-Bazı yaralar çok derindir fark etmeyiz. Bazı yaralar çok hafiftir büyütürüz. Peki o yaraları alan kişilerin hisleri bu durumda önemsiz olmuyor mu? -
-Bazı yaralara dokunmamak gerekli peki o yaraya çoktan dokunduysak? -
-Bölüm şarkısı -Gel kalbime yatıya-
-Gizem'in anlatımı;
"Kafeye şirin mi demiştin?" dedim. Umursamaz bir tavırla "Evet " dedi. Neyse şimdi onu çekemem. Sadece okuldan uzaklaşmak istediğim için bu kafeye girdim. Kafe bana göre çok itici. Bir kere mavi kağıdın üzerine ilkokul çocuğuna çizdirilmiş gibi duran resimler mi desen, renk renk puflar mı desen... Ne ararsan var burada. Ben böyle düşüncelere dalmışken bir el bileğimi tutup" Bu tarafa oturalım mı Gizem?." dediğinde düşüncelerimden sıyrıldım. Şaşırmış gibi yaparak " Tamam. " dedim. "Neden şaşırdın? "diye sorduğunda "İsmimi biliyormuşsun." dedim. Güldü. Gözlerimi devirip "Sen her şeye güler misin çizgi göz?" dedim. "Hayır."dedi. Konuyu değiştirerek "Ne içersin ya da ne yersin hırçın premses? " dedi. "Milkşeyk varsa çikolatalısından."dedim. Garsonu çağırdı. Bana çikolatalı milkşeyk kendisine frambuazlı makaron ve limonata istedi. Garson gittikten sonra "Eee. Bana ne olduğunu anlatacak mısın hırçın premses? " diye sordu. Gözlerimi kaçırdım ve sahnedeki hareketlilik dikkatimi çekti. Sahnede GEL KALBİME YATIYA şarkısı çalmaya başladı. Ama söyleyen kişinin yüzü görünmüyordu. Daha sonra telefonuma mesaj geldi. Ben mesajı okuyamadan Uraz telefonu elimden alıp "Kafanı dinlendirmeye geldin. Birkaç dakikalığına olsa bile her şeyi unutur musun. Seni ne mutlu ediyorsa onu düşün ve gülümse. Seni mutlu eden bir şeyler vardır değil mi? " diye sordu. Bilmiyordu ki ben çocukken hayallerimi, sevinçlerimi, umutlarımı kaybettim. Yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip dişlerimin arasından "Oldu mu?" diye sordum. Kaşlarını havaya kaldırarak "Olmadı. Gülmeni istiyorum evet. Ama o gülümseme sana ait değilse gülme. O an nasıl hissediyorsan öyle davran."dedi. "Sen bütün bunları ezberleyip mi geldin?"diye sordum dayanamayarak. Kahkaha attı... Siparişlerimiz geldiğinde garson isteklerimizi bıraktıktan sonra bana göz kırparak "Başka bir isteğiniz var mı ?"diye sordu. Ben cevap veremeden Uraz " Yok. Şimdi gidebilirsin." dedi sert bir ses tonuyla. Garson "Tabii " dedi ve gitti. O gider gitmez "Bu neydi şimdi. Beni mi koruyorsun? " dedim. Sonra" Ayrıca telefonumu sen mi verirsin ben mi alayım?" dedim. Telefonumu verdi. Telefonumu açtığımda mesaj kısmında "♥ŞİMDİLİK EĞLENEBİLİRSİN, KAFANI DAĞITABİLİRSİN...YAKINDA DÖNÜYORUM . DEMİN DİNLEDİĞİN ŞARKIYI SEN BANA SÖYLEMİŞTİN HATIRLADIN MI? ŞİMDİLİK İSTEDİĞİNİ YAP ELVİNİM♥
Mesajı sinirle kapattım. Kapıya doğru baktığımda bir adamın bir kadını sürüklediğini gördüm. Uraz'a "Kapıya bak. " dedim. Sırıtarak " Takip edelim öyleyse." dedi. Uraz ücreti ödedikten sonra adam ile kadını takip etmeye başladık . Bir ara sokağa geldiğimizde adam kadını duvara fırlattı. Uraz dayanamayarak adamı tutup suratına yumruğu geçirdi. Birkaç kişinin de gelip "Arkadaşımıza ne yapıyorsunuz lan!" dediklerinde"Ya gidin ya da hastane masraflarınızı ayarlayın."dedim. Boynunda yılan dövmesi olan Uraz'ı gösterek "Onu yakalayın. Kızla ben ilgileneceğim." dedi. Uraz'a baktığımda başını salladı. O an adamın suratına yumruğu geçirdim. Uraz bana " Ben bu şerefsiz ile ilgilenirim. Sen diğerleri ile ilgilen tabii istiyorsan." dedi. "Zevkle" dedim ve kavga etmeye başladık...Uraz'a doğru gelen bıçağı görünce bıçağı tutan kişiyi ittim. Ağlayan kadına "Hadi sen istediğin yere git bir daha bulaşırsa beni ararsın. Ver telefonunu "dedim. Numaramı kaydederek "Bu benim numaram istediğin an bana ulaşabilirsin."diye de ekledim. Kadın kafasını hızlıca aşağı yukarı doğru salladı ve gitti. Ben de Uraz'a "İyi misin? "diye sordum. Uraz "İyiyim. Ufak bir sıyrık sadece." dedi. "Yine de seni hastaneye ya da revie felan götürelim. Ufak bir sıyrık ama çok kan akıyor. " dedim . " Revir kesinlikle olmaz. Hastaneye gerek yok. İyiyim ben."dedi. "Tamam ikisine de gitmiyelim . Ama o yaraya bakılacak."dedim. "Nerede? "diye sordu. "Soru sorma ."dedim. Sessizce yürüdük. İnşa ettiğim barakaya geldiğimizde "Burası " dedim. Başını salladı. Sedyeye oturduğu an perdeyi çekip göz kırptı. Ukala ne olacak..Kazağını çıkarttıktan sonra yarasına sertçe pansuman yaptım. Pansuman yapmayı bitirdiğimde gözüm sırtındaki yaralara takıldı."Uraz bunlar ne?" dedim yarasına dokunarak. Uraz sertçe "Önemsiz." dedi. Ben de "Nasıl önemsiz tüm sırtın yara içinde. Hem bunlar yeni olmamış. Nasıl oldu?"dedim. Uraz tişörtünü üzerine geçirip "SANANE" diye bağırdı ve kapıyı çarparak çıktı. Anlaşılan onun yarası bu izlerdi ve ben onun izni olmadan onun yarasına dokunmuştum. Nereden bilebilirdim ki? Kafamı dağıtmak için Ceren'in barına gitmeye karar verdim. Bara uygun kıyafetlerimi giydim ve yanıma bir miktar para alarak arabamın yanına doğru yürüdüm. Arabaya binip Ceren'in barına sürdüm. Bara 10 dakikada yetiştim. Barmene " En sertinden" dedim. Bana "Çarpmasın hafif bir şeyle başlayın isterseniz."dedi. "Sanane lan istediğimden ver " dedim. Barmen kafa salladıktan birkaç dakika sonra içeceğimi bıraktı. Ben içkimi içerken telefonuma mesaj geldiğini fark ettim. Mesaj yine Zeyd'dendi. Mesajda "ELVİNİM SENDEN BİR SONRAKİ İSTEĞİMİ BELİRLEDİM FOTOĞRAFINI ATTIĞIM ÇOCUĞU TAVLAYIP BANA GETİRECEKSİN.😘 " yazıyordu.Mesaja bir süre baktıktan sonra telefonumu kapattım. Zaten bahsettiği çocukta yanıma oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YENİ LİSE BELAM
Non-Fiction"Her yeni lisemde bir bela beni bulmak zorunda mı yaa..." dedi Gizem...