3. BÖLÜM

256 14 2
                                    


"Yağmur..."

Nasıl olurdu bu ? Yine karşıma çıkmıştı. Ve düşman mahallenin reisi olarak. O dolmuştaki halinden eser yoktu şu an karşımdaki adamın. Hatta tam tersi çok ciddiydi. Kahverengi gozleri daha koyulaşmıştı. Hızlıca oturduğum sandalyeden kalktığımda bütün gözler bende olmuştu.

" şeeeey... ııııııııııııı... izninizle "

diyip hızlıca parka doğru yürümeye başladım. Arkamdan birilerinin ayak seslerini duyuyordum ama kimin olduğuna bakma gereği duymamıştım. Büyük ihtimalle kızlardı. Parka gelip merdivene benzeyen o büyük oturacların oraya gidip en üste çıkıp kenar tarafına oturup kafamı iki elimin arasına aldım. Nasıl olurdu bu? Ne yani biz düşmanmıydık onunla ? Hala kafam karışırken nefesin dediği ile ona döndüm

" bu o "

" o kim "

dedim onunla aynı tonda. Buse de benim gibi sorar gözlerle nefese bakıyordu.

" o kitapçıda karşılaştığım çocuk "

dediğinde benim gözlerim büyürken buse sorarcasına

" hangisi "

dedi. Kolyesini kaybettikten sonra abimgil bizi biraz tek bırakmışlardı. O sıra da nefes de herşeyi anlatmıştı bize. Nefesin sesini duyunca tekrardan ona baktım.

" ikinci arabadan inendi "

♣️♣️♣️

     Biz konusurken abimgil gelince susmak zorunda kalmıştık. Abimgil ile biraz sohbet edip parktan çıkarken baran ve tayfası da parka giriş yapmıştı. Barana bakarken birden o da bana bakınca gözlerimiz buluşmuştu. Gözlerimi kaçırıp önüme döndüm ve yürümeye başladım. Kafamı kaldırdığımda araf yavaşça bize doğru geliyordu. Tam karşımıza geldiğinde abimgile başı ile selam verip nefese döndü ve cebinden nefesin kolyesini çıkartıp ona tutunca nefes sevinçle kolyeyi alıp

" kolyem "

demişti. Araf da gülümseyerek konuşmaya başladı.

" kitapçıda düşürmüştün. Arkandan koştum ama yetişemedim "

dedi. Baragile baktığımda onlar da şaşkınca  buraya bakıyorlardı. Yavaş yavaş gelip arafın yaninda durdular. Sarışın kız konuşmaya başlayınca barandan  gözlerimi ayırıp ona baktım.

" araf abi bir kızın arkasından koşuyor öylemi " - saygidan dolayi abi diyor-

dedi şaşkınca. Ne vardı ki bunda şaşılacak anlamamıştım. Baran da kaslarını çatmış arafa bakıyordu. Neden hepsinin yüzü şaşkın bir haldeydi. Baranın sesini duymamla düşüncelerimden sıyrıldım.

" iyimisin sen ? Kafana saksı mı düştü ? Ya da birşey mi iştin? "

dedi tek kaşı havada. Kızlar kıkırdamaya başlayınca onlara dönüp öldürücü bakışlar atınca susmak zorunda kaldılar. Nefese baktığımda ise yüzü kızarık bir şekilde olanları izliyordu. Utanmışmıydı o ? Yüzümde gülümse oluşmuştu nedense. Tekrar önüme döndüğümde asaf abi

" sen de ne işi var kolyenin adama verseydin ya "

dedi kaşları havada bir şekilde. Araf

" nerden bilebilirdim adamın kolyeyi alıp satacağından "

diyince asaf abi

" sen niye satmadın o zaman "

" belliki manevi değeri var "

DÜŞMAN AİLELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin