Yarın ya da öbür gün denip bir türlü gelemeyen bölüm... :)
1877
William koşan atının yularına asılıp onu daha da şahladı. Yemyeşil ağaçların arasındaki otları aşınmış yoldan dört nala koşan at,William'ın kulaklarının altına kadar uzamış saçlarını havalandırıyordu. Etrafında sadece kuşların ve gürbüz atının nal sesleri yankılanıyordu. Yolu azaldıkça özlemi kat be kat artıyor,bir an önce varmak istese de atının dinlenmesi gerekiyordu.
Biraz daha yol aldıktan sonra daha önce hiç girmediği bir hana vardı. Atını güvenli bir yere bağlayıp usulca kapıdan iceri girdi.
Etrafta kimseyi göremeyince seslendi."Kimse yok mu?"
Birkaç saniye sonra ahşap merdivenlerden koşa koşa inen on üç yaşlarındaki kızı gördü.
"Hoşgeldiniz."dedi cıvıl cıvıl sesiyle."Burada başka kimse var mi?"
"Evet annem yukarda. Babam yaralı,onunla ilgileniyor."
Liam yaralı kelimesini duyunca merak etti.
"Babanın nesi var?""Okla vurulmuş. Neler olduğunu biz de bilmiyoruz."
Biraz sonra kadın da merdivenlerden indi. Karşısında bir sövalye görünce saygıyla ellerini bağladı. "Hoşgeldiniz,hoşgeldiniz efendim. Nedir arzunuz?"
William her zaman merhametli olmuştu. Kimsenin sıkıntısını göz ardı etmemişti.
"Dinlenecek bir yatağa ve yemeğe ihtiyacım var.""Tabi ki."
Kadın kızına döndü. "Blath, genç şövalyeye yan odadaki yatağı hazırla kizım, ben de yemeğinizi vereyim."William o sırada dışarı çıkıp,girmeden önce kenarda gördüğü ahşap kovaya su doldurup çok sevdiği atının önüne koydu. Hayvan kana kana suyunu içerken etrafı gözden geçiren Will tekrar hana geri dondü. Masada duran yemeği görünce gülumsedi. "Teşekkür ederim elinize sağlık."
Kadın da gülümsedi. Ne de olsa bu kadar iyi bir şövalye her zaman karşısına çıkmıyordu. Arkasını dönüp gitmeye hazırlanırken "Kocanızın neyi var?" dedi genç adam.
Kadın kapıda görünen kızına baktiktan sonra şövalyeye döndü. "Omzunun arkasından okla vurulmuş.""Görebilir miyim?"dedi genç adam ellerini önündeki beze silerken.
"Tabi.Benimle gelin."
Genç şövalye kadını takip edip yukarı çıktı ve yatakta yüz üstü yatan adamı gördü. Yarasına bakınca midesi bulanmıştı. "Yarası kötü durumda. Mikrop kaptığının farkinda değil misiniz?"
Kadın endişeyle konuştu. "Efendim..elimden geleni yaptım. Dört gündür bu şekilde yatıyor ve sizden başka kimse uğramadi."
William gömleğinin kollarını sıvamaya başladı.
"Bu hafta şövalye gösterileri var.Bu aralar kimse uğramaz. Bana bir bıçak,bir temiz bez ve varsa biraz da içki getirin.""Peki,hemen efendim."dedi kadın koşar adımlarla giderken.
William yaranın içinde oktan bir parça kaldığına emindi. Yarasının kenarına doğru bastırırken adam acıyla inledi.
"Sakin ol. Yakında iyileşeceksin."deyip adamı sakinleştirmeye çalıştı.Kadının getirdiği romu bolca yaraya döküp irini temizlemeye çalıştı. Yaklaşık bir on dakika kadar temizlikle uğraştıktan sonra artık yarayı biraz daha iyi görebiliyordu. Tekrardan kadına dönüp "Şimdi bıçağı iyice ısıtmanızı istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KRİSTAL "Sıra Kadına Geldiğinde..."
RomanceSevdiği adam için sınırlarını aşan bir kadının macera dolu aşk hikayesi. 《Gözünü açtığı andan beri kendini bıraktığı güvenli kollar.. Artık yoktu. Bu hayat ikisinindi ve küçüklüğünden beri hayatını kendisine adayan adam için çabalama sırası ondayd...