Bir Yakut Meselesi

4.7

Gülümseyerek bize doğru gelen Rüzgara baktım. Pozitif bir enerjisi vardı ve asla tükenmiyordu.

"Ben Denizi alacaktım" dedi gülerek Denizin omuzlarına ellerini koyarken. "Tamam bende Girayın yanına çıkıp resmimi tamamlayayım"

"Ee şey Giray kendi atolyesinde. Orada değil"

"Ben onun yanına gitsem"

"Almak ister mi bilmiyorum Bulut. Ama dene sen şansını"

"Tamam. Teşekkürler"

"Ne demek"

Onlar giderken bende ayağa kalktım. Kantinden iki çikolata alırken düşünüyordum. Neden kendi atolyesindeydi ki? Kaç gündür benim resim çizmemi bekliyordu.

Kapıyı tıklattım stresle. İçeri kafamı eğdiğimde kafasını kaldırıp bana baktı. Beni görmesiyle hemen ayağa kalkıp resminin üzerini örttü. "Efendim Bulut" dedi ellerini nereye koyacağını bilemez bir halde.

"Çikolata" dedim gülümseyip ellerimdeki çikolatayı yüzüme kadar kaldırırken.

Kafasını sallayıp yanıms geldi. "Nefen gelmiştin" dediğinde gülümsemem solarken çikolataları aşağı indirdim. "Resme devam edeyim dedim ama sen buradaymışsın"

"Hoca sana yaKalbim olur" dedi elini kapının kenarına koyarken. "Ee şey tamam. Çikolatanı al sen gideyim ben"

Elimden çikolatayı alırken kafasını salladı. "Git hadi"

<><><>

Resme kaşlarımı çatarak elimdeki fırçayla birkaç dokunuş yapmaya başladım. Moralim bu kadar bozukken bu kadar eğlenceli bir resmi nasıl çizecektim ki?!

Yanımda duran siluete dönmeden fırça darbelerine devam ettim. "Resmi dövmeye mi çalışıyorsun" dedi yanımdaki ses ve elimi durdurdu. Kalbim teklerken ona dönmedim. Kalbim kırılmıştı ve neden kırıldığını fark etmek beni üzüyordu.

"Bana mı darıldın sen" dedi sesin sahibi elini çeneme koyup kendisine çevirirken. "Hayır neden kırılayım ki"

"Çünkü ben sana kırıldığımda kendimi resme veriyorum"

Dedikleriyle bir an duraksarken algılamaya çalışıyordum. Ne demişti o ne?

"Ef- efendim" dediğimde gülerek elimdeki fırçayı masaya bıraktı. "Kimden hoşlanıyorsun Bulut" dediğinde yutkundum. "Sen onu nerden-"

"Boşver nerdenini falan. Kimden hoşlanıyorsun?"

"Yakut sensin demi?"

Cevabı gözlerindeydi, ellerindeydi, dudaklarındaydı,saçlarındaydı...

Yakut Giraydı!...