11."Sırlar Saklı Kalmalı"

16 3 0
                                    

Herkes birbirine bakıyordu sadece.Ve herkes aşırı sessizdi.

Taa ki pars konuşana kadar.

"Kız arkadaşına söyle,her şeye burnunu sokmasın!"

Ve çevik bir hareket ile kalkıp gitti.Ben ise sadece arkasından baka kaldım.Resmen tam bir katıksız öküzdü!

"DOLUNAY!"

Duyduğum sesle irkildim ve kafamı pamire çevirdim.

Gülümseyerek;

"Efendim canım."

Elini uzattı ve beni kolayca yerden kaldırdı.Ardından parmaklarını parmaklarıma kenetledi ve beni sınıfa doğru sürükledi.

Sınıfa girdiğimizde ise tamamen doluydu.Yerime geçerken yine o kızların iğrenç bakışlarına maaruz kaldım.

Yerime oturduğumda ise halen elimi sıkıca tutuyordu.Çekmeye çalışmıştım fakat bırakmamıştı.Yine çekmeye çalışınca bırakmıştı ve arkadaki boş sıraya geçmişti.

Arkamı dönüp n' oldu diye sorduğumda kafasını başka bir tarafa çevirmişti.Gözlerimi devirip önüme döndüm ve hocanın anlattıklarını anlamaya çalıştım.

****

Teneffüs zili çaldığında herkes yangın varmış gibi dışarı firlamıştı.Garibime gitsede,umursamadan pamirin sırasına baktım.Kağıda bir şeyler karalıyordu. Kalkıp yanına gittim ve sırasının başında bekledim.

"Pamir.Hadi neyi bekliyorsun?"

Derin bir nefes aldı ve şöyle dedi.

"Sence bu ilişki için çok mu erken davrandık?"

Ben cevap veremeden çıkıp gitti.

Kafamı salladığmda her şeyin farkında olmuştum.

"Hayır.Hayır.Hayır!"

Hızla sınıftan çıktım ve koşmaya başladım.Fakat koşarken birine çarptım ve onu yere düşürdüm.O kişiye baktığımda ise korkuyu iliklerime kadar yaşadım.Fakat sevgilim elden giderken umursayamazdım.Bu yüzden pardon diyip koşmaya devam ettim.Zaten o da sadece bana kötü kötü bakmakla yetindi.

En sonunda bahçeye ulastığımda onu arabasına binerken yakaladım.

"PAMİİİR!"

Fakat beni duymazlıktan geldi ve arabasına bindi.

Ben de son gücümle koştum ve arabasının önüne atladım.Kornaya basmaya başladı ve el kol hareketleri yaptı çekilmem için. Ardından gaza basınca,filmlerdeki o aksiyon sahnesini aratmayacak bir şey yapıp arabanın kaputuna tutundum.Fazla geniş olmadığı için kollarım yetişiyordu.

İlerlemeye devam etmeye başlayınca çığlık attım.

Ardından arabayı durdurdu ve camı açıp bağırdı

"Ne yapmaya çalışıyorsun!?"

Gözlerimi devirdim.

"Hiiç.Canım çok sıkıldıda, arabanın kaputuna çıkıyım dedim...Ne olacak ya senin peşinden geliyorum işte!"

Arabadan indi ve kapıyı sertçe çarpıp yanıma geldi.İnmeme yardım etti e ardından yine arabaya binecekken kolundan tuttum.

"Pamir.Dün bir bugün iki.Ne çabuk sıkıldın benden!?"

Bana döndü ve.

"Bende aynı şeyi sana soracaktım.İlk günden ayrılalım bitsin, madem sıkıldın!"

O anki sinirimle suratına tokadı geçirdim.Kafası önce sağa sonra bana döndü.

"Neydi bu şimdi?"

"Senin saçma sapan düşüncen içindi!"

Ardından devam ettim.

"Ya ben seni sevmesem ilk günden sevgili olur muyum ya?Dizilerdeki gibi belki de en az elli bölüm sonra sevgilin olurdum.Ama ben inanmıştım işte aşka.Niye peki? Çünkü ben hayatımda hep çileler çektim.Hep acılar yaşadım,bir kere ya bir kere.Bir kez olsun mutlu olmak istedim.Sırf hayatını unutmak için barlarda sürünen bu kız sana aşık oldu Pamir!"

Saçma ama acıklı konuşmamdan sonra kemiklerinin kırıldığını hissettim.O kadar sıkı sarıldı ki anlatılmaz yaşanır yani.

*****

Kavgamızın ardından tam 6 saat geçti.Bana satıldıktan sonra özür diledi ve beni evime bıraktı.Kendisinin acil bir işi çıktığını söyledi ve gitti.

Ben de bu süre içerisinde ödevlerimi yaptım ve bir sürü film izledim.Hepside aşk filmiydi.

Kendimi resmen durduk yere depresyona sokmuştum.

Yerimden kalktım ve tam odama gidecekken annemin sesini duydum.

Telefonla konuşuyordu.

Yaklaştım ve sessizce ne konuştuğunu dinledim.

"Bak.Ben bunu ona söyleyemem.Kaç yıllık sır bu!Nasıl bir anda tüm gerçeği ona söylerim?!Beni dinle.En azından bir süre daha gerçeği saklayalım,biraz yeni hayatına alışsın..."

Tam devam edecekken içeri girdi.

"Tamam hocam.Yarın ben hastayı kontrol ederim.İyi akşamlar."

Bana gülümsedi ve yanağımdan öpüp iyi uykular diledi.

Bende aynısını yapıp odama gidecekken ayaklarım birbirine dolandı ve yere düştüm.Fakat yere düşerken kafamı duvara sürttüm.

Canım çok yanıyordu.

"Ahh.Dolunay iyi misin!?"

Annem yavaşça kafamı kaldırdı.Alnıma bakıp dudağını dişledi.

"Bu yaraya hastanede pansuman yapmam gerek.Evde gerekli şeyler yok.Al şu bezi bastır oraya."

Ardından hızla hazırlandı ve beni arabaya götürdü.Gözlerim artık ikişerli görmeye başlamıştı.Ve kafama tuttuğum bez tamamen kan olmuştu.

"Anne.Canım çok yanıyor."

Arabaya bindik ve hastaneye doğru yol aldık.

"Merak etme.Sadece uyumamaya çalış tatlım."

Kafamı belli belirsiz salladım.Fakat aklım almıyordu.Ben nasıl düz yolda yürürken düştüm!?

*****

Annem gerekli müdahaleyi yaptı ve dinlenmem için bir odaya yatırdı.Kendisinin hocasıyla konuşacak bir şeyleri olduğundan onun yanına gideceğini söyledi.

Elimdeki kitapla beraber annemi bekliyordum.Ne hakkında konuştuklarını cidden çok merak ediyordum ama oraya gitmek için halim yoktu.

En sonunda annem geldiğinde yüzünde çok garip bir ifade vardı.

"Anne,ne oldu?"

Gülümsedi,

"Bir hastayla ilgili sadece.Çok nadir görülen bir hastalığı varmış.Neyse sen boşver bunları.Kantinden bir şey getiriyim mi sana ?"

Kafamı salladım

"Tost isterim."

Tamam dedi ve kantine gitti.

O sırada erkek bir doktorun sesini duydum.

"Kızınıza söyleyecek misiniz?"

Karşı tarafın sesini duyamadım.Buyuk ihtimalle hastalardan birinin annesidir.

"Ama bu çok nadir görülen bir hastalıktır."

Merak ettim ve kapıyı aralayıp baktım.

Doktorun yanında annem vardı...

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin