İyi okumalar...
-4.Bölüm; Yemek-
♤♤♤♤♤♤
Adımlarım hızlandı.
Adımlarım yavaşladı.
Adımlarım tökezledi.
Adımlarım çaresiz bir çocuktu.
Samet beni arabadan indirdiğinde adımlarımı en iyi bu şekilde özetleyebilirdim. Samet'in çocuksu ama yeri geldiğinde ortaya çıkan bir cesarete sahip olduğunu anlamak o kadarda zor olmamıştı benim için.
Yinede bu onun üstünde baskın olan tereddütü gizleyemiyordu. Elleri oldukça serbest ve oturuş pozisyonu rahattı. Vücudunun aksine yüz hatları gergindi. Samet en sonunda derin bir nefes alıp kapıyı çaldı. Eski, beyaz iki katlı ev tok bir zil sesi ile dolup taştı.
Kapı uğursuzca bir ses çıkardı ve açıldı. Yaşlı bir kadın kapıda belirdi. Tahminimce yetmişli yaşlarında olan kadının saçları siyaha boyanmıştı ama bolca da ak saçları vardı. Uzun siyah bir etek ve üstünde de beyaz bisiklet yaka bir tişört vardı. İnce uzun bir vücut şekli vardı. Cılız ve çok kırılgan durmasına rağmen kadının otoriter biri olduğunu iliklerime kadar hissediyordum. Beni inceledi.
Sanki inceledikçe bir şekilde benim kim olduğumu anlıyor, anladıkça sinirleniyor, benden iğreniyordu.
Sametle arasında geçen bakışmadan sonra cevabını almış gibi bana döndü."Bunun burada işi yok!" Diyip kadın kapıyı direkt yüzümüze kapatacakken Samet ayağı ile kapıyı engelledi. Beni tanımadan nefret eden biri daha....
Gerçekten de nefret kazanmak için sadece yaşamak yetiyordu. Bazen bomboş dururken ya da tavanı izlerken bile insanlar sizden nefret edebilirdi nefreti kazanmak kolay ve yok etmek zordu.
"Oğlumu öldüren herifin kızını buraya sokmayacağım." Dedi kadın sesi yükselirken çatlamıştı.
Meriç'in babaannesi...
Meriç beni ordan oraya götürürken aklında neler olduğunu merak ediyordum. Şimdi gerçektende de babamın tek bir kişinin hayatını elinden aldığında bunun bir aileyi ne kadar etkilediğini göstermek istediğini düşünmeye başlamıştım. Kadının gözleri ile gözlerim her buluştuğunda kadın bana korkunç bir nefretle bakıyor ama sakinliğini bir an için bile kaybetmiyor, ellerini yumruk yapmış avuç içlerine tırnaklarını batırıyor ama asla çizgisini bozmuyordu. Kadın büyük bir güçlükle tekrar konuştu.
"Oğluma söyle, o kız buraya girdiği andan itibaren onu kimse buradan çıkaramayacaktır." Samet telefonunu çıkarıp birini aradı. Bu kişinin Meriç olduğunu anlamak zor olmamıştı. Meriç telefonu açınca kısaca özetledi ve direkt olarak telefonu kadına uzattı. Kadın Alo demesi ile Meriç direkt bir şeyleri anlatmaya ve açıklamaa başladı. Kadın konuşmadan telefonu geri verdi ve tek bir kelime dahi etmedi. En sonunda dayanamayıp Samet konuştu.
"Zeynep anne..." demesi ile kadın geriye çekildi ve bizi içeriye aldı. Kadın kapının önünden kaybolurken Samet beni içeriye yönlendirip konuştu.
"Eşyalarını yakın bir tarihte getirecektir." dedi ve sözlerine devam etti.
"Artık burada kalacaksın. Yakın bir tarihte Meriç yanına uğrayıp bütün bu planı uygulamaya başlayacaktır." Başımı olumlu anlamda sallayıp arkamı dönüp giderken "Milas," diye bana seslendi.
"Kötü biri gibi durmuyorsun." Sonra devam edecekmiş gibiydi ama arkasını dönüp gitmeye başladı. Sonra tekrar fikrini değiştirmiş gibi omuz üstünden bana doğru bakıp konuştu. Diyeceklerini sanki özenle seçiyor. Hayati bir önem taşıyormuş gibi arada kalıyordu. En sonunda tekrar konuştu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bedel
Teen FictionBedeller ödensin diye bir kibrit yakıldı. Kibritin ucunda filizlenen ateş yavaşça harlandı. Harlanan ateş bir ormanı, bir aileyi ve en tehlikelisi bir çocuğu yakacak kadar büyüdü. Yakılan ateş en tehlikeli olanı seçti. Koca bir yangın küçük kızın gö...