Ceren, Ceren'in arkadaşı Elif ve Faruk ile birlikte okulun yakınındaki parkta, çardaklardan birine oturmuştuk.
Cerenin sorunlu çakmağıyla zar zor sigaramı yakıp çakmağı çardağın yanındaki çöpe attım.
"Ya napıyosun?"
"Yenisini alırım sana bu ne be adamı kanser eder."
"Güzel bir tane al o zaman."
"Ne alsam bundan iyi be."
Ceren gözlerini devirip sigarasını dumanını çekti. Faruk telefonuna bakıp ayağa kalktı.
"Ben kaçar gençler eve geç kalmamam gerek."
Faruk gittiğinde sadece üçümüz kalmıştık.
"Ceren sen bu sweati bana vermemiştin gidip Erkut'a mı verdin cidden? Hem kız kıyafeti o."
"Evet ona verdim. Ve kız kıyafeti değil unisex."
"Nasıl ya pembe değil mi?"
Onları dinlemiyordum bile. Uzaktan bu tarafa doğru gelen, adını henüz bilmediğim çocuğu gördüğümde hızla sweatin kapüşonunu kapattım.
Dünkü mesajlaşmamızdan sonra daha da bir utanıyordum ve bu hiç bana göre değildi.
Zaten fazlasıyla rezil hissediyordum. Ceren bana bakıp kaşlarını kaldırdı.
"Seninki geliyor."
"Şuna seninki demez misin?"
Kaşlarımı çattığımda onun sesi gelmişti.
"Çakmağınız var mı gençler?"
Kafamı kaldırıp ona baktığımda bana bakarak sırıttığunı gördüm. Komik bir şey mi vardı?
Oyun mu istiyordu?
Elimdeki sigarayı dudaklarımın arasına götürüp kafamı ona doğru uzattım.
Kaşlarını kaldırıp bana baktı. Omuz silkip gözlerimle sigarayı işaret ettim.
Yavaşça yüzüme doğru yaklaşmaya başladığında yaptığım şeyin yeni farkına varmıştım. Neden böyle bir şey yapmıştım ki?
Sigarasını ucu benimkinin ucuna değdiğinde hala gözlerime bakıyordu. Ben de ona bakıyordum.
Kalbim hızla atmaya başlamıştı ve bu hissi sevmemiştim. Kokusu da bana hiç yardımcı olmuyordu.
Geri çekildiğinde kalbim hala aynı şekilde atıyordu.
Dumanı üflerken konuştu.
"Pembe yakışmış."
Şaşkın bir şekilde ona bakarken, baştan aşağı beni süzüp o tuhaf gülümsemeyi tekrar yüzüne yerleştirdi.
"Yani yanaklarındaki."
Göz kırptığında birden öksürmeye başladım. Zar zor kendime gelip ona baktım. Ne diyeceğimi bile bilmiyordum ve neden böyle hissediyordum?
"Bu kadar heyecanlanacağını düşünmemiştim."
"Siktir git lan!"
Gülüp geri geri adımladı ve elini salladı.
"Görüşürüz o zaman."
Arkasından ona bakıyordum. Gözlerimi üzerinden çekemiyordum. Bana bir şeyler oluyordu.
"Havada aaaaşk kokusu vaaar~."
Hızla öfkeli bakışlarımı Ceren'e çevirdim. Kahkaha atmaya başladığında sinirle konuştum.
"Saçmalamasana ya!"
Elif de benimle aynı düşüncede olacaktı ki şaşkınca cerene baktı.
"Ne saçmalıyorsun Ceren, Erkut ibne mi?"
Dudaklarımı ısırıp Elif'e baktım. Çok büyük bir hata yapmıştı.
'Ceren'in yanında edilmemesi gereken sözler' kuralını çiğnemişti.
"Sen nerenin cahilisin ya?"
Elif şaşkınca Ceren'e baktı.
"Ne diyorsun be!"
"İnsanların yönelimli seni ne ingilendirir? İbne nasıl bir kelime? Kaçıncı yüzyıldayız?"
"Ne yani Erkut ibne mi?"
"Cidden bunu mu anlıyorsun?"
"Ben anlayacağımı anladım."
Ayağa kalkıp gitmeye başladığında şaşkınca Ceren'e döndüm.
O da aynı şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Hassiktir!"
İkimiz de aynı anda bunu söylemiştik. Az önce okulun en dedikoducu kızı benim gay oluğumu düşünmeye başlamıştı.
Ve bu yarın herkesin bunu öğreneceği anlamına geliyordu.
--
Mal elif yaa djjskd
Bu hikayeyi sevdimm
Siz ne düşünüyorsunuz?
🐜