3."Kurtuluş"

48 8 0
                                    

Her yer sessizdi.Sanki...sanki herkes,her şey hayata küsmüştü.

Her yer karanlıktı.Sanki...sanki tüm aydınlıklar karanlıklarla engellenmişti.

En sonunda hafifçe gözlerimi açmaya çalıştım.Fakat sanki kirpiklerim birbirine yapışmıştı.En sonunda zorlayarakta olsa açtım.Etrafıma baktığımda ormanlık bir alandaydım.Zihnimi yollamaya çalıştım ve hatırladım.

Pars!

En son bana bir şırınga batırmışlardı.Ve demek ki beni buraya onlar getirdi.Oflayarak ayağa kalkmaya çalıştım.Fakat başım aşırı derecede dönüyordu.Sanki dünya ayaklarımın altından gidiyor gibi.Yavaşça kalktım,minik ve sarsak adımlarla bir ağaca doğru gittim.O sırada gözüme bir şey çarpmıştı.

Çantam!

Sarsak adımlarla o tarafa doğru gittim.En sonunda tam düşecekken dengemi sağladım ve çantama uzattım elimi.Baş dönmem geçmişti,bu yüzden kendimi daha iyi hissediyordum.

Bu durumda iyi hissetsen kaç yazar?

Diyen iç sesime ofladım ve çantamın içini karıştırmaya başladım.Montum,cüzdanım,su şişem vb. şeyler vardı.Ama telefonum yoktu.
Sinirle etrafımda dönerken bu seferde gözüme siyah bir şey çarptı.

Telefonum!

Koşmaya çalışarak o tarafa doğru gittim.Elime aldığım da açılıyor mu diye baktım ve elma işaretini görünce mutluluktan ağlayabilirdim.Fakat camı çok fena çatlamıştı ve bu benim sinirime dokunuyordu.En sonunda telefonum açıldığında ilk olarak hattım duruyormu diye baktım.Evet duruyordu fakat şarjım %24 tü. Bıkkınlıkla nefes verdim ve etrafıma bakmaya başladım.Bu arada fark ettim ki telefonum çekmiyordu.Ayrıca havada kararmak üzereydi.

Ağaçaların arasında bir sağa bir sola giderek ilerliyordum fakat ne bir araba sesi ne de bir insan sesi duymadım.Bu benim için üzücü bir şeydi ama kesinlikle buradan çıkacaktım ve bir daha pars denen o hayvanı görmezden gelecektim.Zor olmazdı bence.Sadece onu görme yeter,o yokmuş gibi davranacaksın dolunay.

En sonunda bir ses duydum.Ve sesi duyduğum yere doğru ilerledim.Aslında çok fena korkuyordum ama yapacak bir şeyim yoktu.Sonunda çalılıkların o tarafa ilerledim ve çalılığı açmam ile bana bakan bir köpek görmek bir oldu.
Korkuyla çığlık attım ardından arkama bile bakmadan koşmaya başladım.Nereye koşuyorum ya da halen arkamda mı bilmiyordum ama sadece koşuyordum.

****
En sonunda durup arkama baktığımda sadece hafif karanlık bir orman gördüm ve derin bir nefes alıp verdim.Bu iyi gelmişti.Ne kadar zamandır koştuğumu bilmiyordum ama baya yorulmuştum.Senin Allah belanı versin pars!

Bedduamı da ettiktan sonra etrafıma baktım. Baya karışık bir yerdi.Her tarafta benzer ağaçlar vardı ve ne yazık ki renkleri de aynıydı.Yavaşça yürümeye devam ettim.

Nereye gidiyordum?

Buradan çıkabilecek miydim?

Bu soruların cevabını bilmiyordum ama buradan çıkmak için her şeyi deneyecektim.Ölümümün böyle olmasını istemezdim.Gerçi artık ölmek bile istemiyordum.Bu isteğim galiba sadece bir saçma dilekmiş.Canımın kıymetini yeni fark ettiğim için kendime binlerce kez lanet ediyorum!

Koştura koştura ormanda ilerlemeye devam ediyordum.Fakat Yoruldum ve durmaya karar verdim.Durunca fark ettim ki ben sadece etrafta daireler çiziyormuşum.Sinirle saçlarımı çekiştirdim.Ardından kafamda planlar yapmaya çalıştım.

Sadece sağdan gitsem.I ıh yine aynı yere dönerim.Soldan gidip sağa dönsem.Saçmalama!Pekii...Hah buldum!Sadece dümdüz gideceğim.Eminim bu sefer ilerlerim.

DOLUNAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin