1."Yeni ev"

108 10 11
                                    

Gökyüzünden yere doğru inen yağmur damlaları bana el sallarken, ben iki gün önce taşındığımız evin bahçesinde ıslanıyordum.

Aslında ne kadar anneme taşınmayalım desem de beni aldırmadı ve bu eve taşındık.Ben eski evimi çok seviyordum.Sonuçta tüm anılarım orada canlandı benim.Ve en önemlisi de tüm arkadaşlarım orada kaldı.Annem ne kadar yeni arkadaş bulursun dese de ben ona inanmıyorum.Sonuçta hemen arkadaş bulabilen tiplerden değildim.Hayata karşı fazla samimi bir bakış açım da yoktu. Hatta çoğu zaman keşke ölsem de şu saçma ve sıkıcı hayatımdan kurtulsam diye dua ediyorum.

Evet.Tüm insanlar doğum günü pastasındaki mumu üflerken hep iyi dilekte bulunurlar.Fakat ben hep keşke ölsem diye dua ederim.Bir nedeni yok.Sadece yaşamak istemiyorum o kadar.Zaten neden yaşayayım ki?Annem ve babam sonsuza dek yollarını ayırmışlar.Ben neden dünyayla olan bağımı koparmayım?

"Dolunay!Gel de kolilelere yardım et kızım."

Al işte.Yine düşüncelerimden beni annem çekti.

"Geliyorum."

Eve doğru yürümeye başladım ve içeri girdim.Her yerde koliler veya başka şeyler vardı.

"Bak surda senin çantan falan var.Yarın okula başlıyorsun sonuçta."

Aman ne güzel!

"Ee yani anne.Niye çağırdın sen beni buraya?Sadede gel."

Bıkkınca nefes verdi ve "Bak.Biliyorsun ki ben hastanede doktor olarak çalışıyorum.Ve senin notlarına bakarsak hiçte iyi bir meslek sahibi olmayacaksın.Senden sadece şu son senende iyice ders çalışmanı istiyorum.Tamam mı?"
Gözlerimi çevirdim.Annem için önemli olan benim duyguların değil de okulumdaki başarımdı resmen!

"Denerim anne."

"Deneme.Yap lütfen!"

"Pekii.Tamam."

Tam arkamı dönüp odama gidecekken,

"Dolunay! Biliyorum fazla tekin bir yere taşınmadık ama,markete gitmen gerek."

Arkamı döndüm ve elimi ona uzattım.Para vermesi için yapmıştım ama annem tabii ki anlamadı.Nasıl doktor oldu bu kadın!

"Anne.Para."

"Ha.Bekle."

Dedi ve arkasını dönüp odasına gitti.

Elinde kredi kartıyla geri dönünce gözlerim falan parlamadı.Zaten ben alışmıştım buna.Ne zaman para desem kart verirdi.Ve ben bununla hava falan atmazdım.Zengin olmayı fazla umursamıyordum sonuçta.

****
Yerdeki taşlara vura vura marketi arıyordum.Ama bir türlü bulamamıştım ve artık sinirleniyordum.En sonunda bir mahalleye girdim ve dümdüz yürümeye devam ettim.İsatabulun en ücra yerine taşınmıştık resmen! En sonunda bir market gördüm ve hissizce içeri girdim.Annenin dediği malzemeleri arıyordum.En son olarak şampuan ve benzeri şeylerin olduğu yere gidip en sevdiğim çikolata kokulu şampuanı aldım.Tam kasaya gidecekken orada eli bıçaklı kişiler gördüm.Herkes çığlık atıyordu.Fakat ben dikkatlice onları izliyordum.Resmen marketi soyuyorlardı!

Daha fazla dayanamadım ve tam o tarafa gidecekken onlar çoktan çıkmıştı bile.Tekrar geri dönüp sepetimi aldım.Etrafıma baktığımda çoğu kişi kaçmış fakat bazıları ise umursamadan alışverişe devam ediyordu.Demekki böyle şeyler çok fazla oluyordu burada.Omuz silkip önüme döndüm ve sepetini alıp tekrar kasaya gittim.

"İyi misin?"
Diye sordum kasada duran kıza.

"Evet.Zaten ilk defa olmuyor boşver."

Diye geçiştirdi beni.Ben de fazla umursamadan kasadan geçenleri poşetime doldurmaya başladım.

