç saatlere kadar süren bu çalışmasını bölmemeye özen gösteren genç kız ya kısık sesle televizyon izliyor ya da kitap okuyordu. Selman'ın kendi okuma zevkine uygun olmasa da zengin bir kitaplığı vardı. Aralarında ilginç bulduklarının başında insan psikolojisi ve kişisel gelişim kitaplarının çokluğu ve okunmuş oluşu geliyordu. Genç kız bazı tespitlerin kenarlarına düşülen notlardan bunu anlayabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DUVAK (RAFLARDA)
Romance"Görebildiğin tek çıkış biriyle evlenmek mi?" "Görebildiğim tek çıkış ortadan yok olmak! Herhangi bir şekilde yok olmak!" Gen kız oturduğu yerden doğrulmaya çalıştı ama başaramadı. Bu konuşma içine ateş düşürmüştü. Biraz değil fazlaca hava ihtiyacı...