2 gün sonra,
Louis daha fazla dayanamıyordu. Harry'yi görmesi gerekiyordu. En azından iyi olduğunu bilmeliydi. İçi hiç rahat değildi ve onu görmeden rahatlamayacaktı. Oturduğu deri koltuktan kendini iterek bir hışımla kalktı ve kapıya doğru adımladı. Paltosunu omuzlarına attı ve kapıyı sertçe açıp çıktıktan sonra tekrar sertçe kapattı. Çıkmadan hemen önce Jordan'ın "Nereye gidiyorsun?" Dediğini duymuştu ancak cevaplamamayı tercih etmişti. Engel olmaya çalışacaklarını biliyordu ve bunu hiç istemiyordu.
Son model arabasına bindi ve gazı kökledi. Harry'nin bulunduğu hastaneye gidiyordu. Onu orada bulmayı bekliyordu. İyi olarak bulmayı. Belki de söylediği gibi, taburcu olmuştu. Louis bunların hiçbirini bilmeden son hızla arabasını hastaneye sürüyordu. Eğer gerçekten orada değilse sevinebilirdi. Bu iyi olduğu, taburcu olduğu anlamına gelirdi. Nereye giderse gitsin Louis'nin onu bulacak gücü, parası ve en önemlisi cesareti vardı.
Hastaneye girdi ve hızla yürümeye başladı. Etraftaki bakışları umursamadan asansöre yöneldi. Düğmeye bastı. Birkaç saniye olduğu yerde bekledi. Daha sonra fazla bekleyemeyeceğini fark etti ve koşarak merdivenlere yöneldi. Zaten 1 aydır bekliyordu onu görmeyi.
Üçerli çıkarak merdivenleri tamamladı ve koridora girdi. 294 numaralı odanın önünde durdu. Heyecanla atan kalbine koydu elini. Nefes nefese kalmıştı. Nasıl gireceğini bilmiyordu. Ne demeliydi? Ne yapmalıydı?
Elini kapı tokmağına koydu ve yavaşça çevirdi. Sessizce açılan kapının ardından içeri girdi. Gözleri hasta yatağındaki ince bedene kaydı. Harry uyuyordu. Tuttuğu nefesini sessiz olmaya çalışarak bıraktı ve kapıyı kapattı. Ardından yatağın yanındaki sandalyeye doğru yavaş ve sessiz adımlar attı. Yerleştiği sandalyeden küçük bebeğini izlemeye başladı. Hala taburcu olmaması içinde bir yerleri acıtıyordu.
"Seni çok seviyorum. Canımı yakıyorsun ama vazgeçemiyorum. Büyülenmiş gibiyim. Neden bu kadar güzelsin? Neden bu kadar hastasın? Neden sana bu kadar aşığım?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brave {Yarı Texting} (Larry Stylinson)
Teen Fiction"Ne istersen yaparım, Harry. Ama senden vazgeçmemi isteme benden." They're kinda share that really.