"Şimdi her şeyi açıklayabilirsin Frank?"
"Dorota...Küçük..."
"Efendim Frank?"
"Sözümü kesmeden ve bir şey demeden dinle olur mu beni?"
"Tabi."
"2017 senesi seni ilk gördüğümde cildin dikkatimi çekmemişti.Ben direkt kalbini görmüştüm.Elindeki broşürleri dağıtıyordun.Şey zannettin değil mi?Okul koridorunda karşılaştık falan.İlk gördüğüm zaman o zaman değildi Dorota.Seni ilk gördüğüm yer bir restorandın önüydü.Şehre yeni taşınmıştım.Yeni insanlar derken yeni aşklara yelken açmışım meğersem.Aynı okuldaydık inanabiliyor musun? Ben bir daha seni görmem diye o gün çok dikkatli sana bakmıştım.Okulda ezilen insanların karşısında küçük görülen biri olduğun için sana küçük lakabını takmıştım.Adını sonradan öğrendim Dorota.Şimdi ise kifayetsiz kalıyor her cümlemin sonunda.Sana dokunamamak,senin başkasına söylediğin sevgi sözcükleri canımı çok acıtıyor.Benim hissettiklerimin senin bilmemen daha çok acıtıyordu.Şimdi öğrendin Dorota.Sana aşığım."
"Frank..."Titrek ve ağladığını belli eden sesi doldu kulaklarıma.
"Özür dilerim."ve telefonun kapandığını belli eden ses.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
broken gold pieces
Cerita PendekSaçlarını yolmandan, gözlerini kızartmandan,masum bakışından çok yoruldum. Her gün o konferans salonuna girip hıçkıra hıçkıra ağlamandan nefret ediyorum. İnsanların sana söylediği sözlerden nefret ediyorum. En çok da sana yardım edememekten nefret...