Yarın okul vardı ve ben hiç heyecanlı falan değildim.Eski okulumu ve arkadaşlarımı çok özleyecektim.İç geçirip tekrardan aynı yola saptım hiç alışamadığım eve doğru yürüdüm.Bu çok can sıkıcıydı.Annenin ben taşınmayalım dememe rağmen bu yere ve bu eve taşınmamız.Zaten babam da beni pek fazla takmazdı.Aksine bana düşmanıymışım gibi davranırdı.Her şeye rağmen ben onu babam olarak severdim.Belki de kız çocuğu olduğumdan kaynaklanıyordur bu.Bilmiyorum ama tek bildiğim onu çok özledim.Duyduğuma göre evlenmek üzereydi ve yurt dışına seyahatlere gidiyordu.O da annem gibi doktordu.Belki de annemden daha üstündü rütbesi, bilmiyorum.Bana hiç mesleğinden ya da günlük hayatından bahsetmezdi.Yine de babam derdim ve her haliyle kabul edip severdim işte.

Beni düşüncelerimden ayıran şey bir çığlık sesiydi.Resmen kızın teki imdat diye çığlık atıyordu.

Merak ettim ve sese doğru yürüdüm.Aslında şuan korkup kaçmam gerekirdi ama merakıma yenik düştüm.Ses daha yakından gelmeye başlayınca irktim ve daha hızlı adımlarla o tarafa doğru gittim.

Tam bulamadım derken o iğrenç manzarayı gördüm.Kızın göğsünün teki açılmıştı ve önünde ki hayvan hem mıncıklıyor hem de öpüyordu.
Arkadan tam belli değildi erkeğin tipi.Kızın inlemeleri kulağımı doldururken iğrendim ve arkamı dönüp gittim.Aslında kurtarırdım ama şimdi malum şeyler falan görmek istemezdim.Cidden sokak ortasında bunların yapıldığı bir yere mi düştüm ben? Off.

Yolda yürürken yerde gördüğüm kan izleri dikkatimi çekmişti.Aslında fark ettim ki neredeyse tüm yolda kan vardı .Herhalde birisi yaralanmıştır falan dedim ve umursamadan yürümeye devam ettim.En sonunda evimin önüne geldiğimde bahçeye girdim,kapının oraya gidip zile bastım.Basar basmaz annem kapıyı açıp elimde olan poşetleri mutfağa götürdü.Ben de spor ayakkabılarımı çıkardım ve yerine koyup içeri geçtim.Ben marketteyken annem baya bir yeri toplamıştı.Mutfağa doğru gittim annemi izledim.Yüzünde gayet mutlu bir ifade vardı.Cidden benim gördüklerimi görse böyle yapar mıydı?Sanmam.Hatta anında buradan da taşınırdı. Peki ya ayrıldığı için hiç mi üzülmemişti?İnsan sevmediği birisiyle neden evlensin ki?Çok saçma.Ben bırak evlenmeyi,sevmediğim birisiyle asla sevgili bile olmam.

Bütün bunları boşverdim ve (artık ne kadar boşverebildiysem) odama doğru yol aldım.Saatine baktığımda ise akşam 6 olmuştu.Genelde bu saatlerde dışarıda dolaşırdım ama bu mahallede asla dolaşmam.Tekrardan boşverdim, odama girip kendimi yatağa attım.Daha sonra aklıma yarın okul olduğu geldi ve ayağa kalkıp odamda olan banyoya girdim.Uzun açık kumral saçlarım vardı.En sevdiğim kısmım sadece saçlarım zaten.Yeşilimsi kahvemsi olan gözlerim,biçimli burnum ve ince siyah kaşlarım ile normal güzellikteydim.Sıcak suyu açtım ardından kendimi duşa kabine atıp suyun altında beklemeye başladım.En sevdiğim şeylerden biriydi bu.Suyun altında düşüncelere dalmak.

***
Elime aldığım mor havlu ile saçlarımı kuruttum ve altıma siyah taytımı giyip üstüne de süngerboblu sweat giydim.Artık uyumaya hazırdım. Umursamaz, heyecansız bir şekilde yarını beklemeye başladım.

Gözlerimi kapattım ve kendimi karanlığın kollarına bırakıp uyudum...

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin