Öpücük

23 4 0
                                    

  Karanlık yolda yürüyordum az önce ne yaşadığımı neler duyduğumu anlamaya çalışıyordum gözümün önüne geçmişim gelince gözlerim yaşarıyordu ve şuan ki halime bakınca ne kadar aciz olduğumu düşünüp kendimden bir kez daha nefret ediyordum.
   Kardeşimi unutmuştum unutmam yetmez gibi ona işkence yapmış ve ne zamandan beri de kendisini bana karşı düşman gibi bellemiştim ne kadar da salaktım aslında herşey ortadaydı onun ben dahil olmak üzere okuldaki herkesten soyadını saklaması ve diğer garip davranışları bunları hepsini bir araya toplarsak aslında onun gerçekten kardeşim olduğunu anlayabilirdim ama lanet olsun ki ben bunu daha yeni anlamıştım.Kafamdaki düşünceler birbirine savaş açacak nitelikte gibiydi,yorulmuştum hayatın bu kadar adaletsiz ve iyi insanları hep yıkabilecek kadar kötü olmasından bıkmıştım ahh lanet olsun az önce kendime iyi dedim değil mi? hayır ben iyi biri değilim kardeşine böyle kötülükler yapan birisi iyi biri olamaz.
   Bir süre sonra gözlerimden yaşlar akmaya başladı ayaklarım sanki yerden kayıyor gibiydi kalbim belki de hiç olmadığı kadar yorgun düşmüştü az sonra gözlerim kapanıp yere yığılınca sonumun geldiğini anlamak çok da geç olmamıştı.
Zeynep'in ağzından;
  Ceydayı kaç kere aradığımı ve mesaj attığımı artık sayamıyordum bile endişelenmekten başka bir şey yapamamak sinirlerimi bozuyordu.Daha fazla dayanamayarak Nur'a dönüp konuşmaya başladım "Acaba Ceyhanları arasam nasıl olur? onlar nerde olduğunu biliyorlardır belki" yorgun çıkan sesimle ancak bunları söyleyebilmiştim Nur ise endişeli ses tonuyla "Bilmiyorum ama onların bildiklerini de sanmıyorum ama sanki bana en son Berra kaşarına işkence yapmaya gideceğini söylemişti." dedi.Bunu söylemesiyle endişem ikiye katlandı ya o pislik hayatımı güzelleştiren meleğime bir şey yaparsa diye korkuyordum korkmakta da haklıydım çünkü o Ceyda'dan nefret ediyordu hem de öyle bir nefretti ki bu sanki önceden hayatında olup intikam almak istermiş gibi davranıyordu ve bunları düşünmek bile korkunçtu.
   Eğer burada daha fazla kalırsam çıldıracaktım.Gerekise her sokağa bakıp onu arayacaktım sokakta gördüğüm bazı insanlara onu görüp genceciklerini soracaktım çünkü onunsuz olan bir hayat benim ölümüm olurdu bunu çok iyi biliyordum.Vakit kaybetmeden evden çıktım tüm sokaklara bakmıştım ama sadece bir tanesi kalmıştı orası da çok karanlık ve ıssız bir ara sokak olduğu için ne kadar girmeye korksam da o ara sokağa girdim.
  Yerde hareketsiz yatan meleğimi görünce çığlık atmamak için ağzımı iki elimle kapattım.Yanına gittim başını bacaklarıma koyup yüzünün bana dönmesini sağladım gözlerindeki yaşların neden aktığına ve neden bu halde olduğuna anlam veremiyordum sadece tek istediğim iyi olması ve o güzel gözleriyle yeniden gözlerime bakmasıydı ve eminim ki iyileşecekti çünkü onun çok güçlü olduğuna inanıyordum kanatsız meleğim beni asla bırakmayacağına söylemişti o sözünü tutardı.Düşüncelerimden sıyrılıp ilk önce herhangi bir yara almış mı diye kontrol etti yara almadığını anlayınca sevindim daha sonra nabzına baktım tabiki de beni bırakmamıştı yaşıyordu.
  Gözlerinden akan yaşlarını ellerimle sildim sarılıp o mükemmel kokusunu içime çektim bir insan nasıl bu kadar büyüleyici kokabilir anlayamıyordum ondan ayrıldıktan sonra yanaklarına ve o güzel pempelikteki dudaklarına öpücük kondurdum yavaş yavaş gözlerini aralayınca onu öpenin ben olduğumu anlayıp gözlerini yeniden kapatıp bana karşılık verdi.Alt dudağını ısırınca dillerimizi buluşturduk.Bu yaptığımız şey ilk defa bu kadar uzun ve güzel geliyordu sanki tüm yaralarımı kapatıyordu beni koruyan bir kalkan gibiydi.Öpüşmemize burada devam edemeyeceğimiz için eve gittik.
  Kanatsız meleğimin odasına gittik dudaklarımız yeniden buluştuğunda aynı zamanda yatakla da buluşmuş oldum ceyda üstümdeki yerini alınca bu sefer dudakları boynuma indi.Boynumu ısırdığında ağzımdan bir inleme kaçtı bahse girerim yarın boynum morarık gezecektim.Bir süre sonra üstümüzdekilerinden kurtulup birbirimize sürtünmeye başladık.Odayı inlemelerimiz doldursa da bu şuan umrumuzda değildi.Yaptığımız bu güzel şeye biraz daha devam ettikten sonra birbirimize sarılıp uyuyakaldık.

SonsuzumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin